İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

ORTADOĞU'YA DEMOKRASİ Mİ? YÜZ YILLIK RÜYA MI?

ORTADOĞU'YA DEMOKRASİ Mİ? YÜZ YILLIK RÜYA MI?



ABD?nin rüyasını süsleyen ve iştahını kabarta orta doğudaki yer altı ve yer üstü zenginlikleri bu zenginliği yönetme ve sahip olma arzusuna yönelik hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP). Sovyetler Birliğinin Afganistan?ı işgalinin ardından birliğin dağılması ile kendisini dünyada tek güç olarak görmenin de verdiği öz güvenle yıllardır dünyanın bir ucundan orta doğuda gelişen her olaya el uzatması. Buradaki bir çok ülkeyi kendi içinde ve dünyada bir terörist ülke gösterme çabası içine girmiştir. Bir çok şaibeli saldırıları veya ülkelerin ellerinde bulundurduğunu iddia ettiği kitle imha silahlarını dayanak göstermek sureti ile aslen BOP emelini gerçekleştirmek uğruna Irak, Afganistan gibi ülkelere askeri harekat düzenlemesi her fırsatta İran?a göz dağı vermesi, Arap coğrafyasında başgösteren ve bir çok ülkede iktidarın değişmesine neden olan ve hala bu ülkelerde yeni rejimlerin otoritesinin sağlanamadığı ?Arap Baharı? ve kanayan yara Suriye.

Biraz hafızamızı tazeleyelim kısaca geriye dönüp bakalım olanlara ve buna göre yorumlayalım bundan sonra olabilecekleri.

Körfez Savaşı:

Saddam rejimi Kuveyt'in kendisine ait petrolü çaldığını ve üretimi yüksek tutarak petrol fiyatlarının düşmesine neden olarak Irak'ı zarara uğrattığını ileri sürmüş ve bu ülkeye 50-80 milyar ABD Dolarıcivarında tahmin edilen borcunun silinmesini istemişti. Bu konuda yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca Irak 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal etti.

Saddam Hüseyin yönetimi uluslararası çağrılara rağmen ısrarlı bir tutumla Kuveyt'teki kuvvetlerini çekmeyi reddetti ve 28 Ağustos 1990'da Kuveyt'i Irak'ın 19. ili olarak ilhak ettiğini açıklamadı. Bunun üzerine ABD öncülüğünde, Birleşik Krallık, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla Irak arasında yapılan uluslararası çatışma yani Körfez Savaşı başlamıştı.

BM Güvenlik Konseyi'nin 686 numaralı kararı ile , Irak'ın, Kuveyt'i ilhak ettiğine dair kararı kaldırması. Irak'ın, Kuveyt'ten elde ettiği tüm mülkleri ve esirleri iade etmesi. Kuveyt'e yönelik askeri harekâta son verilmesi. Irak, bundan böyle tüm Birleşmiş Milletler üye ülkelerine yönelik, füze saldırıları ve savaş uçağı uçuşları dâhil, şiddete ve provokasyona dayalı hareketlerden kaçınması. Irak, Kuveyt'e savaş tazminatıödemek başta olmak üzere bütün şartları kabul etmesi ile 1991 Nisan ayının ilk haftası Körfez Savaşı fiilen sona ermiş oldu.

Irak?ıÖzgürleştirme Operasyonu:

Körfez savaşı sırasında bölgede gördükleri ile biraz daha iştahı kabaran ABD ve İngiltere hükümetlerinin Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğu ve bu silahların koalisyon ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülkenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiği gerekçesiyle ABD ve iş birlikçisi İngiltere nin önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin bir askeri harekâtla 20 Mart 2003'de Irak'a girmesiyle başlayan savaş ile işgal edilen Irak, koalisyon ülkelerince Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu olarak da adlandırılmıştır.

Birleşmiş Milletler Doğrulama ve TeftişKomisyonu yetkililerinin kimyasal silahların varlığı konusunda kanıtlarının olmadığı, işgal sonrasında anlaşılması üzerine bu sefer. Bazı ABD'li görevliler Saddam Hüseyin?i, El Kaideye destek vermek ve barındırmakla suçladılar. Fakat bu ilişkiler hiçbir zaman kanıtlanamadı. Irak?ı özgürleştirmek için yapılan işgal neticesinde 1,5 milyon Iraklı Müslüman katledildi, binlerce kadın ve genç kız tecavüz edildi, yüz binlerce Iraklı işkenceye maruz kaldı ve Irak bölünerek kuzeyinde Özerk bir yönetim oluştu. Bu arada Musul, Kerkük ve Süleymaniye de milyonlarca Türkmen hala zulm görmektedir.

Terörü sonlandırma Afganistan Harekatı:

11 Eylül 2001 de ABD nin New York şehrinde ikiz kuleler diye adlandırılan iki binaya uçakla yapılan bombalı saldırının El Kaide örgütü tarafından yapıldığı tespit edilince. ABD Başkanı George Bush'un "terörle mücadele" politikası kapsamında 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan harekatı başlamıştır. Harekat Usame Bin Ladin'in yakalanmasına değin sürecekti. Aynı zamanda Taliban ve diğer Taliban yandaşı güçlerin ortadan kaldırılması ile harekât sona erecekti. Böylelikle Afganistan'da iç güvenlik sağlanmış olacaktı. ABD ve İngiltere önce hava bombardımanı daha sonrada takviye güçlerle beraber Afganistan'a asker indirmişlerdir. 2002'de Amerikan veİngiliz askerleri Kuzey İttifak'ı ile savaşa katıldı. Daha sonra gerginlikler üzerine NATO güçleri (Koalisyon güçleri) Afganistan'a asker indirdiler. Amerikan hükümeti kalıcı barışı sağlamak amacı ile bölgede asker bulundurup varlıklarını hissettireceklerini açıklamıştır. 2006'dan bu yana artan Taliban kaynaklı isyancı hareketler, gelişen yasadışı uyuşturucu üretimi ve zayıf yönetimin Kabil'in dışındaki kısıtlı kontrolü dolayısıyla Afganistan'ın istikrarıhala yakalayamamış Nato ve ABD askeri hala Afganistan dan çekilmemiştir.

Arap Baharı:

Arap baharı, malum güçlerin kışkırtması ile Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan haklarıtaleplerinden ortaya çıkmış; bölgesel, toplumsal bir siyasi-silahlı harekettir. Protestolar, mitingler, gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmıştır. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen'de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas'ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasında baş gösteren mitingler, protestolar, halk ayaklanmaları ve silahlıçatışmalar yaşanmış, Halklar, özgürlük mücadelesi adı altında birçok Arap diktatörünü resmen devirmiştir.

Suriye ve iç savaş:

Suriye İç Savaşı, Arap Baharı'nın bir parçası olarak Suriye'de başlayan çatışmalar zamanla iç savaşa dönüşmüştür. Arap Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilham alan hükümet karşıtı muhalif unsurlar silahlanarak 15 Mart 2011 tarihinde top yekûn çatışmaya girmiştir. Suriye muhalefeti Baas Partisi rejimini devirmek ve kendi ifadeleriyle "Özgür Suriye Devletini" kurmak için silahlı isyana başlamışlardır. Her iki taraf da dışarıdan askeri ve ekonomik destek almaktadır. Çatışmaların sürmesinin yanında, günümüzde ülkede kontrol bazıbölgelerde Suriye Ordusu'nun elinden çıkmıştır.

Dünya genelinde; BM, Arap Birliği ve Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülke ve kuruluş, çatışmaları bitirmek için yoğun diplomatik girişimlerde bulunmuştur. BM Güvenlik Konseyi'nde, Suriye'ye yönelik yaptırım tasarılarını, Rusya ve Çin birçok kez veto etmiştir.

Birleşmiş Milletlere göre, Ocak 2013 tarihine kadar 60,000 kişi öldü. Ayrıca, 700,000 den fazla kişi mülteci olarak Suriye'den kaçtı. Humus, Halep, Rastan ve daha birçok şehirde sağlam yapıkalmamıştır.( www.abhaber.com/manset-haber)

Suriye?de ki iç savaştan en çok etkilenen ise hiç şüphesiz ki Türkiye? dir. Yaklaşık 200 bin civarında Suriyeli Türkiye ye sığınmıştır. Urfa?nın Akkçakale ilçesi ve köylerine düşen ağır silah mermileri ve şaramplel parçaları, Çılvegözü hudut kapısında ve son olarak 170 kişinin hayatını kaybettiği bir o kadarda kişinin yaralandığı Hatay Reyhanlı? daki patlamalar.

Son Reyhanlı daki terör saldırısıhakkında çeşitli spekülasyonlar yapılırken, Başbakan ve Hükümet temsilcilerinin saldırının Esad?a bağlı Suriye güçleri tarafından yapıldığını üstüne basarak açıklaması soruşturmanın tamamlanması ile gerekli cevabın en sert şekilde verileceğini söylemesi,olayın Reyhanlı gibi hassas bir bölgede ve başbakanın Amerika gezisi arifesinde gerçekleşmesi, başbakanın Esad?a yönelik sert sözleri ve ABD?nin Suriye ye müdahale düşünmesi bu müdahaleye Türkiye?nin de iştirak etmesi arzusu bir araya gelince, Gelişen olayları dikkatli ve çok geniş bir çerçevede incelemek gerekiyor.

Sıra Türkiye?de mi?

Orta doğuyu yeniden şekillendirme projesi olan eş başkanlarından birisinin R.Tayyip Erdoğan olduğu BOP Irak?ıÖzgürleştirme Operasyonu ile başlamış ırak bölünmüştür, Terörü sonlandırma harekatı ile Afganistan işgal edilmiş, Arap baharı ile Libya, Mısır, Bahreyn, Yemen ve Tunus ta iktidarlar değişmiş, Suriye de iç savaş devam etmekte ülkenin bir kısmının kontrolü muhalif güçlerin eline geçmiş durumdadır. İmralı ile görüşmeler (müzakere) ile başlayan barış ve sözde çözüm süreci ile hükümetin hiçbir taviz ve antlaşma yapılmadığını söylemesi buna karşı PKK ve meclisteki uzantısı BDP nin bir zafer kazanmışçasına hareket ve beyanatları ile terör örgütü PKK nın silahları ile birlikte K.Irak?a çekilmesi. Başbakanın başkanlık ve eyalet sistemini dillendirmesi, BDP nin bölgesel özerkliği adeta ilan etmiş gibi çalışmaları ister istemez aklımıza bir çok endişe ve kuşkuyu getiriyor.

İbrahim H.SİPAHİ

15.05.2013/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi