
Ahmet Yürekli
Siyasetimizin değişen diğer boyutu...
Bu hayatı, yalnızca menfaate müşteri kulaklarla algılamak, kişinin kendinden çok, yaşadığı topluma zarar verir.
Yüzlerce yıldır ?iktidar yanlılarının?, doyasıya ?sebeplendiği? bir ülkenin vatandaşları olarak, bugün ?filan iktidar? gelince, bu alışkanlığın bir anda ve kökten bitmesini beklemek ahmaklık, bittiğini iddia edenlere inanmak da safdillik olur. Bu nedenle CHP?nin ?götürüyorlar? iddiası, yanlış değil, abartıdır.
Bu abartının seçim öncesi ?aşırı? hale gelmesi de siyasetçilerimizin ve seçmenimizin ezberidir.
Erdoğan ile birlikte siyasetimiz, dürüst olanın asla yükselemeyeceği, ?yemeyenin asla barınamayacağı? bir dönemden, ?dürüst kalarak da siyasetin yapılabileceği? bir ortama taşınmıştır. Önümüzdeki 10 yıl da dâhil olmak üzere, siyasetimizden ?bundan fazlasını beklemek? doğru olmaz.
Artık Türkiye?de siyasetin kapısı, dürüst olana da açıktır.
Ancak, bu kapının açılmasıyla iş bitmiyor, başlıyor.
Gerçekten dürüst, vatanını seven, birikimli, başarılı, kariyerli ve çalışkan insanların da siyasete girmekten imtina etmeyi bir kenara bırakıp, siyaseti bir ?hizmet? anlayışıyla sahiplenip, bu alanı doldurması gerekiyor.
Yaşadığımız bunca depremden sonra, ulusumuzu ayakta tutan sütunlarda yürütülen bu ?güçlendirme? operasyonlarının amacı, ?yiyenin asla yaşayamayacağı? itibarlı bir siyasi ortamın inşası içindir. Bu süreci sağlıklı yürütebilmek için de, şu iki balans ayarlı olmalıdır:
İlki, Erdoğan ve ekibinin, siyasetimizin genlerindeki, dürüst insanın da siyaset yapabileceği bu köklü değişiklikleri yerine getirmeye yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürmesi ve bizim de toplum olarak bu çabaya sonuna değin destek vermemizdir.
İkincisi ise, muhalif çığırtkanlığın dozunu iyi ayarlayıp, alışkanlıklarımızdan vazgeçerek bu toplumun geleceğine yönelik atılan şu önemli, kalıcı ve kesinlikle geç kalmış adımları cahilane bir üslup ve gerekçeyle protesto etmekten vazgeçmemiz.
Yalnızca itibarlı, dürüst, başarılı ve çalışkan olanların binebileceği siyasi tren istasyonumuza yaklaşmaktadır.
Hep birlikte şunu düşünmeliyiz:
Bu trenin neresine talibiz; kaptanlığına mı, teşrifatçılığına mı, yolculuğuna mı?
Ahmet Yürekli
01.02.2011, Kadıköy.
Had bilmek herkese yakışır.
16 Kasım 2016 Çarşamba 20:19Allah (cc) ile arkadaş olma hastalığı…
31 Ocak 2015 Cumartesi 07:36Derin Aydınlık
05 Aralık 2014 Cuma 21:45Bu şemsiye hangimize yetmiyor?
02 Kasım 2014 Pazar 14:15Pimi mi çekildi yoksa insanlığın?
15 Ekim 2014 Çarşamba 21:51Güzelliğin ömrü bir sivilce...
12 Ekim 2014 Pazar 12:56Kalbi Allah'a (cc) sabitlemek...
10 Haziran 2014 Salı 21:32Ebu Bekir (r.a) ruhu ile kucaklaşmak...
01 Haziran 2014 Pazar 16:15İddia ve Acziyet
25 Mayıs 2014 Pazar 10:58İddia ve Acziyet
25 Mayıs 2014 Pazar 10:58




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.