Geçtiğimiz Cuma günü Anayasa Mahkemesinin 52.kuruluş yıldönümüne AYM Başkanı Haşim Kılıç?ın iktidara muhtıra etkisindeki konuşması gündeme damgasını vurdu.

Tarihi konuşma İktidar, muhalefet ve medya olmak üzere üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen gündemden düşmedi ve metin üzerinde hala konuşulup tartışılıyor.

AYM?nin twitter yasağını kaldırması ile son kankası ile arasına kara kedi giren başbakan R.Tayyip Erdoğan ve Haşim Kılıç?ın arası AYM?nin yıl dönümündeki konuşmasından sonra tamamen gerildi.

Haşim Kılıç?ın konuşması, muhalefete göre hukuk dersi niteliğinde, iktidara göre siyasi kimlikle yapılmış bir konuşma, hatta muhtıra niteliğinde bir konuşma olduğu.

Kılıç?ın konuşma metnini anlaşılan günler önceden titizlikle hazırlanmış olduğu her detayı ve vurucu sözlerin itina ile seçildiği anlaşılıyor.

27 Ekim 2007?de AYM başkanlığına geldiğinden bu yana  AKP iktidarı lehinde kararlar veren hatta 2008?de laikliğe aykırı çıkışları nedeni ile AKP?nin kapatılması için AYM?de yapılan oylamada red oyu kulanmış nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için AKP kapatılmamış, hazine yardımından yararlanmaması kararında ise tek red oyu Haşim Kılıç?tan gelmişti. Bu sonuçla Abdullah Gül, R.Tayyip Erdoğan ve Hüseyin Çelik?in yüce divanda yargılanmaktan kurtulmuştu.

Eğitim sisteminde 4+4+4 sistemi için CHP?nin AYM?ye başvurusunda davanın iktidar lehine sonuçlanması gibi daha birçok kararda AKP iktidarı lehine kararlarla dikkati çekmiştir.

Aşırı muhafazakar, Gülen?e yakın ve eşi başörtülü olduğunu bildiğimiz Haşim Kılıç?a ne oldu da böyle bir konuşma hazırladı?

Kılıç?ın muhtıra benzeri bu sert konuşmaya iten ne idi?

Kuşkusuz Kılıç ile Erdoğan?ın arasını bozan en önemli mesele 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından yargıda yapılan operasyon, HSYK?daki değişiklikler. Kılıç?ın konuşma metninde zaten bu husus çok can alıcı bir şekilde vurgulanıyor.

Diğer bir husus ise, Başbakan Erdoğan?ın AYM?nin Twitter yasağını kaldıran kararına ?karara saygı duymuyorum? ?Twitter kararı milli değil? sözlerine ? karşılık Kılıç, oybirliğiyle Twitter yasağını kaldıran AYM kararına ?milli değil? diye tepki gösteren Erdoğan?a ?Kararların hiçbir zaman milliyetinin, dininin, mezhebinin olmadığı kanaatini taşıyorum. Hukukun ilkelerini uygulama gayreti içindeyiz? diye cevap vermesiydi.

Her satırında can alıcı noktalara vurucu kelimeler ile değinilen konuşmanın Muhalefet tarafından takdirle karşılanmasına karşılık iktidar kanadında infiale neden olmuştur.

İktidar kanadını en çok vuran ise;  ?Bizler adil olmayı kutsal bir görev kabul eden  bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız. Dün hak ihlaline uğrayanların nasıl yanında yer alınmışsa, bugün de kimliği, kişiliği, gücü ve rütbesi ne olursa olsun, hak ihlaline sebep olan herkesin karşısına, aynı adalet gömleğiyle çıkmaya devam edeceğiz.?

?Hukuk devletinde mahkemeler, emir ve talimatla çalışmadığı gibi, dostluk ve düşmanlık duyguları ile de yönlendirilemez.? Sözleri oldu.

TBMM başkanı Cemil Çiçek?in ?kimse oraya azar işitmeye gitmedi? sözleri deneyimli bir hukukçu ve devlet adamı olma vasfı ile mesajın çok iyi algılandığını gösteriyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ büyük bir marifet ile cevabı AYM?nin TBMM?nin üzerinde olduğunu geçirdiği şokun etkisi ile algılayamayacak olacak ki, milletten aldıkları güç ile TBMM?de vereceğini söylüyor ve dediğini de yapıyor.

Başbakan yardımcısı Emrullah İşler Kılıç?ı muhalefet partisi temsilcisi gibi siyaset yapmakla suçlarken ?Siyaset yapacaksanız cübbeyi çıkarın? gibi ifade kullanıyor.

Kılıç?ın konuşmasını alkışlamayarak protesto eden başbakan yaşadığı şokun etkisinden ancak bir gün sonra ayıkarak Kayseri?den ?Anayasa Mahkemesi?nin de başkan ve üyelerini dinlediler. Herhalde birileri ne demek istediğimi anlayacaktır? diyerek Kılıç?a üstü kapalı bir gönderme yapmakla yetindi. Dün ise paralel olmakla suçladı.

Ergenekon ve balyoz davasında başta başbakan olmak üzere birçok bakan ve AKP?li milletvekili bakanlık ve milletvekilliğinin yanında cübbe giyerek savcı ve hâkim olduklarını unutmuş görünüyorlar. Öyle ki, başbakan Erdoğan bizzat ?Ergenekon davasının savcısıyım? ifadesini kullanmaktan çekinmemişti. Şimdi Kılıç?ın konuşması cübbe içinde siyaset yapmak olarak değerlendiriliyor. Bu nasıl bir çelişkidir.

Kılıç?ın konuşması gerçekten titizlikle hazırlanmış her satırında Demokratik hukuk devletine yargının bağımsızlığına devletin varlığına vurgu yapılan hukuk sistemi ve yargı üzerinde vesayetin mümkün olamayacağı yasama, yürütme ve yargı hassas çizgilerine değinen bir konuşma.

Buraya kadar her şey güzelde, yargının yaşadığı sıkıntılar ve hukukun çöküşü bir iki günlük mesele değil.

Sayın Kılıç zamanlama çok düşündürücü. Yedi yıldır o makamda oturuyorsunuz da bu güne kadar neredeydiniz? Görev sürenizin dolmasına 10 ay kala mı cesaretlendiniz? Yoksa 10 Ağustos?ta Cumhurbaşkanlığına CHP?nin aday göstereceği olasılığımıdır sizi buna iten. Bunları da sormak gerekir diye düşünüyorum.

Anlaşılan o ki, normal beşeri ilişkilerde olduğu gibi devlet ve siyasi ilişkilerde de menfaatlere veya zülfüyara dokunulunca dostluk, muhabbet ve  kankalık ortadan kalkıyor.

Dün yan yana, omuz omuza, dayanışma içerisinde fikir birlikteliğinde olanlardan birinin attığı taş diğerinin tırnağına değince ?öküz ölüyor ortaklık bozuluyormuş.

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

29.04.2014/adanapost.com