İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

AKP’den Yeni “Çözüm Süreci”..

AKP’den Yeni “Çözüm Süreci”..

AKP’den Yeni “Çözüm Süreci”, Seçim Stratejileri..

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güngören İlçe kongresinde HDP’lilere ve Kürt siyasetine seslenerek “Doğru dürüst parlamentoda duracaksanız durun, dağdakiler de siyasetle bu işe gireceklerse girsinler” ifadelerini kullandı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP ve Kürt siyasetine yönelik bu ifadelerinin hemen ardından KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’dan “Devlet Afrin için İmralı’ya heyet gönderdi” açıklaması geldi.

Karayılan’ın açıklamasını AKP tarafı yalanlarken, HDP’den gelen açıklamada ise, son bir yılda İmralı ile bir görüşme olmadığı, böyle bir şey varsa “Zeytin Dalı” operasyonundan çok önce olmuş olabileceği ifade edildi.

 

Yeni “Çözüm Süreci” sinyali mi?

AKP ve HDP tarafından böyle bir konunun gündemde olmadığı açıklaması yapılsa da, Erdoğan’ın  Güngören İlçe kongresinde ifade ettiği bu sözler yine de, “Hükümet ile Kürt siyaseti arasında yeniden bir diyalog imkânı mı oluşuyor?”sorusunu akıllara getiriyor.

Daha öncede yeni bir sürecin olabileceğine dair Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 2018 başında Alman haber ajansı DPA'nın sorularını yanıtlarken zikredilmişti. Çavuşoğlu “PKK ile olası bir barış sürecinin ancak örgütün silah bırakmasıyla yeniden gündeme gelebileceğini” söylemiş. Fakat daha sonra twitter hesabından yaptığı açıklamada Çavuşoğlu, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etmişti.

Erdoğan ve ekibi 2019’da mutlak kazanmak istedikleri, Cumhurbaşkanlığı seçimi için, asla geri dönüşü yok denilen “Çözüm Süreci” ni, yeniden buzdolabından çıkarıp ısıtarak kamuoyunun önüne çıkarabilir mi?  Bu hem denenmişliği bakımından hem de “Cumhur ittifakı” ortağı MHP’nin kabullenmesi bakımından imkânsız.

Ancak AKP kurmaylarının sözlerinin satır aralarında yeni bir projenin sinyalleri görünüyor. Bu da AKP’nin “Cumhur ittifakı”’nda yol arkadaşı MHP’yi de ikna edecek, kabullendirecek terör örgütü ve meclisteki temsilcileri dışında direk bölge halkı, aşiretler vb. temsilcilerin katılımıyla bölgesel sorunların çözümüne yönelik gerçekleşecek yeni bir süreç şeklinde gündeme getirilmesi.  Yani, yeni bir yaklaşım, yeni bir söylem ile masaya oturulması tarzında olabileceği.

 

2019 için Kürt oyları kilit noktası;

 “AKP’nin ittifak’a Saadet ısrarı” başlıklı bir önceki yazımda da ifade ettiğim üzere, AKP meydanlarda sandıkları patlatacaklarını, yüzde 60 üzerinde oy alacaklarını zikrederek seçmeni coşturmaya çalışsa da, hala yüzde 50+1 endişesi içerisinde.

AKP’ye oy veren Kürt seçmenin “Çözüm Süreci”nin buzdolabına kaldırılması ile zedelenen güveni, AKP’nin, MHP ile yapılan “Cumhur ittifakı” ile de sarsıldı.. AKP’nin Saadet Partisi’ni (SP) ittifaka dâhil etmek için ısrarcı olmasının nedeni, her ne kadar ittifakı tam “Milli” kılmak olsa da, işte bu bakımdan da, SP’nin ittifak’a dâhil olması ile Kürt oyların HDP’ ye kaymasını önlemek.

 

Ülke içerisindeki her türlü sıkıntıların çözüm merkezi ülkeyi yöneten iktidar ve devletin kurumlarıdır. Ayrımcı politika yürütenler hele ki terör örgütleri asla muhatap alınamaz. Bununla birlikte tabi ki sorunların tespiti ve çözümü kolaylaştırma konusunda vatandaş ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’ların görüşleri alınması önem arz etmektedir. Başta yanlış olmasına rağmen bir kez denenmiş bir projenin yeniden gündeme getirilmesi, çözümden ziyade terör örgütü ve siyasi uzantısına itibar kazandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Bu nedenle, AKP’nin, Erdoğan için büyük önem taşıyan 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için yeni bir sürecin sinyalini vermek suretiyle, kamuoyunda seçimler sonrası böyle gelişme olabileceğine dair beklenti yaratmaya çalıştığı, bunun bir seçim stratejisi olabileceği kanaatindeyim.

 

Şu da bir gerçek ki AKP, terör örgütü sözde Kürt Sorunu’na karşı hassasiyeti olan MHP ile kurduğu ittifakı devam ettirirken diğer taraftan da bugüne kadar kendisine birçok seçim kazandıran Kürt seçmenine arkasını dönmediğini hissettirmek zorunda.

Çünkü Türk siyasetinin seçim stratejisini oluşturan en önemli davranış tarzı seçim öncesi her türlü sözü vermek seçim sonrası dereyi geçinde unutmaktır. 

Ancak seçim vaadi tarzındaki söylemler, Kürt muhafazakâr oylarının AKP lehine sandıklara yansıması için fayda vermeyeceği de bir gerçektir. Bu nedenle daha somut, inandırıcı ve gün verici adımlar atılması gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

29.03.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi