İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Sistem ve Lider egemenliği

Sistem ve Lider egemenliği


Son yıllarda Ulusal egemenliğin geri plana atıldığı, çocuk bayramının ön plana çıkarıldığı, Ulusal egemenliğin unutturulmaya çalışıldığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 94. Yıl dönümünü idrak ediyoruz.

Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir varlık ve vatan müdafaasından zaferle çıkan necip Türk milletinin kahraman bireyleri yeni Türk devletinin temellerini 23 Nisan 1920?de TBMM kurarak atmışlardır. Bu vesile ile başta başkomutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün bu kahramanları minnet ve şükranla anıyoruz.

Birinci dünya savaşından yenik çıkan Osmanlı devleti çok zor şartlar atında Mondros ateşkes antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Osmanlı Mebuslar Meclisi son olarak 28 Ocak 1920 yaptığı gizli toplantıda ?Misk-ı Milli? kararlarını kabul etti. Ancak bu karar İngilizlerin İstanbul?u işgal etmesi ve Mebuslar meclisini basarak dağıtmasına yol açtı.

İngilizler bazı Kuvva-i Milliye yanlılarını Malta?ya sürgün gönderdi. Bunun üzerine 19 Mart 1920 de yurt genelinde bir genelge yayınlayan M.Kemal Millet Meclisi için yeni bir seçim yapılmasını istedi ve 23 Nisan 1920 de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara da törenle açıldı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birinci meclisin çok önemli bir yeri vardır. Birinci meclis Bir kurucu meclistir. Birinci TBMM çatısı altında yeni Türk devletini, milletin iradesine dayanarak kurmayı başarmışlardır. Bu nedenle, ?Millet iradesinin dayandığı, milli egemenlik ilkesini esas aldığı için demokratik karakterli bir meclistir.?

115 kişi ile başlayan daha sonra katılımlarla 380 kişiye çıkan birinci mecliste; 115 Memur ve emekli, 61 sarıklı hoca, 51 asker, 46 çiftçi, 37 tüccar, 29 avukat, 15 doktor, 10 aşiret reisi, 8 tarikat şeyhi, 6 gazeteci ve 2 mühendis bulunuyordu. Kısacası tam anlamı ile milletin tamamını temsil eden bir ?millet meclisi? idi.

O günden bu güne tam 94 yıl geçti, yağmurlar yağdı, dereler taştı ve köprülerin altından çok sular geçti, zaman değişti, insanlar değişti, alışkanlıklar değişti en önemlisi anlayış izan ve karakter değişti.

24. Yasama dönemini idrak ediyoruz, bugün ilk meclisteki tabloyu görmek imkânsız. Belki birçok meslek grubundan milletvekili bulunmakta ve yapılan seçimlerde fiilen millet tarafından seçildiği birçok kişi tarafından sanılmaktadır. Peki, işin aslı bu mudur?

Bu günkü meclis ilk mecliste olduğu gibi milletin her kesiminin temsil edildiği bir meclis mi? Bunu iki ana maddede incelemek gerekir. Birincisi siyasal temsil, ikincisi ise alansal temsil (meslek, kültür, inanç, yöre vb.)

Bu günkü seçim sistemine göre milletimizin siyasal olarak temsil edildiği söylenemez. Mevcut seçim sisteminde baraj uygulaması nedeni ile bunu imkânsız kılıyor.

İkinci olarak alansal diye genellediğimiz milletin temsili ise, yine mevcut seçim sistemi siyasi partilerin yapıları ve lider sultası faktörü nedeni ile imkânsız duruma gelmiştir.

Milletvekili seçilebilmek için öncelikle yüklü bir servete ihtiyaç duyulmaktadır, lidere yakın olmak, lidere koşulsuz biat etmek gerekmektedir. Bunları yapabildiğin ölçüde listeye girmeye ve listede seçilebilecek konumda olmaya hak kazanabilen milletvekili olabilmektedir.

Bu gün en yüksek devlet memuru maaşı 7,819 tl ile müsteşar en yüksek emekli maaşı ise 8,405 tl ile Genelkurmay başkanı. Milletvekili seçilebilmek için en az 600 bin ila bir milyon tl. Harcamak gerektiğine göre en yüksek maaşı alan memur ve emeklinin seçilme şansından önce aday olabilme şansı var mı? Siz mütalaa edin.

Bugün meclise giren vekillerin Türkiye?nin yedi bölgesinden, 81 vilayetinden, çeşitli meslek gruplarından, farklı kültürlerden, farklı siyasi görüş ve gruplardan seçildiği teorik olarak söylenebilir.

TRT?nin meclis çalışmalarını canlı yayınladığı bir kanalımız var. Bunun dışında bütün tv kanalları haberlerinde ve gazetelerde milletvekillerinin mecliste nasıl çalışmalar yaptıklarına şahit olmaktayız. İbretlik görüntüler zaman zaman sosyal medyada paylaşılıyor.

Milletin seç diye önüne dayatılan ve sözde millet tarafından seçilen milletvekilleri gerçekten milletin vekillerimi? Yoksa lider vekili, ihale takipçisi milyar vekilimi? Bir dönem TBMM genel kurulunda izleyici olarak katıldığımda, milletvekillerini ?parmakçılar ve kaymakçılar? diye iki guruba ayırdıklarına canlı şahit olmuştum.

Yazımın başında 23 Nisan günü ile ilgili olarak Ulusal egemenliğin arka plana atılarak, çocuk bayramının öne çıkarıldığını, Ulusal egemenliğin unutturulmaya çalışıldığını söylemiştim. 23 Nisan 1920 de oluşan birinci TBMM?nin kuruluş mücadelesi, kurucuları, temsilcileri ve ilkeleri İle bu günkü 24. Meclisi kısaca müzakere ettiğimizde Ulusal egemenliğin neden arka plana atıldığını anlamak hiç de zor değil sanırım. Mecliste ulusal egemenliğin yerini sistem ve lider egemenliği elegeçirmiştir.

Millet olarak bugün her zamankinden daha fazla tarihsel değerlerimizi iyi anlamak ve bu değerlere sahip çıkmaya ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Tarih boyunca 16 devleti yıkılmış ve 17. Olarak büyük bir feraset ve feragatle Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuş aziz atalarımızı minnet ve şükranla anarken sözlerimi merhum Akif?in hafızalarımızdan asla silinmemesi gereken o veciz sözü ile noktalamak istiyorum. ? Sahipsiz bir milletin batması haktır, Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.?

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

23.04.2014/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi