İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Bir hafta sonra gelen istifalar,

Bir hafta sonra gelen istifalar,


Dünyanın her demokratik ülkesinde bir başbakan, bakan, milletvekili vb bürokratın kendisi veya ailesinden birinin adının rüşvet, usulsüzlük ve yolsuzluğa adının karışması hallinde görevinden ?İstifa? eder veya istifa ettirilir. Bu onların suçlu olduğunu ortaya koymaz, soruşturmanın selameti açısından, sorgu ve yargı aşamasının bağımsızlığı yönünden gereklidir. Yargılama sonucunda aklanır isterseler görevlerine dönerler, suçlu bulunurlar ise cezalarını çekerler. Yargılama bitene kadar suç ispatlanana kadar her kişi masumdur. Ama nedense bu tür durumlar karşısında ülkemizde anında istifa etme alışkanlığı henüz gelişmemiştir.

Türkiye, 17 Aralık sabahı ülkeyi derinden sarsan ve "Büyük Rüşvet" adıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığıoperasyona uyandı. Operasyonda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu BarışGüler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre veŞehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar?ın, da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.

Başbakan, bu operasyonun iktidarıhedef alan kökü dışarıda olan kirli bir operasyon olduğunu ifade etmesi neticesinde, üç bakan oğlunun rüşvet ve yolsuzluğa adı karışmasına rağmen istifa etmemeleri iç siyaset ve dünya basınından büyük eleştiriler gelmişti.

Aslında sızan haberlere göre üç bakanında aynı gün başbakana istifa edebileceklerini söyledikleri ancak başbakanın razı olmadığı söyleniyor.

Operasyondan sonra bir hafta istifaya etmeyen veya ettirilmeyen Oğulları, rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Muammer Güler görevlerinden istifa etti. Ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da katıldığı bir tv kanalında canlı yayında bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğini açıkladı.

Zafer Çağlayan "17 Aralık tarihi itibariyle gerçekleştirilen operasyonun, hükümetimize, partimize ve ülkemize karşı kirli bir tezgâh olduğu çok açık bir şekilde ortadadır. Yakın çalışma arkadaşlarımın ve evladımın da dâhil edildiği bu çirkin oyunu bozmak ve gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak için Ekonomi Bakanlığı görevimden ayrılmış bulunmaktayım." Derken İç işleri bakanı Muammer Güler?de birebir aynı açıklama ile istifa ettiklerini beyan ettiler.

Ancak Çevre ve Şehircilik bakanı ve başbakanın dünürü Erdoğan Bayraktar sadece bakanlıktan değil aynı zamanda milletvekilliğinden de istifa ederken istifasını dile getirirken söyledikleri manidar ve bir o kadar da dikkat çekiciydi.

Başbakanında istifa etmesi gerektiğini söyleyen Bayraktar, "17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yok. Ancak Sayın Başbakan'ın istediği Bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabi hakkıdır ve yetkisidir. Fakat rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle 'istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız? şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Çünkü soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan'ın onayıyla yapıldı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum.'' Diyor.

Üç bakanın istifa etmesi muhalefet ve dış basında memnuniyetle karşılanırken akıllarda da soru işareti bırakmadıdeğil. Özelliklede İçişleri Bakanı Muammer Güler?in istifası milleti pek rahatlatmadı. Emniyet teşkilatında adeta baştan aşağıya bir revizyon yaparak kendi meşreplerine uygun kadrolar oluşturulduktan sonra gelen istifa,?ortalığıtemizledi ve temizletti, ondan sonra istifa etti!? gibi bir görüşü hâkim kıldı.

Bu arada beklenmedik bir şekilde AKP?nin kurucuları arasında yer alan eski İç işleri bakanı İdris Naim Şahin, " Son dönemde artan bir şekilde ülke ve millet varlığı ve çıkarlarıyla uyuşmayan, milli değer, anlayış ve duyarlıklar ile örtüşmeyen, ulusal bütünlüğü güçlendirici olmayan söylem, politika ve uygulamalara tanık olunmaktadır. Yerel ve genel politikaların oluşumunda ve uygulanmasında ortak akıl ve toplumun samimi istek ve beklentilerini dikkate almak yerine, özel akıllı kişiler ve/veya sorgulanabilir anketlere itibar eden bir yönetim tarzının benimsendiği görünmektedir. Hükümet etmede, niyetlerinden emin olunmayan bürokratik ve politik dar bir oligarşik kadronun tavsiye, yönlendirme ve etkinliğinin tercih edildiği anlaşılmaktadır.? Diyerek AKP?den istifa etti.

İstifalardan sonra kabinede de beklenen değişiklikler oldu 10 bakan yeni görevlerine başladılar. Kabineye yeni giren bakanlar başbakan Erdoğan?a çok yakın isimler. Yolsuzluk ve rüşvet olaylarına bakan ve yakınlarının adının karışmasının ardında kabinedeki revizyon da başbakana yakın isimlerin getirilmesi özellikle de yerel seçimlerin yaklaşması da göz önüne alınınca doğal görülüyor.

Ne diyelim devletimize ve milletimize hayırlı olsun.

İbrahim Halil SİPAHİ

AraştırmacıYazar

27.12.2013/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi