Son iki aydır siyaset, iktidar, devlet birimleri Cumhurbaşkanlığı seçimine odakladı. Varsa yoksa Cumhurbaşkanlığı seçimi. Nihayetinde, 10 Ağustos?ta seçim gerçekleşti, bu defa da R.Tayyip Erdoğan ve AKP?si bir yanda seçimi kazanmanın mutluluğunu yaşarken bir yandan da AKP de yeni genel başkan ve başbakan kim olacak bunun hummalı çalışmalarını sürdürüyor.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül veda turlarında ve resepsiyonlarında, AKP ye hemen dönmesi ve partinin başına geçme, başbakan olma durumu bir başka bahara kaldığından eski arkadaşlarına sitem ve dargınlıklarına dalmış durumda.

Ordu, iktidardan haberiz hacet gideremez halde, emniyet harman yeri görevden alınma, paralellikle gözaltına alınma endişesi içinde içine kapanmış.

Hal böyle olunca yaklaşık iki aydır ülke ayrılan iki eşin geride bıraktığı çocuğu gibi kendi kaderine terk edilmiş durumda.

PKK sınırımızda ağır silahlarla donatılıyor,

K.Irakta IŞİD?e karşı peşmergelerle birlikte savaşan PKK, ABD tarafından peşmergeye gönderilen ağır silahlardan payını alarak silahlı gücünü arttırıyor ne iktidar ne devlet kademesinden bir ses çıkmıyor. 

Lice?de terörist heykeli dikilmesi ve yıkımı,

PKK Diyarbakır Lice ilçesinde sözde ?TERÖRİST ŞEHİTLİĞİ??nde törenle 15 Ağustos 1984?de Eruh ve Şemdinli?i basarak bir askerimizi şehit eden, daha sonra öldürülen (Apo?nun talimatı ile)  Baskını yapan teröristlerin başı Mahsum Korkmaz?ın heykelini dikiyor. Güvenlik güçleri ne olay yerine geliyor ne de uyarıda bulunuyor. MİT uyuyor, asker uyuyor, Vali, Kaymakam, emniyet kısaca devlet uyuyor.

Olay ayyuka çıkıyor muhalefet cılız sesi ile olayı dillendiriyor, millet ayağa kalkıyor tepki göstermeye başlıyor. Diyarbakır valiliği uyanıyor suç duyurusunda bulunuyor. Bunun üzerine Lice Sulh Ceza Mahkemesi, Mahsum Korkmaz'ın heykelinin yıkılmasına karar veriyor. Güvenlik güçlerinin dört gün sonra düzenlediği operasyonla sözde heykel yıkılıyor. Heykelin yıkılması esnasında çıkan olaylarda ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

Olay çıkartmak için fırsat arayan ve her fırsatı değerlendiren PKK yandaşları İstanbul, Diyarbakır, Van, Hakkâri olma üzere bölgede heykelin yıkılması ve olay sırasında ölen vatandaşı bahane ederek olaylar çıkarmaya, etrafı yakıp yıkmaya başlıyor. 

Atatürk büstünün yakılması,

HDP?nin de marifeti ile PKK yandaşları Lice?de Mahsum Korkmaz?ın heykelinin indirilmesi ve Mehdin Taşkın?ın öldürülmesi bahane ederek Hakkâri?de eylemlerle protesto gösterileri düzenliyor.  Türkiye, Atatürk ve bayrak düşmanı olduğunu bildiğimiz HDP ve PKK yandaşları bu sefer PKK?nın gençlik örgütü YDG-H üyeleri marifetiyle, Hakkari Anadolu Lisesi bahçesine ellerinde molotof, kazma ve taşlarla giriyor okul bahçesinde bulunan Atatürk büstünü önce yakıyor, ardından ise taş ve kazmalarla deviriyor. Bunun yanı sıra PKK'nın birçok kentte de Atatürk büstlerini yıktığı haberleri de geliyor. 

Gençliği saran ?BONZAİ? belası ve Uyuşturucuda ölümler,

Türkiye'nin yeni sosyal tehlikesi 'BONZAİ' her geçen gün can almaya devam ediyor. Kullanım yaşının 11?e düştüğü söylenilen ?BONZAİ? den son iki günde beş genç daha hayatının baharında  yaşama veda etti.. Son bir ayda kayıtlara geçen sadece ?BONZAİ? kullanımından 19 gencin hayatını kaybettiği. Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği Başkanı Yavuz Tufan Koçak ise, "Bizim kayıtlarımıza göre 300 kişi 1 ay içinde bonzaiden öldü. Gerçek kayıtlar ortaya çıkmıyor" diyor. Koçak, ayrıca İstanbul'da son bir ayda Bakırköy AMATEM'e 6 bin başvurunun olduğu söylüyor.

Gençlerimiz her geçen gün hızla uyuşturucu batağına sürükleniyor. Fiyatı ve temini daha kolay olan sentetik uyuşturucu ?BONZAİ? neredeyse ulu orta satılıyor. Ne hükümetin ne de devletin güvenlik birimlerinin işin üzerine ciddiyette gittiğini göremiyoruz.

Uyuşturucu satışı ve kullanımına ağır cezaların getirilmesi kaçınılmazdır. Yoksa kullanımın ve ölümlerin arkasının alınamayacağı görünüyor. 

Kadın cinayetleri,

Türkiye?nin son yıllarda bir türlü önüne geçilemeyen ve önlemi alınamayan kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri hız kesmeden devam ediyor neredeyse her gün bir kadın eski eş veya sevgilisi tarafından katlediliyor. Savcılıklar kadınların koruma talebi dilekçelerine cevap veremez halde koruma altına alınan az miktarda kadın da kaderinden kaçamıyor. Şiddete karşı ceza artırımı ve yaptırımların işe yaramadığı daha fazla yaptırım ve cezaları caydırıcılığının arttırılması özellikle idam cezasının kapsamının genişletilerek yeniden hayata geçirilmesinin zorunluluk arz ettiği artık aşikârdır. 

Fırsatı ganimet bilenler,

Türk, ticaret erbabının artık kanına işlemiş olan fırsatçı zihniyeti, durur mu? Ülkenin içinde bulunduğu iktidar ve devlet boşluğunu hemen ?fırsatı ganimete? çevirdiler. Piyasalar allak bullak, AVM?lerde temel gıda maddeleri olmak üzere hemen hemen bütün ürünlerde etiketler değişti. Çarşılar, semt pazarlarında mevsimin en bol sebze ve meyve fiyatları manav fiyatlarını da katladı. Semt pazarlarına giden vatandaş fileleri doldurmayı bırakın, file götüremez halde bir başıboşluluk almış başını gidiyor. 

Son aylarda ülkedeki iktidar ve devlet boşluğunun yarattığı sıkıntıların bir kısmını anlatmaya çalıştım. Devlette esas olan sürekliliktir. Baş olmasa da kurumlar rutin görev ve hizmetlerini sürdürür. 12 yıllık AKP iktidarında, iktidarın başı devletin kademelerine o kadar nüfus etmiş etkisi ve kontrolü altına almış ki, iktidarın başı olmayınca kuyruk da hareket edemez olmuş. Bir cumhurbaşkanlığı seçimine ve ardından parti genel başkanlığı ve başbakanlık koltuğuna kimin oturacağı ülkeyi boşlukta yüzen bir gemi haline getirdiğini üzülerek görüyoruz.

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

22.08.2014/adanapost.com