Kaplıcada herkesle konuşuyorum. Hiçbir Siyasi konuşma yapmıyorum. Dini konuları hafif, sıkmadan konuşuyorum. Siyasi konu açılırsa "ben hocayım, Siyasi konuları bana sormayın, diyorum. Tek tek dinliyorum, farklı parti mensupları ama hepsi dine inanıyor. Hepsi altmış yaşın üstünde. Siyasi tartışma yaptıkları oluyor. Müdahil olmuyorum. Hoca olduğum için herkes saygı gösteriyor. Diz üstü mayo giyen biri vardı. Solcu mu diye düşündüm. 2011'de hacca gitme nasip oldu, dedi. Bir kaç kişi bir yerde toplanmışlar. Sohbet ediyorlar. Yeni biri gelmiş. Selamdan sonra seni ilk görüyorum, dedim. Ankara’dan geldim dedi. Hemen başladı, Ankara diye bir şehir yoktu, gecekondular vardı. Bu iktidarın başarısı, dedi. Ben de ben hocayım, siyasi konulara girmiyorum dedim. Adam yüksek sesle bağırarak asıl hocaların konuşması lazım. Bu iman meselesi, dedi. Ben partici olursam sözüm etkili olmaz, dedim

Dedim de anlayan kim, dinleyen kim. Anladım dedi sen altılı masadan falan kişinin hocasının, dedi. Yok ben İslam dini hocasıyım dedim. Vaizim, dedim. Vaiz isen şu partiyi, başkanını daha güçlü desteklenen gerekir. Hocam korkma bağıra bağıra şu partiyi destekle, bu dinin emri, dedi. Ses çıkarmadım. Oradan uzaklaştım. Uzaktan Dinliyorum. Ben sendikacıyım, Çok işçi parası yedim. En lüks otellerde kaldım, en lüks kaplıcalar gittim. diye ekledi

Tartışmam olmazdı. Uzak durdum.

Bir ara "Ben ortada okurken" dedi, ben de ortaokuldan sonra nerelerde okudun dedim. Duymamazlıktan Geldi.

Çıkışta adama şaka yollu. Beni yenen sen oldun, dedim ben kitabın ortasından okuyorum. Sen kenar yazıları okuyorsun, dedim. Nükteyi anlamadı. Ben kitabın ortasını kenarını okurum, dedi. Çıkışta biri bana yaklaştı. Hocam Sizi ben çok takdir ettim. Adam seni politika tartışmasına sokmak istiyordu, siz hiç yanaşmadınız, dedi. Ben de ben hocayım, yanımda Müslümanların tartışmasından rahatsız oluyorum, dedim.

Seçimlere daha bir yıl var ama insanlar seçim sath-ı mailine çoktan girmişler. Veya bazıları hiç çıkmamışlar.