İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Her şeyi devletten beklemek,

Her şeyi devletten beklemek,

 

“İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.” (Şeyh Edebali)

Halkımız arasında özelliklede eski nesil dediğimiz büyüklerimizin sıkça kullandığı bir kelime vardır, “ Her şeyi devletten beklememek gerek” diye. Bu milletin devletini ne kadar sevdiğini nasıl gönülden bağlı olduğunun açık bir ifadesidir.

Her şeyi devletten beklememek gerek” derken meseleye bardağın her iki tarafından da bakmak gerekmez mi?

Önce devlet niye vardır? Devlet ne için oluşur? Millet için devlet mi? Yoksa devlet için millet mi? Bu köşede 25.05.2014 tarihli “Devlet için millet mi? millet için devlet mi?” yazımda bu konuyu derinlemesine anlatmıştım. (https://www.adanapost.com/yazarlar/ibrahim-halil-sipahi/43974-devlet-icin-millet-mi-millet-icin-devlet-mi.html)

          Devlet, bünyesinde barındırdığı milletinin, güvenlik, adalet, sağlık, eğitim ve toplumsal yaşam ihtiyaçlarını belli bir prosedür içerisinde kontrollü ve adil bir şekilde sağlamak için var olmuş bir kurumdur. Bu nedenle; Devlet’in millet için olduğu görüşü ağırlık basıyor. Ancak devlet ve millet kavramı zaman içerisinde bir bütünleşme sağlamıştır.   

          “Devlet millet içindir, millet devlet içindir.”  Bu kavramlardan birisini devre dışı bıraktığımızda ne devlet kalır, ne millet. Devletler milletin çıkarlarını korumak için vardır. Onun içindir ki; Yapılan bütün kanunlar, icraatlar ancak ve ancak milletin menfaatlerine yönelik olmak zorunluluğundadır.

Her birey, her grup kendine göre bir adalet sağlamaya çalışırsa toplum içerisinde güven yok olur adalet kavramı kaybolur gider.

Devlet gücünü elinde tutan erk’in yetkiyi milletten aldığını unutmadan yine milletten aldığı yetkiyi millet adına ayrım yapmadan kullanması gerekir. Erk milletin kendi içerisinden milletin birliğini, düzeni ve adaleti sağlamak üzere seçtiği kişiler topluluğudur. Bu cihetle bu topluluğa “Millet Meclisi” denir bireylerine ise “Milletvekili”  Kısacası Millet “asil” erk ise “vekil” konumundadır. Basite indirgersek sivil toplum kuruluşları, dernek ve apartman yöneticiliğinden farksızdır. Bu nedenledir ki “vekilin asilden (milletten) üstün olduğu bir toplumda; hukuk, adalet, ahlak ve erdemden söz edilemez

Devletin varlığı ve devamı için göreve gelen erk görevini verine getirmek için gerekli planlarını yaparak. Devletin milli gelirlerine ek olarak milletten aldığı vergiler ve çeşitli gelirlerden oluşan bütçesi ile devletin ve milletin güvenliği başta olmak üzere, eğitim, sağlık ve adalet başta olmak üzere milletin tüm ihtiyaçlarını ayrım gözetmeksizin hak, hukuk ve adalet içerisinde sağlaması gerekmektedir.

Devleti yöneten erk’in asli görevi milletten aldı güç ve yetki ile devletin ve milletin varlığını sağlamak olduğu. Bunun için de gereken maddi ve manevi gücü milletten aldığına hizmetleri devletten belemek milletin tabi hakkıdır.

Devletin millete karşı görevlerini hakkı ile yerine getirmeye ne kadar mecburiyeti varsa, milletinde önce devletin varlığı ve bütünlüğüne sahip çıkması, devletin millet adına yaptıkları ve genel olarak “kamu malı” adı altında toplanan hizmetlere sahip çıkması ve koruması milletin asli görevidir.

Devlet ve Milleti bir bütün yapmadıkça hiçbir sorun çözülemeyeceği gibi huzurlu, mutlu ve refah bir yaşam sağlanamayacaktır. Onun için Türkiye topraklarında yaşayan bütün unsurları ile hedefi “Devlet millet el ele mutlu refah Türkiye” olmalıdır.

İbrahim Halil SİPAHİ

20.04.2015/adanapost.com

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi