İnsanı yaratan yüce Allah, onu birtakım fiziki ve ruhi yetenek ve kabiliyetlerle donatmıştır. İnsanoğlunun sahip olduğu bu değer ve yetenekler bazılarında bazen doğuştan hiç yok veya noksan olabilirken, bazen de sonradan bir hastalık veya kaza sonucu kaybedilip, insanı bedenen veya zihinsel olarak engelli durma düşürebilmektedir.

Bugün yeryüzünde yaşayan çok sayıda ve çeşitli şekilde engelli insan bulunmaktadır. Yeryüzünde yapılan savaşlar, terör, trafik kazaları, deprem, doğal afetler çevre kirliliği ve yanlış beslenme gibi olumsuzluklar maalesef engellilerin sayısını gittikçe daha da arttırmaktadır.

Türkiye'de 10 milyon engelli olduğu tahmin ediliyor, bunun yarısı fiziksel ve bedensel engelli. Türkiye nüfusuna göre çok yüksek bir sayı. Türkiye'de engelli nüfusta kadınlar ilk sırada yer alırken özür grupları sıralamasında ortopedik engelliler başı çekiyor. Yapılan araştırmalarda özür gruplarının tamamında özrün sonradan ortaya çıkma oranının çok yüksek olduğu anlaşılmış. Bu demektir ki bugün sağlam olan bir kişi yaşamının bir döneminde özürlü olabilir. O zaman hepimizi çok ilgilendiren bu konuya daha yakından ilgi göstermemiz gerekiyor.

Engelliler, biraz hava alabilmek, çevreyi görmek, ihtiyaçlarını gidermek ve alış veriş amaçlı ev ortamından sokaklara çıktıklarında türlü zorluklarla karşılaşmaktalar. Düzensiz kaldırımlar, yaya geçitleri, toplu taşıma araçlarını kullanabilmedeki yetersizlikler.

?Ülkemizde son yıllarda engelliler için engelleri kaldırmak onlara toplum içerisinde saygın bir yer kazandırmak adına çalışmalar yapılmakta olsa da henüz istenilen seviyeye ulaşılamamıştır.

Adana?da, Belediyelerimiz kaldırım düzenlemesi yaparken engellilerin, çocukluların çocuk arabası, yaşlılar ve hatta alışverişten dönenlerin Pazar arabalarını rahatça geçirebilmeleri amacı ile yaya geçitleri ve kaldırım bağlantılarına rampalar yaptılar. Ancak gelin görün ki, bu yaya geçitlerinin olduğu yerlere araç park edilmekte, araç park ederken gerekli itina gösterilmemekte.

Oysa, insan ?ne oldum değil ne olacağım demeli? kimsenin sağlık garantisi yok. Akşam sağlam yatanın sabaha aynı şekilde kalkacağından kimse emin olamaz, kapıdan sağlam çıkanın, bir anda ayağının boşa gelmesi veya bir araç çarpması, ya da felç olmaya sebep olacak bir rahatsızlığa yakalanacağı unutulmamalıdır. Ayrıca bütün bunların dışında Allah ömür verdikçe her insan bir gün mutlaka yaşlanacaktır. Ayaklar dizler tutmayacak, bastonla yürür hale gelinecektir.

Şimdi bu yaya geçitlerine park eden kişinin yaşlanmayacağı ayak ve dizlerinin tutmayacağının garantisi olmadığı gibi, park ettiği yerden aracı ile kalkıp giderken Allah göstermesin bir kaza yaparak sakat kalmayacağının da garantisi yok.

Bütün bu karamsar gibi görülen ifadelerimizden gayemiz yaya geçitlerine park edilmenin engellilere engel olmasına dikkat çekmek içindir. Engellilere bir sizler engel olmayın.

İbrahim Halil SİPAHİ

AraştırmacıYazar

03.12.2013/adanapost.com