Neyle doyar kalbim bu saatten sonra?
Şimdi beni kim çağırır kendi ecelimden başka;
selâmı duyar gibiyim yaşadığım şehrin arka semtlerinde, bir camide.
Hangi ömür huzurludur ki bu dünya teneşirinde;
hangi ölüm iştihayla aratmaz kendini günün birinde?
Güzel kokular sürerek karşılıyorum bana gelen ölümümü;
dikenlerimi kendime batırarak olgunlaştırdım ben bu gülümü.
Şimdi nasıl ikna edebilirim kendimi yeniden, her şeyi yaşamaya;
yüreğimde yer kalmadı hayat denen bu yoğun temaşaya?
Şimdi hangi duyguya daha aç şu benim sekteyen kalbim;
haykırsam sesimi kendimden başka kime duyurabilirim?
Yağmur, rüzgar ve uğultuyla inleyen terk edilmiş sokaklar
da bana ancak bir şemsiyenin altı kadar yer var.
Şimdi beni kim çağırır kendi ecelimden başka;
Neyle doyar şu yorgun kalbim bu saatten sonra?
Ahmet Yürekli
27.10.2010, İstanbul.
Önemli not : Bu yazıları şiir olarak mütâlâ etmemenizi önemle rica ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.