Cennetin Dili

koca-005.jpg

Cennetin Dili

Cumartesi Yazıları - 56

“ Bütün gücümüzle avuçlarımızı kapalı tutmaya çalışıyoruz.”(G.Ö)

 

Cennetin Dili

Dört gündür İspanya’nın ve dünyanın en tanınmış şehirlerinden biri olan Barcelona’dayım. Herkes ne kadar da insan. Şuan en yakınınızdaki insanın özellikleri ve ihtiyaçları neyse, aynen vâki... Öyle demiştiya şiir yazan adam: “ Ama akşam herkese ve her yerde oluyor Mâsivâ!”. Durum Barcelona için de geçerli. İnsan ne ile yaşarsa, her yerde onu yaşatıyor. İnsanı tanımak için dünyaya gerek yok, dünyayı tanımak için tek insan yeterli.

Bir şeyi çok iyi yapmalı insan,değil mi? Mesala çok iyi bir futbol takımı olmalı ve yaşadığı şehirden de ülkeden de büyük olmalı ya da o kadar büyütmeli. Ya da her neyi en iyi yapıyorsa... Dünyadaki her eve İspanya girememiştir belki; ama dün Maradona, Ronaldinho bugün Messi girmiştir. Akrabasını tanımayan çocuklarımız Messi’yi tanırlar. Belki de Barcelona’yı yeni baştan tanıtan da ne Katalunya oluşu ne de imarında derin izleri olan Antoni Gaudi olmuştur. Elbette herbirinin siyasi ve sosyal yansıması vardır; ama bu yansımaların hiçbiri dünyanın diğer ucundaki çocuğun futbol kahramanı Messi’yi değiştirmemiştir. Sosyal yaşantısındaki tüm çalkantılara rağmen Maradona’yı değiştiremediği gibi. Bir şeyi çok iyi yapmalı insan ve o çok iyi yaptığı işi, iş olsun diye değil; başka bir dengi olmasın diye zevkle yapmalı. Başarabilir miyiz, elbette! Nasıl ki Trabzonspor, Trabzon’dan ve Karadeniz’den daha büyükse; kıpırdanma var, demektir. Biraz daha gayret, biraz daha ilgi... Avuçları sıkmadan.

Avrupa’nın son yıllarda iç sıkıntılar ve ekonomik krizlerle anılan ülkesi nin bir şehri yılda altmış milyon turist çekiyorsa; biraz daha büyütmeliyiz düşüncelerimizi, yine avuçlarımızı sıkmadan. Şehirleşmeden mimariye, yok etme kültüründen korumaya, eskiden utanmadan ve eskiyi saklamadan yeniyi bulmaya, ticaret anlayışımızdan insan ve emek değerlerine yarın geç olmadan bir daha eğilmek lazım. Mesela şehir merkezlerinde yıkılacak ve “Millet Bahçesi” yapılacak yerlere biran evvel başlanması... Şehrin mimarisini ve sosyo- kültürel yapısını en güzel şekilde yansıtacak bir düzenleme, görsel şölen... Biran evvel!


Başkasından fazlamız var, eksiğimiz yok. Başkasından tarihimiz eski, kötü alışkanlıklarımız ve uygulamalarımız yeni...

Cuma vaktidir. Duaya hazır bir vaziyette sefer başlar. Dilleri ve renkleri ayrı, dinleri aynı insanların aynı yere secde etmesinin mutluluğu. Dilini bilmiyorsun; ama aynı istikamet üzeresin. Aynı yere yönelip aynı yerden af diliyorsun. Demek ki tanıyor ve tanışıyorsun; çünkü “ aynı soruya, aynı cevabı” vermişsin. Birgün yine aynı soruya aynı cevabı vermek için akitleşmişsin. Seyehatin en temel kazanımı, dünyanın küçüklüğünden yaradanın büyüklüğünü anlamak... Tanımadığın biriyle, aynı makamın müşterisi olmak, aynı yerden belki de aynı şeyleri istemek...Cennetin dili, mescit dili ... Birbirinin dilini bilmeyenler mescit diliyle anlaşıyorlar. Ayrılıkları aynı dille olmuş, umarım kavuşmaları da aynı yerde ve aynı dille olur.
İspanya/ Barcelona

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.