Mehmet Yürekli

Mehmet Yürekli

Reis, Adanalıları böyle hazin görmek bizi üzüyor…

Reis, Adanalıları böyle hazin görmek bizi üzüyor…

Evet, yeryüzünde birçok bela var. Sosyal belâ, siyasî belâ, ekonomik bela!..

Hepsi de bir birinden berbattır; ama siyasal belâ, diğerlerinden daha da berbattır!..

Siyasal belâ, cemiyeti, milleti ve devleti sahtekârlara, dolandırıcılara bırakmaktır. En büyük, en berbat bela bu belâdır! Sosyal belâyı da ekonomik belâyı da bu belâ besler büyütür.

Cemiyeti, milleti ve devleti sahtekârların, dolandırıcıların, haramilerin elinden kurtarmak lazım!

Battık, bittik edebiyatını bırakıp, daima uyanık olmak lazım!

Ümit kandillerini daima yanık tutmak lâzım.

Bu konuları daha önce defeaten yazdık, çizdik; ama netice alamadık.

Evet...

Politika, bir bilimdir, sanattır; bir yüzü bilgiye, bir yüzü davranışa bakar. Ama her şeyden önce ahlâktır. Ve siyaseti amaç edinmek, siyaset için siyaset yapmak, siyaset uğruna her şeyi mubah görmek, kötü politikacıların ve maceracıların işidir.

Yani, kadirşinas insanların yurdu Çukurova’da, iyilik ve güzellikler diyarı Adana’yı böyle hazin görmek bizi üzüyor.

Dönen dünyada hakkın ve hakikatin önünde duran Siyonistlerin Firavuni oyunlarını gören devlet adamları, bizim Adana’daki ‘Siyasi Bela’nın müsebbibini ve faaliyetlerinden mutlaka haberi vardır. Bizimkisi, Adanalıların hislerine tercüman olarak, yüreğimizden ve gönlümüzden gelen sızıyı, Reis’imize, Başkomutanımıza, Cumhurun başına iletmektir.

Çünkü hala Toroslardaki kıl çadırlarda ışık var. Başkomutanımızın, Adana’ya geldiğinde bu ışığı görmesi ümidiyle…

Evet. Nedense Adana Eski Valisi Ziya Paşa’nın şu unutulmaz sözleri hep aklıma geliyor:

İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez,

Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez

Ve

Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

Yine

Hak söyleyen evvel dahi menfur idi gerçi

Hâinlere amma ki riâyet yeni çıktı

Evet,

Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez

Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan

Diyerek üstat, hislerimize tercüman olmuştur.

Evet, “Efradını Cami, Ağyarını Mâni” Bir Tarif…

Adana’da Partilerde il ve ilçe yönetim kadrosunun kaç defa değiştiğini yönetimdeki partililer bile hatırlayamıyor, bilemiyor?

Çünkü partilerde eş, dost, akraba kayırmacılığı, hemşericilik, hizipçilik güdümü, Kavmiyetçilik, Cemaatçilik, Mensubiyetcilik yapmaktan, ehliyet ve liyakat sahibi insanlar her zaman olduğu gibi ihale çarkının dışında kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Başkan yardımcısından bakanına, valisinden bürokratına, kaymakamından muhtarına ihtiyaç sahibi insanların sıkıntılarını dinleyip çözmeleri ve mütevazı olmaları konusunda uyarıda bulunuyor. Aksi halde o makamda oturamayacağını yöneticilerin görevlerinin hakkını vermesi gerektiğini söylüyor. Gel gör ki söylemde el üstünde tutulması gereken millet uygulamada görmezden geliniyor. Bugün yöneticilerin birçoğundan randevu bile alamazsın, Cumhurbaşkanı’yla görüşürsün ama milletvekilinden, il başkanı ve güdümündeki bürokratlarıyla görüşemezsin? Seçim zamanları sevimlilik maskesi takılır, mavi boncuk dağıtılır, fors ve fiyaka bırakılır.. Ya sonra?

Daha önceki başarısızlar yetkililer ne durum da diye meraklanmayın, işleri güçleri gayet yerinde, hala millete üstten bakıyor… Olan bu..

Efendimiz (s.a.v.)in, Kutsi hadiste buyurduğu gibi:

"İyiliğin günü geçmez, günah unutulmaz, her şeyin karşılığını veren Allah da ölmez. Dilediğini yap. Fakat aynen karşılığını muhakkak göreceksin.”

Öyleyse, her yolun nihai gayesi Allah’tır. Çünkü her şey, her iş sonunda mutlaka O’na dönecektir.

İslam'a göre "berat" günahlardan arınma, temize çıkma, ilahi af ve rahmete nail olma anlamlarına geliyor.

Çare, mübarek Berat gecesinde, bu çağda, bu zamanda, bu an da Hüseynî duruşu sürdürebilmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Yürekli Arşivi