
Ahmet Taşgetiren
Günah işleme özgürlüğü
Bazılarımız laikliği "Günah işleme özgürlüğü" olarak tanımlıyorlar. Dolayısıyla, laik yönetimde "Günah işleme özgürlüğü"nün önünü tıkayan bir yasa çıkarılamayacağını savunuyorlar.
Çünkü "günah" dini bir kavram. Laik yönetimlerde de "dini referanslar"la yasa yapılamaz.
Burada anahtar kelime "Din" ve "Günah."
Din, Tanrı (İslam'ın diliyle Allah) tarafından insan için belirlenen hayat ölçülerini, "Günah" da yine Tanrı tarafından çizilen sınırların aşılması durumunu ifade ediyor. Yani her iki kelime, Tanrı-İnsan ilişkisinin uzantısı.
İlahi dinler, insanın Tanrı tarafından yaratıldığını ve Tanrı'nın insana dünya hayatı için bir "Yol haritası" belirlediğini bildiriyor. Yol haritasının adı din.
"Günah işleme özgürlüğü" ifadesi, "Günah"a inanıldığını ancak onu yapabilmekte serbest kılınmasının talep edildiğini ortaya koyuyor.
Ama görülen kadarıyla bu insanlar "Suç işleme özgürlüğü" talep etmiyorlar. Suç, malum, ülkedeki hakim düzenlerin-devletin koyduğu yapılmama sınırlarını ifade ediyor. Demek ki bu durumda insan, "Günah"ı belirleyen kudretle "suç"u belirleyen kudret arasında bir etkinlik farkı görüyor.
Günah ve suç örtüşürse
Bir şey daha: Suçun yapılmamasını insan hayatı açısından içselleştiriyor, günahın işlenmemesini ise insan olarak dışlıyor. Neden? Bu sorunun cevabı önemli. Acaba sırf Tanrı'dan geldiği için mi yoksa gerçekten "insani" açıdan sorunlu olduğu için mi? Mesela günah ile suç birbiriyle örtüşürse, neden suç işleme özgürlüğü istenmez de günah işleme özgürlüğü istenir?
Gerçekte, insan hayatı için yapılan ve "insani" diye kabul edilen düzenlemelerin belki de tamamı din kökenlidir.
Mahmut Toptaş Hoca, "Her insanın hayatının yüzde 25'i fiilen şeriat içindedir" der. Buna din "Fıtrat" diyor. Anne çocuğunu sever, işte bu şeriattır.
Günah işleme özgürlüğüne yeniden dönersek... Ben şöyle diyorum: Günah işleme özgürlüğünü isteyen insan, günahı sadece kendisinin işleyeceğini sanır. Dünyada yaşayan 7 milyar civarındaki insanın günah işleme özgürlüğünü kullandığını düşünün, nasıl bir dünya manzarası çıkar ortaya? Ben diyorum: O zaman baba evladına karşı günah işler, evlat babaya karşı. Günah işleme özgürlüğü, insanın en yakınını vurmaya başlar. İnsan insanın kurdu olur.
Sanılıyor ki: Tanrı diye bir varlık oturdu, kafasına eseni insan için kurallaştırdı. İnsan da, ona karşı kendi özgürlüğünü savunmak için savaş veriyor. Bunun modern zamanlardaki adı laiklik oluyor. Promethe'nin Zeus'a karşı savaşı gibi.
"Din ile paralel" görünüm veren her düzenlemede birilerinin aklına bu savaş mantığı geliyor.
İnsanlara pislik yedirmeyin
Ben de diyorum ki:
Farz edin ki din, "İnsanlara pislik yedirmeyin" dedi. Günah işleme özgürlüğü mü isteyeceksiniz? Din, "Cana kıymayın" dedi, "İşkence yapmayın" dedi... Din "Çalmayın" dedi... Din, "Kız çocuklarını öldürmeyin" dedi... Din, "Uyuşturucu kullanmayın" dedi... Din, "Hiçbir varlığa karşı cinsel tacizde bulunmayın, özellikle çocukları cinsel tacizden koruyun" dedi. Ne yapacaksınız, "Günah işleme özgürlüğü" mü isteyeceksiniz?
Biliyorum tüm bunlar, insanın Tanrı, yaratılış, insan, kainat konusundaki kafa karışıklığının eseri.
Ama ben insanın, sırf "Günah işleme özgürlüğü"nün bir kademesinde kendi çocuklarına karşı günah işler hale geleceğini düşünebilirse, bu fasit dairede dönüp durmakta ısrar etmeyeceğine inanıyorum.
Ahmet TAŞGETİREN
Halkta panik iktidarda çaresizlik
10 Mart 2022 Perşembe 08:06Biraz tarafsızlığı konuşsak...
08 Mart 2022 Salı 23:07Ukdeleri çözmeye gelirsek...
07 Mart 2022 Pazartesi 08:08İlk adımlar ve sonrası
05 Mart 2022 Cumartesi 10:02Putin türü ‘önleyici vuruş’
03 Mart 2022 Perşembe 09:23Kadirov mankurtluğu
03 Mart 2022 Perşembe 09:22Farklı bir Mirac hassasiyeti
27 Şubat 2022 Pazar 00:59Putin’in aşk cinayeti
25 Şubat 2022 Cuma 07:37Rusya -Ukrayna vahşi yaşam
25 Şubat 2022 Cuma 00:36Bugün vicdanın günü olsun
22 Şubat 2022 Salı 23:06




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.