Yok edilmek istenen bir milletin yedi düvele karşı vediği kurtuluş mücadelesinin ve yeniden varoluşunu ortaya koyan yediden yetmişe okuduğumuzda, dinlediğimizde  duygulandığımız, tüylerimizin diken diken olduğu “İstiklal Marşı” ‘nın, şanlı bir devletin, fedakar bir milletin milli marşı olarak kabul edilişinin bugün 97. Yıl dönümünü o ilk günkü heyecan ve gururla kutluyoruz.

Bu günde bir ülkenin istiklalinin, bağımsızlığının ne demek olduğunu; “Zeytin Dalı” harekatın ellinci gününü geride bıraktığımız, Suriye’nin Afrin çevresinde. Terör örgütünün işgalinden kurtarılan, yerli halkın yıllardır yaşadığı zulüm ve hüznün, Türk askerinin bölgeyi terör örgütünden temizlemesi ile sevinç ve minnete dönüştüğü, o yüzlerde görüyoruz.

İstiklal Marşı bir VASİYET’tir.

“İstiklal Marşı” Milli mücadele kahramanlarının,  Akif’in kalemiyle dile gelen Türk milletine bir nasihati, bir vasiyetidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal marşı olan “İstiklal Marşı” sıradan bir ulusal marş değildir.

“İstiklal Marşı” Yeniden var olma mücadelesi veren bir milletin malıyla, canıyla, kanıyla erkeği,  kadını ve çocukları ile birlikte yazdığı ölümsüz bir destandır.

“İstiklal Marşı” yazarı, yazım süreci ve içeriği ile de sıra dışı yaşanmışlıklara ve hadiselere damgasını vurmuştur.

“İstiklal Marşı”  bir ulusal marş olmakla birlikte, büyük bir kahramanlık ile kurtuluş mücadelesi veren bir milletin.  Aynı mücadelenin kahramanlarından olan şairi tarafından Cumhuriyeti kuran milli mücadele kahramanları,  şehit ve gazilerin,  Milletine, gelecek nesillerine, mücadele döneminde yaşananları hafızalarda her daim diri tutacak, millete ne olduğunu, kim olduğunu hatırlatacak, zorluklar karşısında cesaretlendiren, her kıtasında bir nasihat, bir vasiyet içeren, yol gösterici bir rehberdir.

Birinci kıt’asında; Korku bilmeyen, top’a, süngüye sinesini açarak giden bir millete, yurtta bir tek tüten ocak dahi kalsa,  bayrağın düşmeyeceğini, mücadelenin devam edeceğini, Bayrağın milletin parlayan bir yıldızı olduğu öğütlüyor.

ikinci kıt’asında; Semalarda dalgalanan bayrağın bir an olsun durulmasına dahi tahammül edilemezdi. O istiklalin sembolü dalgalandıkça milletin yüzünü güldürecektir.

Üçüncü kıt’asında Tarih boyunca hür yaşamış ve esarete boyun eğmemiş bir milletin, asla esarete düşmeyeceğini, bunun için bütün engelleri korkusuzca aşacağı müjdesi verilmiştir.

Dördüncü kıt’asında Her türlü zorluğun ve engellerin karşısında iman çelik bir zırh olduğu ve bu zorlukların iman ile aşılacağını bu nedenle imanımızı diri tutmak öğütlenmiştir.

Beşinci kıt’asında Harici ve dahili tehlikelere karşı uyanık olmayı olası saldırılara karşı göğsümüzü siper etmemiz ve bertaraf etmemiz emrediliyor. Böylece hak’ın milleti zafere ulaştıracağının müjdesi veriliyor.

Altıncı kıt’asında Bu vatan uğruna toprağın kara bağrına giren binlerce insan olduğunu daima hatırımızda tutmamız öğütlenerek, ceddimizi ve vatanın mukaddesliğini daima hafızamızda canlı tutmamız öğütleniyor.

Her ne şartta olursa olsun bu vatan toprağından asla vazgeçmememiz vasiyet ediliyor.

Yedinci kıt’asında Bu vatan toprağının cennetin bir parçası olduğu, bu cennet vatana sahip çıkmak için seve seve canlar verileceği, ölümde dahi bu toprakların altında yatmanın kıymetine işaret ediliyor. Yurt dışına özelliklede Afrika ve Ortadoğu ülkelerine gidenler gerçektende Anadolu’nun bir cennet olduğunu daha iyi idrak ederler.

Sekizinci kıt’asında Milli mücadelenin şehitlerinin bize en büyük vasiyeti, Bu topraklara bir daha asla namerdin elinin değmemesi, düşman çizmelerinin bu topraklar üzerine ayak basmaması ve ezan sesinin dinmesi.

Dokuzuncu kıt’asında Bu vatan uğruna ölen şehitlerimizin ancak bu şartlarda ruhlarının huzur bulacağı, şahadetin tamamlanacağı hatırlatılıyor.

Onuncu kıt’asında Şehit kanıyla bezenmiş şanlı bayrağımız, bu vatan toprağı üzerinde dalgalandığı takdirde ancak şahadete ulaşanların kanlarını bu millete helal edeceği. Bu vatanı canları ve kanları pahasına gelecek nesillere armağan ve emanet eden şehit ve gazilerin öğütlerine kulak verilmesi, emanetine ve vasiyetlerine sahip çıkılması halinde. Tarih boyu hür yaşamış bu milletin bayrağının gönlerden inmeyeceği, esarete düşmeyeceği ve istiklallini koruyacağının açıkça bir öğüdü ve nasihatidir “İstiklal Marşı”.

“İstiklal Marşı”’nın verdiği mesajı, vasiyet ve nasihati anlamayan, idrak edemeyen, millet olma, vatana, bayrağa ve istiklale sahip olmanın kıymetini anlayamaz.

Yüce Allah CC.nün bir daha bu millete “İstiklal Marşı” yazdırmamsını dilerken. Milli mücadelenin isimli, isimsiz tüm kahramanlarını, gazilerimizi, aziz şehitlerimizi, milli mücadele kahramanı ve istiklal şairi Mehmet Akif’i rahmetle ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

İbrahim Halil SİPAHİ

12.03.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi