Kayınvalidem'in güzel bir sözünü hatırlarım. Rahmetli, "Güzelliğin ömrü bir sivilce, zenginliğin ömrü bir kıvılcım." derdi.

Yüzlerce yıllık mazisi olan bir kardeşlik de malesef, şimdilerde bir kıvılcımla bitirilmek isteniyor. Türklerin ve Kürtlerin, harcı iman olan kardeşliği üstüne oynanıyor tüm bu oyunlar...

Beni üzüyor.

*   *   *

Hayata hikmetle bakmak, yaşananların ardında farklı nedenler görmeyi de sağlayabiliyor.

Son günlerde, cadde ve sokaklarda, olası bir savaşın ülkemize ve insanımıza yaşatacağı sorunlar tartışlıyor, yüreği ağzında insanlar birlikteliğin ve kardeşliğin kıymetini hatırlıyor, konuşuyor.

İnsanın, "Allah (cc)'ın, nimetlerini farkettirmek için sergilediği bir musibet işareti mi yoksa bu?" diyesi geliyor.

Gönülleri fethetmek de kin ve nefreti kazanmak da ilahi iradenin yardımıyla malum. Savaşı mecbur kılacak husumetleri yaratan da, kardeşliğin sonsuz huzurunu hissettirecek olan da O.

Sağlam bir itikat, samimi ibadet ve içten yakarıştan başka ne gelebilir elden?

*   *   *

Kendi gerçek değerini hissttirmeden, varlık nedeni ile pek de alakası olamayan bir bayram daha geçti ömrümüzden. Sevinmekten çok, hesabını nasıl vereceğimizin vebalini üstümüze bırakarak yaşandı, bitti... Ömürlerin de bir gün yaşanıp biteceği gibi..

Nereden bilebiliriz ki, hangi gün şah damarımızda Azrail'in eli?

Fırsat vermeyelim şu kıvılcımın kardeşliğimizi bitirmesine.

Ahmet Yürekli

12.10.2014, Üsküdar.