Türkiye 10 Ağustos?ta partilerin belirlediği ve halka buyurun seçin diye dayattığı üç adaydan birisini ülkenin 12. Cumhurbaşkanı olarak seçecek.

Böylelikle, Türkiye?de tarihinde ilk defa Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş olacak.(!)

İlk tur oylama için yaklaşık 15 günlük bir süre kaldı. Adayların oy için gezileri yoğun bir tempoda devam ediyor.

10 Ağustos?ta İlk turda yeterli üç adaydan bir tanesi seçilmiş olacak.

Şayet üç adaydan bir tanesi yeterli oyu alamaz ise, en çok oyu alan iki aday 24 Ağustos?ta yapılacak ikinci tura kalacak ve bu turda en fazla oyu alan aday 12. Cumhurbaşkanı seçilecek.

Sonuç olarak üç adaydan bir tanesi seçimin galibi, kazananı olurken diğer iki aday ise kaybedeni veya diğer bir değimle kazanamayanı olacak. 

- Demokratik eşitlik, hak ve özgürlükleri savunan sadece Kürt halkının temsilciliğini yapan HDP?nin adayı Selahattin Demirtaş demokrasi ve eşitlik istemi ile yaptığı ayrımcılığını ortaya koyma adına. Bu yarışta ?bizde varız? dercesine (sanki bugüne kadar yoklarmış gibi) aday olarak girdiği bu seçimde takdir edersiniz ki, sadece Kürt halkına (halkımıza) hitap ettiği için alacağı oy oranı aşağı-yukarı belli ve seçilme şansı yok.

Hal böyle olunca seçim neredeyse iki aday arasında geçecek.

Seçimi kazanma şansının olmadığını kendiside bilen Selahattin Demirtaş siyasetin içinde olan bir isim olarak, seçim sonrası siyasi yaşantısına milletvekili ve HDP eşbaşkanı olarak devam edecek.

- Çatı adayı Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu siyasetin dışından bir kişi, akademisyen ilim adamı.

Seçilemez ise, kaybedecek bir şeyi olmayacak. Seçim kendisi için siyasi bir deneyim ve yakından tanınmasına vesile olmuş olacak.

Belki de CHP veya MHP İhsanoğlu,  şayet kabul ederse taltif etmek babında 2015 genel seçimlerinde kendisini milletvekili adayı olarak gösterebilirler tabi bu bir tahmin sadece.

Demirtaş gibi Ekmeleddin İhsanoğlu?nun da seçilemez ise kaybedecek bir şeyi yok.

Yalnız İhsanoğlu?nun kaybetmesi alacağı oy oranına göre CHP?de sıkıntı yaratabilir.

Bilindiği üzere CHP?de 20 milletvekili İhsanoğlu?nun adaylığına karşı çıkmış ve aday dilekçesine imza koymamışlardı.

Son 30 Mart yerel seçimlerinde CHP ve MHP?nin toplam oy oranı % 43 idi. İhsanoğlu % bu oranın altında bir puan alırsa Kılıçtaroğlu CHP içindeki İhsanoğlu muhaliflerine faturayı kesmesi söz konusu olabilir. Böyle bir olasılık karşısında muhalif grup ise, İhsanoğlu?nun  yanlış  aday olduğu konusunda haklı çıktıklarını ortaya sürebilirler. İşte böyle bir olasılık CHP içinde bir kargaşa çıkması ihtimaldir, umut ederim ki böyle bir sıkıtı yaşanmaması. İhsanoğlu?nun bende yanlış bir tercih olduğu düşüncesindeyim. Ancak Erdoğan?a karşı anti-demokratik ve orantısız şartlar içerisinde adayların bu seçimde mücadele ettiği gerçeği de göz ardı edilmemelidir.

Kılıçtaroğlu?nun İhsanoğlu?nun kazanması adına varını yoğunu ortaya koyması ve parti içi muhalefet üzerinde baskı kurmaya çalışmasının altında yatan nedenlerden bir tanesinin de Erdoğan?ı alt etmenin yanı sıra İhsanoğlu kazanırsa muhaliflere,  İhsaoğlu?nun aday gösterilmesin isabetli bir karar olduğunu ortaya koyma çabasıdır, diye düşünmekteyim.

İhsanoğlu?nun kaybedecek bir şeyi yok dedim, ancak CHP ve MHP kaybetmiş olacak ki, bu da Erdoğan?ın kazanması demektir. 12 yılda hiçbir seçimi kaybetmeyen Erdoğan?ın bu zaferi! karşısında artık dağ olsa dayanmaz. Allah muhafaza eylesin. 

2011 genel seçimleri ve son 30 Mart yerel seçimlerinde aldığı oy oranları ile seçimin kendinden en emin adayı başbakan R.Tayyip Erdoğan?ı, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ise artık hiç kimsenin tutamayacağı gün gibi aşikâr!.

Artık meydanlar, medya Erdoğan?a kalmış olacak ki, karşısında kimse konuşamayacaktır. Daha öncede defalarca yazıp anlattığımız gibi tek aday olma yolunda önündeki tüm engeller kalmış olacak. Daha fazlasın düşünmek ve yazmak istemiyorum. 

-Ya peki kazanamazsa? O zaman ne olacak?

Aslında yapması gereken tek şey istifa ederek siyaseti bırakması ve istirahata çekilmesi olacaktır. Sağlık durumunun yerinde olmadığını biliyoruz. Böylesi kendisi ailesi ve sevenleri için en doğru karar olması ile birlikte milletimize de en büyük hizmet olacaktır. Her zaman söylerim  ?bazen en iyi hizmet vakti gelince bir kenara çekilmektir? diye.

Lakin Cumhurbaşkanlığını kaybeden Erdoğan?ın kolay pes edeceğini ve bir kenara çekileceğini düşünmüyorum.

Öncelikle Erdoğan kaybederse ilk kez seçim kaybetmiş olacak ve bu durum hayal kırıklığı olacak Erdoğan, AKP ve toplumun psikolojisinde bir sarsıntıya neden olacak.

Erdoğan siyaseten pişkinliği ile bu süreci çabuk atlatacaktır.

Cemaatle bağlarını tamamen kopardığını var sayacak olursak, İnceldiği yerden kopsun dercesine eskisinden daha hırslı ve saldırgan politikasına devam edebilir.

Yumuşak bir politika izleme ihtimali olabilir mi? derseniz, benim tanıdığım Erdoğan ?İktidar için papaz cübbesi giyerim? demişti. İktidarını sürdürmek adına her manevrayı yapabilir. Kalemi kırılmadıysa..

Bir önemli husus da, Erdoğan?ın kaybetmesini fırsat bilen muhalefet partileri erken genel seçim taleplerini yineleyerek gündeme getirecektir. Ancak Erdoğan?ın bu talebi kabul edebileceğini düşünmüyorum.

Velhasıl-ı kelam bu seçim sonrası Erdoğan?ın kazanması da kaybetmesi de ülke meselesine dönecektir.

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

26.07.2014/adanapost.com