Teşekkürler CHP delegesi!..
“Bu kurultay farklı olacak!..” sloganıyla başlayan bir CHP kurultayı daha sona erdi. Biz de bunu Facebook hesabımızda, “Bu Kurultay Farklı Olacak… Bu Kurultay Farklı Olacak… …2918 Bu kurultay Farklı Olacak…” diye tîye alarak duyurmuştuk. Çok şükür, ne CHP ne de CHP delegeleri bizi yanıltmadılar!.. Efendim cümlesine buradan sonsuz teşekkürlerimizi iletiyor, ayrı ayrı gözlerinden öpüyoruz!.. İyi ki varsınız!..
Aslında birbirinden hiçbir farkı olmayan CHP kurultaylarının 36.sı gerçekleştirildi. CHP kadar kurultay yapmayı becerebilen (!) bir başka partimiz, ne yazık ki, yoktur!.. Köpürtülen egolar, şişirilen içi kof, beceriksiz liderler, dağıtılan rüşvetler ve pompalanan korkular…
“Tehlikenin farkında mısınız?!..” sloganlarıyla, karşısında amansız bir düşman portresi çizen, ama kurtuluş için gösterdiği reçetelerin ne kadar içi geçmiş, koflaşmış, toplumu olduğu yerinden milim öteye götürmeyecek, götüremeyecek şeyler olduğunu göremeyen bir anlayış…
Şimdi kurultayın yankılarını, önce CHP’li kalemşörlerin bakış açılarıyla yansıtalım; sonra da kendi düşüncelerimizi ortaya koyalım: İşte bir CHP’li kalemşörün, kendileri açısından son on altı yıllık sorunsala bakışı:
“Bugün ülkemiz, kuruluşundan bu yana, varlığına ve ülke bütünlüğüne yönelik çok büyük tehditlerle karşı karşıyadır. Türkiye’miz, laik cumhuriyetten, Atatürk ilke ve devrimlerinden, kurucu değerlerden uzaklaştırıldığı için bugünkü sıkıntılara düşmüştür.”
“16 yıldır en kötü koşullarda ülkemizi yöneten siyasi iktidara karşı, etkin ve güçlü bir muhalefetin olmaması, büyük bir sorundur. İşte bu sorunu aşmanın yolu 3-4 Şubat 2018 tarihinde yapılacak CHP kurultayından geçmektedir. CHP kurultayı, yaşadığımız karşıdevrim dalgasını durdurmak ve yeniden Atatürk ilkelerine dönmek için önemli bir fırsattır.”
“Laikliğin tehlike altında olmadığını söyleyen bir genel başkan ile CHP nereye varabilir? Zaten tıpış tıpış dayatılan Ekmeleddin olayı, niyetleri ve projeleri ortaya çıkarmaktadır. Dış güçlerin desteğiyle, cemaatle ilişkisi olduğu bilinen tutuklu bir milletvekili için yapılan adalet yürüyüşünün sonucu ne olmuştur; adalet mi gelmiştir? Adaletten söz edenler, parti içindeki adaletsizliklerle ilgilenmemektedirler. Genel seçimlerde %10 ülke barajına karşı çıkanlar, partideki genel başkanlık seçimlerinde %10 barajı için sessizliklerini korumaktadırlar. Kemalist ideolojiye sahip olmayan ve genel başkan seçildiğinden beri her seçimi yitiren böyle bir genel başkan ve yönetim kadrosunun partiye ve ülkeye vereceği hiçbir olumlu getiri yoktur, olamaz da…”
“CHP’de sorun ideolojiktir. Kemalizm ilkeleri terk edilmiş, liberal, cemaatçi, ırkçı ve mezhepsel adaylara pirim verilmiş, partinin programına ve tüzüğüne karşı adaylar milletvekili, yönetici yapılmıştır. Kendilerine yeni CHP diyenler içinde, ülkemizin ve partinin kurucusu büyük önder Atatürk’e bile hakaret edenler bulunmaktadır. CHP’de hiç kimse partinin kurucu değerlerini yok sayamayacağı gibi, kimliğini, ilkelerini, altı oku ve Atatürk’ü tartışamaz. İşte bu durum CHP’yi %25 oy oranına sıkıştırarak, sürekli oy yitirilmesine neden olmaktadır. Kurtuluş, kuruluştadır; eşsiz liderimiz Atatürk’tedir. Kurtuluş, kurucu partinin gerçek kimliğine dönmesindedir.” (S. Karaman)
Yukarıda tırnak içinde aktardığım cümleler, içi yanık bir CHP yazarına ait ve kendince, CHP’yi %25’ten kurtarma formülleri… Ne yazık ki bunlar hâlâ CHP’nin ve ülkenin kurtuluşunu, bu milletin imanına, inancına, gelenek ve göreneklerine atılmış bir dinamit olan Kemalist ideolojide görmektedirler. Hâlâ laiklik davulu çalmaktadırlar… Öbür taraftan bu yazar vatandaş, FETÖ ile, dış güçler ile olan ilişkiler konusunda önemli itiraflarda bulunmakta, parti içi adaletsizliklerin ve iki yüzlülüklerin, tutarsızlıkların portresini çizmektedir.
Nihat Genç’in, “CHP'DE ATATÜRK SEÇİME GİRSE KAZANAMAZ, DEMİRTAŞ KAZANIR!..” ironisi bir yana, “Adalet Kurultayı” adı verilen bu kurultayla ilgili Muharrem İnce’nin aşağıdaki sözleri, yaldızlı sözlerin ipliğini pazara çıkartmaya yeter de artar bile: “Adalet kurultayı diyorsunuz; bana müzik çalmada bile adalet göstermiyorsunuz!..” “127 yeterli imzayı bulamadı, aday olması için 49 imza bağışlıyorum dediğiniz kişi, 447 oy aldı. Partide kurduğunuz bu korku düzeniyle mi Türkiye'ye özgürlük getireceksiniz?!..” “Sözde mükerrer 49 imzayı lütuf göstererek bana bağışlayanlar, imzasını aldığı 291 delegenin oyunu alamadı. Kendi partinizin delegesinden imza alıp oy alamıyorsanız, milletten nasıl oy alacaksınız?!..”
Yani dostlar, CHP bildiğiniz CHP… Böyle geldi böyle gider!.. İskilipli Âtıf’ın idam edilişinin yıl dönümü olan bu günde, milletin beddualarını almış, milletin değerlerine sırt çevirme şöyle dursun, onları yok etme planı üzerine kurulmuş bir parti, asla iflah olamaz!.. Temeli bâtıl bir ideoloji üzerine bina edilmiş, milletine, milletinin temel değerlerine düşman ve milletin ahını almış bir parti, 2918’de yapacağı kurultayda da, böyle giderse, ömrü müzmin muhalefetle geçen, asla iktidar ümidi besleyemeyen bir parti olarak kalacaktır. Tek ümit olan “DARBE” ise, devrini tamamlamıştır.
Aman sakın ha, bizim “İRONİ”miz gerçekleşip de CHP 2918’i görmesin!.. Allah korusun; bizden sonraki nesle, “İRONİK” de olsa, böyle kötü bir miras kalmasını, asla arzu etmeyiz!.. Dileğimiz, en kısa sürede CHP levhasının çöplüklerdeki ya da tarihin tozlu raflarındaki yerini almasıdır!..
CHP delegelerine tekrar sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum, tekrar tekrar gözlerinden öpüyorum efendim!.. Zira, Sosyal medyamız Kılıçtaroğlu olmadan ne yapar?!.. Hiciv dünyamız, ironi dünyamız öksüz kalmaz mı maazallah!.. Bırakın adamcağız o koltukta oturmaya, İş Bankası’ndan nemalanmaya devam etsin!.. Biz böyle başarılı (!) bir muhalefet liderini nereden buluruz?!.. Sekiz yılda sekiz seçim kaybetmişmiş de bir türlü etkin bir muhalefet ortaya koyamıyormuşmuş da hâlâ utanmadan kurultay seçimi kazandım diye övünüyormuşmuş da… Geçiniz efendim, geçiniz!... Vallahi daha iyisini bulamayız!... Muharrem abim seçilseydi, biraz tavuk, tavukçuluk muhabbeti yapardık; ama Kemal Bey kadar bize malzeme veremezdi. Oh oldu seçilemediği efendim, oh oldu!..
“Kurultayda sonuna kadar Kılıçtaroğlu’nu destekliyorum; ondan iyisini bulamayız!..” demiştim. Teşekkürler CHP delegesi!.. Aldığınız rüşvetler, yiyip içtikleriniz benden yana helal olsun!.. Sayenizde 2019 seçimleri için bayağı rahatladık!..
CHP seçmenine buradan naçizane birtakım tavsiyelerde bulunmak istiyorum: Sevgili CHP’liler, benim gençliğimde, solcular, CHP’liler devamlı kitap okurlardı, oldukça entel geçinirlerdi. Siz sakın okumayın, okutmayın!.. Okuyacak şey olarak size Cumhuriyet ve Sözcü gasteleri yeter de artar efeeem!.. Halk tv’den başka tv. de seyretmeyiniz; ama Soros’un tv’lerini de seyredebilirsiniz!.. Maazallah kitap okur, farklı gazete ve televizyonlara bakarsanız, olmayan abdestiniz bozulup hidayete falan erersiniz, gerçeklerin neyim farkına varırsınız Allah korusun!..
Şimdi ilerici, entel ve de devrimci sevgili CHP seçmenine basit bir sorum var: Girdiği her seçimi, oyunu sürekli arttırarak kazanan, Türkiye’yi şaha kaldıran, dünyaya ve dünyanın jandarması ABD’ye meydan okuyan, tüm dünyanın mazlum milletlerinin yegane ümidi olan Erdoğan’a oy verenler, “KOYUN” oluyor, “BİDON KAFALI” oluyor, “GÖBEĞİNİ KAŞIYAN ADAM” oluyorlarsa, girdiği sekiz seçimi de kaybetmiş, partisini FETÖ’nün ocağı, HDP’nin anakucağı, bir mezhebin tekkesi haline getirmiş; Mersin’i Güneydoğu’nun incisi zanneden, Kağıthane’yi Kağıttepe yapan, yürüyen merdivene ters binip seçim kütüğüne kendini kaydettirmeyi unutan bir adama oy veren sizlere hangi ismi vermemiz gerekir?!..
Son olarak size şiddetli bir tavsiyem var: Efendim bol bol sevişiniz; ama sakın çocuk yapmayınız!.. Hiç olmazsa, yirmi seneye falan kalmadan, nesliniz tükensin de bu ülke rahata kavuşsun!... Tekrar en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum efeeemm!..
Selami Kaytancı
05.02.2018, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.