Nikâha suikast

Nikâha suikast
Müslümanların varlık nedeni Kuran ve sünnetin günah olarak tanımladığı şeylere karşı bir duruş ortaya koymaktır.Sevgililer gününün felsefesi nikâhsız...



Müslümanların varlık nedeni Kuran ve sünnetin günah olarak tanımladığı şeylere karşı bir duruş ortaya koymaktır.

Sevgililer gününün felsefesi nikâhsız birliktelikleri meşru gibi göstermektir

Müslümanların varlık nedeni Kur?an ve sünnetin günah olarak tanımladığı şeylere karşı bir duruş ortaya koymaktır. Bu çerçevede iyiliğin emredilmesi ve kötülüğün yok edilmesi müminlerin varlık nedenidir. Öyleyse Müslüman sorumlu insandır. Bir kötülük gördüğünde gücü yetiyorsa eliyle düzeltecek, eliyle gücü yetmiyorsa diliyle müdahale edecek, değilse kalbiyle buğz edecek bu ise son Nebi?nin (s.a.v.) ifadesiyle imanın en zayıf hâlidir.İşte bu anlamda yaklaşık son on yıldır başta ülkemiz olmak üzere İslam coğrafyasında her yıl 14 Şubat tarihinde ?sevgililer günü? adı altında bir etkinlik ortaya konmaktadır. Bu etkinliğin içeriğine bakıldığında tüyler ürpertici bir tablo ortaya çıktığı görülecektir.

Sevgililer Gününün Tarihçesi

Sevgililer Günü?nün başlangıç tarihi eski Romaİmparatorluğu zamanına uzanıyor. Eski Roma?da (14 Şubat 270) 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü. Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno?ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.

Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı. Hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı?nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Genç Romalı erkekler ise kavanozdan bu kâğıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı.

Sevgililer hangi anlamda

Romalı putperest ve müşriklerin şehvete tapınma bayramıve etkinliği olan sevgililer günü; milli günlerimiz arasında, dini günlerimiz arasında, tarihimizde ve edebiyatımızda yer almaz. Bu gün sıradan bir gün değil; bir felsefe ve bir yaşam tarzını içermektedir. Bu günün felsefesi nikâhsız yaşamı yaygınlaştırmaktır. Dolayısıyla sevgililer günü nikâha karşıgirişilen bir suikast operasyonudur. Öyleyse sevgililer ne demektir? Sıradan masum bir kelime midir? Tabi ki hayır. İslam?da akil baliğ olan kız ve erkekler ancak nikâh bağı ile bir araya gelirler. Nikâh sonucunda alacakları isimde bellidir; bey-hanım, karı-koca veya eş. Ama sevgilim / sevgililer değil. Bu anlamda evli olan bir kimse eşini karşıtarafa tanıtırken sevgilim diye tanıtmaz. Çünkü nikâhın beraberinde getirdiği unvan bellidir; kocam, karım, eşim ve hanımım gibi. Yukarıdaki tanım çerçevesinde sevgili / sevgililer; nikâh bağı olmaksızın bir erkek ve kadının cinsel bir arzu ve istek içerisinde birlikte olmaları olarak adlandırılır.

Batıda Sevgililer günü felsefesinin gelişimi ve sonuçları

14 Şubat 270 tarihinde Roma?da ortaya çıkan bu felsefe 21. yüzyılda küresel bir hâl almıştır. Öyle ki Hıristiyan Katolik mezhebinde, boşanma yasaklanmıştır. Katolik mezhebinde, hiçbir şekilde evlilik bağınıçözmek mubah sayılmaz. Ortodoks ve Protestanlarda ise, eşlerin birbirine ihaneti dışında boşanma mubah sayılmaz. Bu durumda boşanan eşler, her üç Hıristiyan mezhebine göre başkalarıyla evlenemezler. Ancak tahrif edilmiş de olsa İncil ve Tevrat?tan uzaklaşıp seküler/laik bir yaşam tarzını benimseyen Batı tüm peygamberlerin ortak davranış biçimi olan nikâhtan yüz çevirmesi, sevgililer günü felsefesini ve nikâhsızlığı beraberinde getirmiştir. Sevgililer günü felsefesi evlilik öncesi cinselliği beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla nikâha karşı bir alternatif davranış biçimidir. Aile kurumunu hedef almış ve onu ortadan kaldırmıştır. Fransız devrimi ile birlikte boşanmanın önü açılmıştır. Avrupa dullar ülkesine dönmüştür. (Almanya?da her iki evliliğin biri boşanma ile sonuçlanıyor. Evliliklerin ortalama süresi 14 yıl). Önce ataerkil aile sonra da çekirdek aile yok olmuştur. Geniş ev tarihe karışmışstüdyo tipi evler oluşmuştur. Misafir anlayışı yok olmuştur. Çünkü misafirler akrabadan oluşur. Tek eşli yani yalnız erkek ya da yalnız kadınların yaşadıkları evler oluşmuştur. Yetim ve öksüz çocuklar dönemine girilmiştir. Gayri meşru doğum oranları toplumsal düzeni bozacak şekilde artmıştır.

İslami açıdan sevgililer gününün değerlendirilmesi

İslam bir kadın ve erkeğin bir araya gelmesi için nikâhı şart koşar. Yusuf (A.S.) özelinde olduğu gibi tüm peygamberlerin ortak davranışı iffetten yana tavır koymaktır. Hiçbir peygamber ne peygamberlik öncesi ne de peygamberlik sonrası nikâh olmaksızın bir kadına el sürmemiştir. Ama sevgililer gününün felsefesi ise nikâhsız birlikteliği içermektedir. Diğer bir ifade ile zinayı meşru hale getirmektedir.

Tüm suhuflarda ve evamiri aşarede ?zina etmeyeceksin?ilkesi ile Kur?an ve sünnette zinanın hükmü belirlenmiştir. ?Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur? (İsrâ, 17/32).?Onlar Allah ile birlikte başka ilaha dua etmezler. Haksız yere, Allah?ın haram kıldığı kimseyi öldürmezler ve zina da etmezler. Kim bunları yaparsa cezaya çarpar. Ona kıyamet gününde kat kat azap verilir ve o azabın içinde alçaltılmış şekilde ebedî bırakılırlar? (Furkân, 25/68). Zinanın ahlâki boyutunu gözler önüne seren bu ayetlerin yanı sıra cezai boyutunu diğer ayetler ortaya koymaktadır. Bekâr erkek veya bekâr kadının zina etmesinin cezası yüz değnek, evli erkek veya kadının zina cezası ise hadisi şeriflerde taşla öldürmedir (recm). Allah Teâlâ şöyle buyurur: ?Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah?a ve âhiret gününe inanıyorsanız bunlarıAllah?ın dinini uygulama hususunda acıyacağınız tutmasın. Mü?minlerden bir topluluk da, onların cezasına şahit olsun? (en-Nûr, 34/2).

Allah?ın Cezası

Sevgililer günü insan fıtratına aykırı bir durum ortaya çıkarmıştır. İnsanlığın dengesini bozmuştur. Sevgili, flört, metres, dost hayatı uygulamalarıyla karı ve kocanın saygınlığı yitirilmiştir. Nikâhın kutsallığı ortadan kaldırılmıştır. Zina yaygınlaşmış ve aleni bir hâl almıştır. Bundan da öte kavimlerin toplu helakine neden olan ve cezasını bizzat Allah?ın (c.c.) verdiği (eş cinsel) sapık ilişkiler suç olmaktan çıkıp yasal boyut kazanmıştır. Lut (a.s.) kavmi veİtalya/Roma Pompei kenti örneğinde olduğu gibi. Sedum halkının ahlâksızlık ve edepsizliğini ifade eden ayette şöyle buyurulur: ?Lut?u da hatırla. Hani o, kavmine şöyle demişti: Âlemlerde hiç kimsenin sizden önce yapmadığı bir hayâsızlığı mı yapıyorsunuz?? (Ankebût, 29/28).

Sonuç olarak

Nikâhsızlığa götürecek tüm davranış biçimleri önlenmelidir. Zina yeniden suç olarak yasalardaki yerini almalıdır. İslami bakış açısı topluma kazandırılmalıdır. Sevgiler günü felsefesinin ahlâki, siyasi ekonomik ve toplumsal sonuçları gündeme alınmalıdır. Ekonomik kaygılarla bu güne vesile olunmamalıdır. Hak kutsaldır. İslami haklar hukuki zeminde talep edilmelidir. Buna örnek olarak karma eğitime derhal son verilmelidir.( FURKAN YILMAZ , Milli Gazete)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.