İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

1 Kasım’da ne olur?

1 Kasım’da ne olur?

 

Seçim startı verildi partiler birer birer seçim bildirgelerini açıkladılar, ancak ne vatandaşta bir seçim heyecanı var. Nede partilerde o eski hummalı seçim propagandaları. Eski bol renkli ve gürültülü seçim propagandalarının yerini İstanbul gibi seçimin neredeyse kaderi belirleyen bir şehirde dahi seçim irtibat büroları önlerinde bayrak ve posterleri, halkın yoğun olduğu yerlere açılan seçim stantları, arada bir rastladığımız anons araçlarını görmesek seçim döneminde olduğumuz aklımıza gelmeyecek.

Bunda başbakan Davutoğlu’nun partilere “gelin bu seçimde çevreyi afiş, bayrak ve flamalarla kirletmeyelim” çağrısına CHP’nin dışında diğer partilerden gelen olumlu yanıtların etkisi oldu sanıyorum.

Fabrika ayarlarına geri döndüğünü vurgulayan AKP’de kesenin ağzını açtı. 13 yıllık iktidarı döneminde yüzünü güldürmediği emekli ve asgari ücretlileri bu seçim de hatırladı.

CHP ve MHP 7 Haziran seçimlerindeki vaatlerini korurken iktidar uğruna onlarda devletin kesesini vatandaşa açarak vaatlerini arttırdılar. Tabi ki iktidar ve muhalefetin vaatleri sadece ekonomik vaatlerden ibaret değil. Daha fazla özgürlük ve demokratikleşmeyi de kapsıyor.

Orta yaş grubu ve üzeri vatandaşlarımızın seçim deneyimi genç nesillere göre daha fazla olduğu için bu seçim vaatleri ve seçim sonrasında icraata konulmasının ne şekilde gerçekleştiğini iyi bilirler. Bunu halk arasında son yıllarda kullanılmaya başlanan esprili bir sözle özetleyecek olursak, “Söz verilir, ancak tutulacak diye bir şey yoktur” işte bizim siyasilerin de marifeti genelde budur.

 

Seçimin sonucunu neler belirleyecek?  

Bu seçim muhtemelen 7 Haziran seçiminin gölgesinde gerçekleşecektir. 7 Haziran’daki 61 adayın dışındaki tüm adaylar 1 Kasım’da yeniden yarışacak. Seçmen oyunu beş ay sonra yeniden kullanırken 7 Haziran sonrası erken seçim kararı alınana kadar geçen sürede yaşananları mutlaka değerlendirecektir, değerlendirmelidir de..

7 Haziran’da çıkan sıralama muhtemelen 1 Kasım’da değişmeyecektir. 1 Kasım’da ilk defa oy kullanacak 339 bin civarında genç seçmenin tercihi, SP-BBP ittifakının dağılması ile alınan % 2 oyun çok altına düşecektir. Ayrıca diğer partilerin oylarından ciddi bir kısım kaybı olacaktır. Bu oyların AKP, MHP kısmen de CHP’ye kayacağı ihtimalide sonuçlara etki edecektir.

Tuğrul Türkeş’in MHP’nin kararına rağmen geçici hükümet için yapılan çağrıyı kabul etmesi ve sonrasında AKP’den aday olması, eski BBP genel başkanı Yalçın Topçu’nun geçici hükümette bakan olması birçok eski ülkücü önderlerin AKP’ye yakın olması. Bunun üzerine Bahçeli’nin “HAYIR”cı tutumu da eklenince bu seçimde MHP ve BBP’den AKP’ye oylarda kayma olacağı görüşü de yaygın.

7 Haziran seçimlerinden sonra PKK’nın hain saldırılarına hız vermesi iktidar tarafından çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılması ile özellikle güneydoğuda AKP ve HDP arasında geçen seçimin, 1 Kasım’da sonucunu büyük ölçüde etkileyecektir.

Güney doğuda halkın artan terörden dolayı HDP’ye güveni azalırken. Türkiye genelinde ise, terörün artmasında AKP iktidarı suçlu olarak gösteriliyor. Bu iki farklılık AKP ve HDP oylarına büyük etki yapacaktır.

7 Haziran sonrasında Bahçeli’nin tutumu üzerinden MHP tabanı üzerinde AKP, CHP ve bir kısım medya tarafından psikolojik bir baskı uygulandığını, MHP’nin oy kaybetmesinin AKP’ye yarayacağını daha önce burada yazmıştım. Bu strateji hala devam ediyor. Eğer tutarsa bundan dolayı MHP’nin oy kaybı ile artan terör olaylarından dolayı güven kaybeden HDP’nin kaybedeceği oylar AKP’ye yarayacaktır. AKP 1 Kasım’da 7 Haziran’daki oyu alsa dahi tek başına iktidar olma şansını yakalayabilir. HDP’nin barajı geçememesi ile olası MHP’nin de baraja takılması halinde AKP bırakın tek başına iktidar olmayı anayasayı değiştirecek çoğunluğa dahi ulaşabilir.

AKP 7 Haziran’dan sonra koalisyon çalışmalarında muhalefet fartilerinin gerek kendi aralarında gerekse AKP ile bir koalisyon hükümetine, koalisyon kurulamaması nedeniyle erken seçim kararı alınması ile de CHP ve MHP’nin seçim hükümetine bakan vermemesini koz olarak kullanarak seçime bir adım önde giriyor.

1 Kasım erken seçimi 7 Haziran’ın tekrarı gibi görünüyor olsa da, sıralama değişmese de, CHP dışındaki partilerin kader seçimi olabilir.

Bu öngörüler ile partilerin oylarında hem düşüş görülürken aynı zamanda hem de artış olacağı gibi bir izlenim ortaya çıkıyor.

Bütün bunlar normal şartlardaki olasılıklar. Birde seçime katılım nasıl olacak. Aslında belirleyici en önemli etken budur bence. Beş ay ara ile yapılacak seçimde sonucun değişmeyeceği ve liderlerin koalisyon kurma dönemindeki tavırlarına kızan bir kısım seçmenin sandığa gitmeyeceği göz ardı edilmemelidir.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

10.10.2015/adanapost.com

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi