Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: 'Ey Allah'ın Resulü, şayet Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim'' dedim.

Şu duayı okumamı söyledi:

'Allahümme inneke afuvvün, tuhibbul-afve fa'fü anni'

Allah'ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.' (Tirmizi, Deavat, 89.)

DUANIN ÜSTÜNLÜĞÜ

Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:

"(Rasulüm) kullarım senden beni sorarlarsa, şüphesiz ki ben onlara yakınım. Bana dua edenin duasını kabul ederim (isteğini yerine getiririm). Artık onlar da benim çağrıma uysunlar.' (Bakara, 186)

Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:

Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua ediniz ki size karşılığını vereyim... Çünkü bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler, aşağılık bir halde cehenneme gireceklerdir." (Mü'min, 60)

Sevgili Peygamberimiz : "Dua, ibadetin ta kendisidir." buyurduktan sonra da şu ayeti okudu: "Bana dua edin ki, size karşılığını vereyim." (Mü'min, 60)

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:

"Kul, yaptığı duaya karşılık olarak mutlaka şu üç şeyden birini alır:

a. Ya dua sayesinde günahı bağışlanır,

b. Ya peşin bir mükafat alır,

c. Ya da ahirette karşılığını bulur.

a) DUANIN ADABI

Duanın sekiz adabı vardır:

1. Şerefli vakitlerde dua etmek ;

Sene içinde arefe günleri, aylar içinde Ramazan ayı, hafta içinde Cuma günü ve gecelerde de seher vakti şereflidir. Nitekim,

Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:

"Onlar, seher vaktinde bağışlanma dilerler." (Zariyat, 18)

Mücahid diyor ki: