Mayıs ayında yeri göğü inletenler, alınan ekonomik kararlardan sonra bir anda renk değiştirdiler.

Zamlar sevimsiz, vergi artırımları sevimsiz.

7500 Lira emekli, maaşı alanlara kök maaş vs. hesabıyla artış yapılmaması sevimsiz.

Bu geçici acı reçetenin sebeplerini göz ardı etmemek lazım.

Deprem felaketi başka bir ülkede olsa idi kaos ortaya çıkar devlet yerle yeksan olurdu.

Pandemi ile başlayan süreçte dünya piyasalarındaki fiyat artışları içeriye yansımasın diye devlet vergilerden büyük vaz geçişler uyguladı.

Piyasaları ayakta tutabilmek için büyük destekler sağlandı.

Özellikle akaryakıttan alınan vergiler sıfıra yaklaştı.

Tam toparlanmak üzerken deprem felaketi korkunç yükler getirdi.

Eleştirmekte sakınca yok.

"Benden alınan vergilerle" diye kurulan cümlelerin sahiplerinin çoğu vergi ödemeylerden oluşuyor.

Bunu da geçtik.

En hayati konu "reise ders verelim, oy vermeyelim" tarzındaki cümlelerin kurulmasıdır.

Dava adamlığı darda ve zorda ayakta durup satış yapmamaktır.

Yirmi iki yıllık süreçte geçici bir sıkıntı oluşmuştur.

İnşallah üç ay içinde bu sıkıntı geçecektir.

Memleket için kan vermek isteyenler,

Can vermek isteyenler bu kadar çabuk çözülmemelidir.

Rüzgarların önündeki yapraklar gibi sağa sola savrulmamaktır yiğitlik.

Sorunların çözümü için CİMER’e ve AK Partinin iletişim sistemine önerilerde bulunma hakkını kullanmak haktır.

Yer yarılsa, gök gürlese biz yolumuzdan dönmemeliyiz.

Dava adamlığı budur.

Yapılan zamlardan oluşan gelirler kimsen şahsi hesabına girmiyor.

Devletin bütçesine gidiyor.

Bu sıkıntılı günler geçecek.

Herkesin duruşu kalacak.

Burada sıradan vatandaşların eleştirmelerine sözüm yok.

Sözüm kocaman laflar konuşup ve en küçük zorda satış yapanlara.

Hele bir durun.

Sabredin.

Hükümetinize güvenin.

Ve duruş sergileyin.