Bir ihbar üzerine Adana ve Hatay’da durdurularak aranmak istenen MİT’e ait sır yüklü TIR’ları durdurtan Jandarma alay komutanı ve arama yapmaya kalkan Cumhuriyet başsavcısı ve iki savcı hakkında Tarsus 2.Ağır ceza mahkemesinden TCK’nın 312 maddesi kapsamında tutuklama kararı çıktı.

Daha kendi araçlarının gizliliğini koruyamayan ülkenin jandarma ve savcısına enselenen MİT’in devletin sırlarını nasıl koruduğu ise akıllarda soru işareti doğuruyor.

Bu MİT’in içerisinde “devlet sırrı” taşıdığını iddia ettiği TIR’daki “devlet sırrı” için dönemin iç işleri bakanı Efkan Ala’nın Türkmenlere insani yardım, kamuoyunda ise Suriyeli muhaliflere hatta IŞİD’e gönderilen silah ve mühimmat olduğu dahi iddia edilmişti.

Sır yükü taşıyan TIR’ların durdurulma olayı patlak verdiği zaman da aynı şeyleri yazmıştım.

Burada MİT’e ait TIR’ları Jandarmanın durdurması, savcının arama isteğinin yanlışlığından ziyade MİT gibi bir kurumun “devlet sırrı” taşıdığı iddia edilen ki doğrudur TIR’ların bir ihbar üzerine aranmak için durdurulmasının ayıbı MİT yetkililerine aittir. MİT daha kendi araçların gizliliğini koruyamamıştır.

Burada Jandarma ve Savcılar kanunlar ile kendilerine verilen yetkilere dayanarak devletin güvenliği adına bu sır bu araçları durdurarak görevlerini yerine getirmişlerdir. Savcı 2937 sayılı yasanın hükümlerine göre görevini yapmış tutanağını tutmuş ve TIR’ı serbest bırakmıştır. 

Gelin görün ki bu gün asıl devlet malının (sırrı) gizliliği ve güvenliğini sağlayamayan bir teşkilatın ilgili yetkili ve sorumlularının hesap vermesi gerekirken.  Görevini yerine getiren İl Jandarma Alay Komutanı Özkan Çokay, Eski Adana Cumhuriyet başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Savcılar Aziz Takcı ve Özcan Şişman hakkında Tarsus 2.Ağır ceza mahkemesi tutuklama kararı çıkarıyor. Hem de “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası öngören TCK’nın 312. Maddesine istinaden. Tutuklama karar çıkarılan komutan ve savcılar kendileri gelip teslim oldular.

Anlaşılan TIR’ların durdurulması konusunu “paralel”’e bağladılar. Yoksa buradan bir hukuksuzluk doğar. Velev ki bu işi yapanlar onların (paralel yapı) güdümünde bu daha da büyük kabahat, lakaytlık ve beceriksizlik. 17 ve 25 Aralık sonrası “paralel yapı”yı siz ortaya attınız devletin kurumlarını böyle bir yapılanmanın kuşattığını söylüyorsunuz.  Henüz bu olaydan birkaç gün sonra ise “devlet sırrı” taşıyor dediğiniz bu TIR’lar için tedbir almaması ihmal, lakaytlık, beceriksizlik, tecrübesizlik vs. adına ne derseniz deyin bu MİT’in sorumluluğundadır.

Durdurma ve arama işlerini gerçekleştiren jandarma ve savcılar görevlerin ifa etmişlerdir. Bu işi bağlantıları “paralel yapı” adına yaptıkları için yargılanacaksalar dava sonuçlanmadan bir söz söyleyemeyiz. Çünkü “her işi suçluluğu ispatlanana kadar masumdur.” Ancak bu TIR’ların sevkiyatçıdan sorumlu MİT mensuplarının sorumsuzluğu aşikârdır. Jandarma ve savcılardan önce onların hesap vermesi gerekir.

İbrahim Halil SİPAHİ

11.05.2015/adanapost.com