Mustafa Yürekli: Yahya Kemal’in şiirinde kaygılı bağlanma..

Mustafa Yürekli: Yahya Kemal’in şiirinde kaygılı bağlanma..

Yetim büyüyen Mehmet Akif Ersoy’un, öksüz büyüyen Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim ve Arif Nihat Asya’nın cumhuriyet şiirinin kuruluşunda öncülük etmeleri olgusunu irdeliyorum.

Yetim büyüyen Mehmet Akif Ersoy’un, öksüz büyüyen Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim ve Arif Nihat Asya’nın cumhuriyet şiirinin kuruluşunda öncülük etmeleri olgusunu irdeliyorum. Kuşkusuz daha sıkı ve geniş çerçeveli bir araştırma bu yetim ve öksüz şairler listesini daha da uzatacaktır. Ben bu yazıda, Yahya Kemal Beyatlı’nın öksüz oluşunun şiir diline etkisini anlatacağım.

Yahya Kemal Beyatlı’nın Bağlanma Sitili

Şair, yazar, siyasetçi ve diplomat  Yahya Kemal Beyatlı (2 Aralık 1884, Üsküp - 1 Kasım 1958, İstanbul) 1897 yılında, 13 yaşındayken, annesini kaybetmişti. Babası ikinci evlilik yapıp ikinci eşi onu evde istemeyince; baba ocağını ve Üsküp’ü terk etmek zorunda kaldı. Babasını ve annesinin mezarının bulunduğu Üsküp’ü uzaktan sevdi.. Hayalini kurarak, özleyerek ve rüyasını görerek.

Yahya Kemal, Osmanlı devletinin yok oluşa giden yıkılışını ve doğup büyüdüğü toprakların elden çıkışını çaresizce izledi. 1911’deki Trablusgarp Savaşı'nın ardından 8 Ekim 1912 - 30 Mayıs 1913 tarihleri arasında; Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki topraklarının çoğunu ele geçirdi. Arnavutluk da bağımsızlığını kazanmıştı.

Dolayısıyla dışardan özlemle bakmak ve uzaktan sevmek  Yahya Kemal’in alın yazısı haline geldi. Bu kaygılı bağlanma stiliyle kişiliği ve şiir dili de biçimlenecekti.

Cumhuriyet Diplomatı ve CHP Milletvekili

Yahya Kemal, hem varlığını muhafaza etmeyi hem de  güvenlikli yer arayışını birlikte ve birbirine koşut biçimde sürdürecekti.

1922’de Ankara’ya giden Yahya Kemal, Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde başyazarlık yaptı. O yıl, Lozan görüşmelerinde Türk heyetine danışman atandı. 1923'te Lozan’dan döndükten sonra II. Dönem TBMM’ye Urfa milletvekili olarak seçildi; milletvekilliği 1926’ya kadar devam etti.

1926’da  Varşova’ya elçi olarak atandı. 1930’da Lizbon büyükelçisi olarak Portekiz’e gitti. İspanya Orta Elçiliği görevi de kendisine verildi. Madrid’de görev yapan ikinci edebiyatçı sefir oldu (ilki Samipaşazade Sezai’dir). İspanya Kralı XIII. Alfonso ile yakın dostluk kurdu. 1932’de Madrid elçiliğindeki görevine son verildi. 1934 yılında Yozgat milletvekili oldu. O yıl çıkan Soyadı Kanunu’ndan sonra “Beyatlı” soyadını aldı. Ertesi seçim döneminde Tekirdağ milletvekili olarak meclise girdi. 1943’te İstanbul’dan milletvekili seçildi. Milletvekilliği döneminde Ankara Palas'ta yaşadı.

Yahya Kemal, 1946 seçimlerinde CHP’nin hezimetinden payını adı, Meclis’e giremedi ve bağımsızlığını yeni ilan etmiş Pakistan’a 1947’de büyükelçi olarak atandı. Yaş haddinden emekli oluncaya kadar Karaçi’de elçilik görevini sürdürdü.

Tek parti vardı, siyaset onunu içinde yapılıyordu. Bu yüzden Yahya Kemal CHP’nin içindeydi.. CHP’nin tek parti iktidarı, politikalarına muhalefeti yüzünden diplomat olarak yurt dışına gönderdiğini ve özellikle İsmet İnönü üzerinden yaptığı eleştiriler çevresindeki aydınlar tarafından bilinirdi.

1949’da yurda döndü; İzmir, Bursa, Kayseri, Malatya, Adana, Mersin ve civarını ziyaret etti. Atina, Kahire, Beyrut, Şam, Trablusşam gezilerine çıktı.

Dönüşte İstanbul’da Park Otel’e yerleşti ve ömrünün son on dokuz yılını bu otelin 165 numaralı odasında yaşadı. 1949’da İnönü Armağanı'nı aldı. Yahya Kemal, kaygıları yüzünden hayatı boyunca hiç evlenmedi.

Aslında Yahya Kemal’in edebiyat hayatı, Demokrat Parti iktidarıyla  da güvenliğe kavuşmadı. Park Otel’de çevresinde toplanan belli bir aydın kadrosuyla üstatlığın tadını çıkardı ama bir kitap bile basmadı; emekliliğinde, bir gurup aydınla bir köşede yılların birikimiyle ihtiyatlı düşünmenin ve ustaca yazmanın güvenliğinde  ‘bozgunda fetih düşü’nü kurdu.. Tek parti iktidarında diplomatlık ve politika yapmıştı;  iki partili dönemde, DP iktidarında bile bir kitap yayınlamadı. 

DP’nin ikinci iktidar döneminde, 1954’ten sonra belli oranda rahat göründü; 1956 yılında, Hürriyet gazetesi her hafta bir şiirine yer vererek tüm şiirlerini yayınladı.

Şiir dilini de etkileyecek şekilde Mehmet Akif Ersoy’un kişiliğini güvenli bağlanma sitili belirlerken, Yahya Kemal’in kişiliğini kaygılı  bağlanma, Ahmet Haşim’in kişiliğini de kaçıngan bağlanma sitili belirlemiştir, denilebilir.

1957 seçiminde DP sarsılınca kaygıya kapıldı.. Birikimini dövize çevirmişti, Fransa’ya gitmeye hazırlanıyordu; 1958’de emr-i Hak vaki oldu. Yaklaşan 27 Mayıs 1960 darbesini fark etmişti ve cuntayı cesaretlendiren İsmet İnönü’yü çok iyi  tanıyordu..

Yahya Kemal’in Şiir Dili

1884 Üsküp doğumlu olan Yahya Kemal, 13 yaşında annesini kaybettiğinden,  Yahya Kemal, Üsküp’ten İstanbul’a 16 yaşında öksüz ve tek başına geldi. Sonra da Paris’e gitti.  Yetimlik, ergenlikte baba ocağından ayrılış, gurbet ve otel odalarındaki bekar hayatı, daha sonra Yahya Kemal’in sanatına yansımış; kendini tutan, dışardan, uzaktan ama içeriyi anlatan, dışarı ile içeri arasında köprü olan bir edebiyat dili kurmasına yol açmıştır.

Yahya Kemal, Cumhuriyet şiirinin büyük temsilcilerinden biridir; o  düz yazıda da eser vermiş olmakla birlikte şair olarak isim yapmıştı.  Şekil açısından  divan şiir geleneğini ve  aruz veznin kullanmıştı. Dil açısından iki ayrı anlayışta şiirleri vardır: Bunlardan birisi, sade, doğal ve yaşayan Türkçe ile şiir yazmaktır; bu tür şiirleri özellikle ilk baskısı ölümünden sonra 1961 yılında yapılan "Kendi Gök Kubbemiz" adlı şiir kitabında toplanmıştır; diğeri ise ilk baskısı 1962'de yapılan "Eski Şiirin Rüzgarıyle" adlı şiir kitabındaki şiirlerdir.

Yahya Kemal’in şiirleri Divan edebiyatı ile modern şiir arasında köprüdür. Edebiyat tarihi içinde Dört Aruzcu'dan biri olarak kabul edilir; diğerleri Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Ahmet Haşim'dir.  

Yahya Kemal, yıkılan, yasaklanan medeniyetimizin dışından kaygılı bağlanma sitiliyle söylemiştir şiirini. Bu dışarıdan, uzaktan bakma durumu, ‘Atikvalide’den İnen Sokakta’ şiirinde daha açıkça ifade edilmiştir.

"Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün. 
Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri, 
Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri. 
Yâ Rab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!

Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz. 
Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı 
Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı. 
Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; 
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime: 
"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür; 
Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür." 

Yahya Kemal, geleneksel şiirimizden namaz ve oruç gibi ibadetlerin şiirini, birkaç şiirle de olsa İslam şiirini yazarak biçimsel yeniliğe yoğunlaşacak Cumhuriyet şiirine özü taşımıştır.  

Edebiyatımızın destan ruhuyla söylenmiş önemli bir manzumelerinden biri de Yahya Kemal Beyatlı'nın "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" şiiridir.

"Ulu mâbedde karıştım vatanın birliğine.
Çok şükür Allah’a, gördüm, bu saatlerde yine

Yaşayanlarla beraber bulunan ervâhı.

Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı."

İslam ruhunu ile tarihi camide, bir bayram namazında bütünleştiren, bilhassa Malazgirt'ten bu yana, Anadolu ve Balkanlara yerleşen Müslümanlığımızın şiiridir o. Her okunuşta insanlara metafizik boyutuyla da bir sevinç yaşatan, bayramı bayram yapan şiirdir o.  

Üsküdar’ın Dost Işıkları şiirinde  bir seher vakti, sabah namazına kalkanlara bakar;  sabah namazı vaktindeki düşünce ve duygusunu şiirleştirir. Üsküdar’da, evlerin tek tek namaza uyanışından mutlu olur:

‘Kimlersiniz? Ya bağrı yanık kimselersiniz!

Yâhut da her sabâh uyanık kimselersiniz!

Dünya yüzünde, bir sefer olsun, tanışmadan,

Öz çehrenizle sizleri görmekteyim bu an.

Sizlersiniz bu ân'ı ışıklarla Türk eden!

Eksilmesin şu mutlu şafaklar bu ülkeden!

Gönlüm, dilim, kanım ve mizâcımla sizden'im

Dünyâ ve âhirette vatandaşlarım beni’

Yahya Kemal, İslam şiir haritasında yer edinmeye yetecek güzel şiirlerin şairidir. Namaz, cami, oruç ve bayrama ilişkin güzel şiirleri milletimizin gönlünde taht kurmasına yetmiştir. Şiirleri, İslam medeniyetinin  ‘yangında kurtarılacaklar kataloğu’dur aynı zamanda.

yazının devamı..

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler