İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

ERGENEKON DAVASINDA SONA YAKLAŞILIYOR

ERGENEKON DAVASINDA SONA YAKLAŞILIYOR


 

Ergenekon davasında son karar 5 Ağustos'ta verilecek. Peki, yakın tarihin bu en önemli davası ne zaman başladı, kimler yargılanıyor, ne kadar ceza isteniyor. 5 Yıllık süreci kısaca hatırlayalım.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 5 yıldır devam eden aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, ve Danıştay Saldırısının faili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 66'si tutuklu 275 sanık hakkında kararın 5 Ağustos Pazartesi günü yapılacak 321?nci duruşmada Ergenekon davasına ilişkin kararını açıklaması bekleniyor.

Ergenekon soruşturması, bir telefon ihbar telefonu üzerine 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başladı. Ülke genelinde yapılan Ergenekon dalgaları adıyla anılan operasyonlarda iş, siyaset, spor, sanat, hukuk ve medya dünyasından isimler, asker, polis, işadamı, yazar, akademisyen ve sendikacı gözaltına alındı.

Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün talimatıyla birbiri ardına gerçekleşen operasyonlarda İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli Yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk gibi isimler gözaltına alındı ve bunların birçoğu da tutuklandı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame, 25 Temmuz 2008 günü kabul edildi ve ilk dava açıldı. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, Sedat Peker ve Sami Hoştan ile bazı emekli askerler ve İP yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 sanık hakkında hazırlanan 2 bin 455 sayfalık iddianamede, Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin 'maktul', aynı dairenin 2. Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Danıştay tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu da 'mağdurlar' olarak yer aldı. İlk mahkeme 20 Ekim 2008 tarihinde başladı.

İddianamede, Ergenekon terör örgütüne ulaşıldığı, örgütün uzun yıllar faaliyetlerini sürdürdüğü, Türkiye'nin bir mafya ve terör cennetine dönüştüğü iddia edildi. Son 20 yılda yaşanan faili meçhul olaylar, kayıplar ve cinayetler vurun abalıya dercesine bu kişilere yüklendi. Darbe girişimleri, devlet içinde devlet olma gayreti içerisinde olmakla suçlandı gözaltına alınanlar ve tutuklananlar. Öyle ki ülkeyi kaosa, karanlığa ve güvensizliğe götüren devlet içinde gizli hücre yapılanması olan bir terör örgütü olarak lanse edildi.

1909 sayfalık ikinci iddianame, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25 Mart 2009 tarihinde kabul edildi. İkinci Ergenekon davası ile birlikte giderek sanık sayısının artması ve duruşma salonunun yetersizliği üzerine,  Silivri Cezaevi yanına yeni bir mahkeme salonu inşa edildi. Bu arada, 37'si tutuklu 52 sanık hakkında hazırlanan üçüncü "Ergenekon" iddianamesi de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Ağustos 2009 tarihinde kabul edildi. Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan dördüncü iddianame ise "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" iddialarına ilişkin oldu. Hazırlanan iddianamede 20 Ekim 2011 tarihinde kabul edildi.

Dava, celseler geçtikçe çok ilginç diyaloglara ve gelişmelere sahne olmaya başladı. PKK terör örgütünün üst düzey yöneticisi 23 askerin katili halen tutuklu bulunan Şemdin Sakık dahi gizli tanık olarak dinlendi. Ergenekon Davası kapsamında 5 yıldır yapılan yargılama sürecinde birleştirilen dosyaların duruşmalarıyla birlikte bugüne kadar 600 duruşma yapıldı.

Duruşma savcılarının 18 Mart 2013 tarihinde hazırladıkları ve mahkemeye sundukları 2 bin 271 sayfalık esas hakkındaki mütalaada. 'Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır' ifadelerine yer verilirken, , aralarında Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Doğu Perinçek'in de bulunduğu 64 sanığın. 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.  Mütalaada, diğer sanıklar hakkında "Ergenekon terör örgütüne üye olmak" suçundan 7.5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.

Silivri özel mahkemesinde sürdürülmekte olan Ergenekon davasının kararı önümüzdeki 5 Ağustos pazartesi günü mahkeme heyeti tarafından açıklanacak. Aslında kararın daha iddianamelerin hazırlanışı ile verildiğini söylersek 5 yıllık mahkeme sürecinde yaşanan gelişmeler göz önüne aldığında haksızlık etmiş olmayız sanırım. O gün binlerce kişinin devletin her türlü tedbirine karşı Silivri cezaevi kapılana dayanacağı aşikar. Temennimiz üzücü hadiselerin cereyan etmemesi halkımızın sağduyulu olması yönündedir.

Cumhuriyet tarihimizin bu çok önemli davasında, hukuk ayaklar altına alınmıştır. Sanıkların ve sanık avukatlarının savunma hakları kısıtlanmıştır. Mahkeme heyeti sanıkları ve avukatlarını sürekli azarlamıştır. Tanıklara soru sormalarına dahi izin verilmemiştir. Ülkenin genelkurmay başkanı kuvvet komutanları dinlenmez iken, PKK terör örgütünün eli kanlı katilleri tanık olarak itibar görmüştür

Ergenekon diye adlandırılan örgütün, silahlı bir terör örgütü olduğu iddia edilmektedir. Ortada ne silah, ne yapılan bir terör eylemi deliline rastlanılmamış sadece varsayımlar ve ortaya atılan iddialardan başka bir kanıt çıkmamıştır. Delil olarak sunulan belgelerin hazırlandığı iddia edildiği tarihten yıllar sonrasına ait bilgisayar programı ile yazıldığı, telefon kayıt  ve rehberlerinin sonradan yüklendiği, Mahkeme heyetinin iç işleri bakanlığından yazı ile istediği bir çok bilgi ve belgenin iç işleri bakanlığında suç içeriği taşıyan bilgi ve belge olmadığını bildiri cevabı, üstelik davaların bilerek iç içe sokularak anlaşılmaz hale getirildiği artık gün yüzüne çıkmıştır.

5 Ağustosta mahkeme kararını açıklayacak ve dava bitecek, dava bitimi ile birlikte bu özel mahkeme kendini de tasfiye edecek. Bu dava neticesinde yalnızca kurulan bu özel mahkeme tasfiye olmayacaktır. Bu her yönü ile kişiselleştirilmiş ve siyasallaşmış yargı iktidarın emrine girmiş dava ile, Türk ordusu tasfiye olmuştur, Türk basını tasfiye olmuştur, siyasete gölge düşmüştür, akademilere gölge düşmüştür, hukuk ve adalet yara almış saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiştir. Kısacası bu dava tarihimizde kara bir sayfa olarak yerini almıştır.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

04.08.2013/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi