Kıssadan Hisse

Yılanlarla Mücadele

Bir köyde, dağ kenarındaki tarlalarda pek çok yılan varmış. Devlet yılanlarla mücadele kararı almış. Ekipler gelip, tek tek avlayarak, yuvalarına zehir atarak yılanları zehirli zehirsiz demeden yok etmişler.

Köyün büyükleri bu uygulamanın yanlış olduğunu anlatmışlar. Hiç olmazsa zehirsiz olanlarla, az zehirli yılanların korunması gerektiğini anlatmışlar. Yılanların fareleri yok ettiklerini, yılanlar yok edilirse tarlaları farelerin kaplayacağını. Onların da ekinlere zarar vereceğini söylemişler. Dinleyen olmamış.

Aradan birkaç sene geçmiş. Tarlaları fareler kaplamış. Köylüler fare mücadelesine başlamışlar ama ne mümkün. Fareler bir batında beş-altı yavru doğuruyormuş. Ürünleri mahvediyorlarmış.

Yılanla mücadeleden vazgeçmişler ama eski duruma ermek için belki daha on sene gerekiyormuş. sadece zehirli yılanları yok etselermiş köylüler bu duruma düşmeyecekmiş. Köyün büyükleri böyle anlatmışlar.

********

Sosyal olaylar da böyledir. "Zararlı" ile "zararlıya benzeyen" fark gözetilmeden yok edilirse, hapishaneye konulursa toplumda acı, onlarca sene sürer. Telafisi imkânsız yaralar açılır. Güzellikler, hizmetler unutulur, acılar unutulmaz. Acılar devirlerin mührüdür…

İrfan Küçükköy

Çok eskiden yazmışım. Facebok arşivimde gezinirken gördüm. Paylaşayım, dedim