İğde Çiçeği Kokusu

“…yıllar geçti, yaşlar değişti hatta Taşpınar’ın yeri bile değişti; ama iğde çiçeğinin kokusu değişmedi.”

Henüz çocuktum, bir vesileyle yolum Taşpınar civarına düştüğünde sevinerek ve koşarak giderdim. Taşpınar yolunun iki yanının da sıralanan iğde ağaçları, mayıs ortasında çiçek açardı. İğde çiçeği kokusu bana ilk anlatılan cennet kokusu gibi gelirdi.

Yıllar geçti, yaşlar değişti hatta Taşpınar’ın yeri bile değişti; ama iğde çiçeğinin kokusu değişmedi. Her şeyi var eden, her mayıs ayında iğde çiçeği kokusuyla bir cennet hatırlatması yapıyor.

Onca kirliliğe, nefrete, acıya, zulme, haksızlığa, ihanete, yalana, sıradanlığa rağmen her mayısta başka bir alemin haberini getiriyor iğde çiçeği kokusu. Tertemiz, berrak, ince, naif bir koku… Hafif bahar rüzgarıyla her yere ulaşması ve sinmesi de cabası. Ömründe bir defa dahi olsa iğde çiçeği kokusunu içine çeken biri, bu kokunun bu dünyadan olmadığını bilir. Onu bir haberci, uyarıcı, müjdeleyici, daha büyük güzelliklerin öncüsü sayar. Her yıl sadece on, on beş gün görüp hissedersiniz onu. Müptelası olursanız her yıl en az bir şeyi özler, beklersiniz; habersizseniz uyarıcınız, müjdeleyiciniz, öncünüz eksiktir. Bu eksiklik, hiçbir şeyle tamamlanmayacak kadar ölçüsüz ve sayısızdır.

Bana ilk anlatılan cennet kokusuna benzeyen iğde çiçeği kokusu bu yıl biraz daha uzun kaldı. Kimseye söylemedim, söyleyemedim; ama biliyorum. Gazze’den cennete giden her çocuk, bizim sokaklarımızdan geçiyor ve iğde çiçeği kokusu onlara eşlik ediyor. Ve ben ömrümde ilk defa iğde çiçeği kokusunun kısa sürmesini istedim. Önce anneler cennet kokan çocuklarına doysunlar, sonra iğde çiçeği kokusu yine onlara cenneti hatırlatacaktır.

(GÖLGELİKTEN GEÇERKEN/ İzler ve Yansımalar)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayati Koca Arşivi