? yasa-kasa? üstüne basa basa?.
?
Şehit haberleri gelmeye, terör vahşi yüzünü sürdürmeye devam ediyor.
PKK terörünü yok sayan her şeyi Kürt özgürlüğüne bağlayan bazı işbirlikçi gazeteci, siyasetçi, akademisyen saldırıların yerini, zamanını biliyorlar.
Nasıl olur demeyin Burası Türkiye!
...
Siyasi tartışmalar ise sürüyor. Gündem her gün değişiyor. Birileri kafa karışıklığı için toplum mühendisliğini iyi planlıyor ve uyguluyor.
Son günlerin gündemi ise anayasa değişikliği paketi!
Aydınlar, siyasiler, ekonomistler, halk, çor, çocuk herkes şaşkınlık yaşıyor;
Zihinleri işgal edilmiş bir ülkeyi ordu ile ayakta tutamazsınız. Zihinsel işgale karşı tedbir almak çok önemli görevlerimiz arasındadır.
Diğer taraftan, özellikle dini ve etnik kökenli gençliğin zihinsel değişimine sebep olan unsurlar arasında eğitim ve medyanın çok önemli bir yeri var ?.
Formatları yurt dışında art niyetli insanlar tarafından hazırlanan TV programları, filmler, gog siteler ?.boşuna mı Türk toplumuna enjekte ediliyor?
Türkçeyi bilmeyen öğrenciler şakır şakır İngilizce konuşuyorlar?..
Eskiden ülkeler işgal edilmek için alkol, 3K kullanılırdı.
Şimdi ise televizyon?, 3S kullanılıyor.
Yani ne dinini?. ne dilini?..ne de belini? gençlerin her birisi geğirten pepsi olmuş?..
...
Makyavel ?Türkleri dışarıdan işgal etmeye kalkmayın, yenemezsiniz. Fakat bir defa içeriden ele geçirdiniz mi her şeyi kabul ettirebilirsiniz!? diyordu!
Asıl savunma, Türk kimliği taşıdıkları halde, yabancı istihbarat servisleri tarafından yetiştirilip önemli makamlara getirildikten sonra Türkiye aleyhine çalışan hainleri adalet önüne çıkarmaktır!
Abdülhamid?i katleden, yıldız sarayı yağmacıları Osmanlı tebaasından Rum, Ermeni, Yahudi ve Siyonist işbirlikçileridir. Torunları görevlerine devam ediyor.
Tek fark, Fetva?yı işbirlikçi hocalar yerine, Siyonistlerin kendileri veriyor ve uyguluyor!
...
İnsanoğlu; sürekli değişimle, dönüşümle gelişimini sürdürebilir. Dünya değişiyor.
Değişen dünya şartlarına göre siyasi yapıların da kendisini yenilemesi gerekir.
Devlet işlerinde, demokrasi sıradan insanların ülke yönetiminde etkili hale gelebilmesinin bir aracı ve sivil toplum da istikrar ve gelişme arasında bir denge kurabilme sanatı, bunu düzgün uygulayan, bağımsız olabilen ülke kalkınır.
Bugün devletin kurumları her gün eleştirilirken, saldırıların hedefi yapılırken, toplumu oluşturan ortak değerler sarsılırken, kurulu dengelerin bozulması ve yıkılmasıyla yeniden dengeyi, aydınlar, siyasiler ve insanlarımız kurabilecek mi?
Soru da, boru da bu? yasa-kasa? üstüne basa basa?.
...
Türkiye değişiyor hem de gelişiyor.
Çoğu kez siyaset kurumu, değişimde gelişimde öncü olmaya çalışır. Kurumlar arasında üniversiteler, silahlı kuvvetler de bu değişimde?
Değişim ve gelişimsiz geçen son iki asır kaybediklerimiz;
Başta Türk ve Müslüman halkı, Hukuk ve adalet sistemi, Oluşan devletçikler, Doğal kaynaklar, Tarihi, kültürel, etnografik ve sosyal değerler, Siyasal-ekonomik bağımlılıklar, uluslararası güç kaybı, teslimiyet?..
Ve?.
Degişen ve gelişen yandaş iş adamları, ahlaksız hırsız siyasetçiler, sınıfsız yeteneksiz bürokratlar, şarlatan akademisyenler, Renkli gazete sayfaları Tv ekranları, Artist, Topçu ve Popçu müsvetteleri, illüzyonist gösteriye, profan bir yapıya dönüştü.
Peki, halka ne diyecekler? nayır?nolamaz?bu gol olamaz?
...
Böyle bir tablo ile halkın karşısına, anayasa değişiklik paketi çıkar?
Evet. Elbette ki aydınlarımız statüko içinde bulunmaları olumsuz etkilenmiş olabilir, hiç değilse nefret ve sabit fikrin egemen olduğu tartışmalardan sakınmalıdırlar?
Son iki asır Türk ve Müslüman toplumuna taklitçi aydınlar taşındı. İçinde yaşadıkları toplumun değerlerini hafife alan ve Batı toplumunun değerlerini benimseyen, halk ile aydınlar arası kopukluk ve ikilik oluştu, kendi toplumunun sorununa ithal çözüm sunarak ?aydın yabancılaşması? na sebep oldular.
Bu entel, dantel, somtel, zomteller; düşünce hayatının köşe başlarını tutan, sanatı ve düşün alanını vesayet altına alan entelektüellerdir. Böylece zihinsel tekel oluşturarak, kültürel terör estirerek at oynatmaya devam mı edecekler?. ve her zaman ki gullis ?anlaşılmaz? kılarak puan mı toplayacaklar?.
...
Hafız bakın ne söylüyor?
?Müslüman aydın çağın dindarı ve ihyacısıdır
sufilerin şüpheli lokmaları,
zahitlerin ham hayalleri,
alimlerin amelsizliği,
hırkaya bürünmüşlerin kaygısızlığı,
riyakarların riyakarlığı,
zühtfuruşların eletek öpmeleri,
güzellikleri siler süpürür.?
Aydınlarımız sistem içinde eriyen, baskı altında eğilip bükülen; tarih önünde zilletle yaşamayı mı tercih edecek?.. veya izzetle ölmeyi mi?.
Halkın üzerinde değil, önünde yürüyen, ileri görüşlü ve cesur olmalı aydın ?.
Hakka ve halka karşı sorumluluk duymalıdır?.
Selim Elçi, 16.07.10, adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.