Peygambere bakıp kendini görmektir aşk.. Ateşten, çarmıhtan ve taşlanmaktan geçmeden aşk ateşini yürekte yakabilir mi insan?

Bir devlet, tüm silahlarıyla, kendi halkına veya başka bir halka çullanabiliyor. Devletin vicdanı yok mudur? Devlet nedir, sevgili okuyucum? Bir toplumun örgütlenmiş hali değil mi? Milletimiz, bedenini devlet, kalbini mabet bilmez mi? Vergilerle alınan silah insana nasıl doğrultulur? Devlet kapısında bir genç kendini nasıl ateşe verip canına kıyar? İnsanlık çağdaş dünyada intihar etmiyor mu? Kötülüğün ölü kalbin sessizliği olduğunu hala fark edemiyor muyuz? Kalbin sesi, vicdanın sesi niçin kesiliyor?

El-Vedud, Allahu Teala?nın güzel isimlerinden. Kainat, hayat ve insan el vedud isminin tecelligahı.. Allah ile insan arasındaki ilişkinin gerçeği sevgi değil mi? Allah sevgisiyle dolu kalbin sesi, doğruluk,iyilik ve güzellik değil mi? Sevmeyen kalp, ölüdür. Aşık değilsen, ölüsün!

Kalbi sevgiyle uçurursa, insanı öldürürler. Aşk, öldürür. Kurbanı ve duası kabul edilen, kalbi Allah aşkıyla dolu, Allaha yakınlaşan Habil öldü. Kurbanı ve duası kabul edilmeyen, kalbi ölü, Allah?tan uzaklaşan Kabil hayatta kaldı.. Kardeş cinayeti, Kabil?ın kıyamete kadar sukutu oldu.

Aşk, balçıktaki nur, kardeşlerim. Balçıktaki nur sönerse, aşk ortadan çekilirse, hayat da sona erer..

Hayat, ölüme dahildir. Ölüm, bir kendini ifade değil mi? İntihar eden ne söyler hayatta kalanlara? Eceliyle ölen de ölümüyle bir şey anlatır. Hz.Muhammed?in ölümü, görkemli bir aşk ifadesi değil mi? Sünnet, O?nun gibi yaşamak ve ölmek. Müslüman ölmek, imanla son nefesi verebilmek aşkla yanan kalbin sesidir. Hallac?ın ölümü bir aşk şiiri. Hz.İsa?nın ölümü bir aşk çığlığı.. Acıya boyun eğmeyişin, bilincin, özgürlüğün ve kıyamın tasviri.

Dünya, bazen ateştir, bazen kuyudur, bazen çarmıhtır... Dünya tarihinin hakikati, taşlanmaktır. Tarih, insan bedeni üzerinde dile gelir: İşkence.

Hayat, acılarla, çirkinliklerle ve kötülüklerle doludur? Niçin iyilikle, mutlulukla ve güzellikle dolu değil de, Dünyayı değiştirmek için bir bedenin acının bütün yükünü üstlenmesi gerekir.. Hz.İbrahim?in ateşe atılan bedeni, Hz.İsa?nın çarmıhtaki bedeni, Hz.Muhammet?in taşlanan bedeni, bir insanın değil, insanlık durumunun ortak ifadesidir.

Peygambere bakıp kendini görmektir aşk.. Ateşten, çarmıhtan ve taşlanmaktan geçmeden aşk ateşini yürekte yakabilir mi insan?

Ölüm, Allah?a hesap vermek, O?na varmaksa.. Dünyanın ve hayatın değişmesi görevinden niçin kaçar insan? Değişimin bedeli, acılarsa.. Acı üzerine düşünmek gerekmez mi? Acıyı keşfetmek.. Acıyı yeniden tanımlamak.. Acının bilincine varmak. Acı, bilinçlilik ve özgürlük ifadesi olabilir mi? Acı, aşk mı?

Acıdan kaçmak, acının neden varlığını sorgulamak ilahi düzene uyum göstermemek, baş kaldırmak, aşktan kaçmaktır. Hz. Bilal (r.a.) işkence görürken, onunla birlikte acı çekmek, O?nu özgürleştirmek, köleliği üreten düzeni ortadan kaldırmaktır aşk.. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen düzeni değiştirmektir aşk. Bilinçtir, iradedir, mücadeledir, özgürlüktür aşk. Yoksulların yanında durmak, yardım etmek ve yoksulluğu üreten düzeni yıkmaktır aşk.

Acıyı yaratan, aşksızlıktır, bilinçsizliktir, kötülüktür. Aşk, Allah?a ulaşmak, cüzi iradenin Külli İrade?ye sunulması, parçanın bütündeki yerini bulmasıdır. Aşk, anlama, anlaşma ve uyumluluktur. Yaratılışı anlamak, insanın kainattaki yerine geçmesi, konumunu bulması, ilahi düzene uyumlu olarak katılması, varoluşun amacını gerçekleştirmesi değil mi aşk..

Aşk, yalanı, yadsımayı, kıyımı, kötülüğü ve çirkinliği aşmaktır.

Mustafa Yürekli / Haber 7
[email protected]