İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Ah şu kredi kartları,


Türkiye?nin ilk kredi kartı ile tanışması 1968'de Diners Club ile olmuş daha sonra 1983 yılından itibaren Master Card'ın ardından Visa kartlarının da Türkiye'de sisteme girmesiyle,. 1990?lı yılların başlarından itibaren kredi kartları çok daha geniş kitleler tarafından benimsenmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

Önceleri bankaların müşterilerine kredi kartı verirken bir takım gelir beyanı ve kefil gibi kriterler ararken, doksanlı yılların ortalarından itibaren bu uygulamalardan vazgeçmiş, öyle ki; iki binli yılların ortalarından itibaren banka önlerinde sokaklarda, AVM? lerde stant kurmak sureti ile kredi kartı vermeye başladılar. BKM?nin Eylül 2013 verilerine göre Türkiye?de 56,70 milyon kredi kartı 97,5 milyon banka kartıbulunuyor.

Kredi kartı kullanımının giderek yaygınlaşması, satın alma eylemlerinde ödeme kolaylığı sağlayarak hayatıkolaylaştırmasının yanı sıra tüketimi ve ihtiyaç fazlası satın almayı artırarak tüketicilerin gereksiz ürünlere sahip olma arzusunu getirdi.

Kredi kartı kullanımını avantaja çevirmeyi başaranlarda olmadı değil. Nakit yerine kredi kartı kullanmak sureti ile özellikle 1990 yılların ortaları ile 2000?li yılların başlarına kadar yüksek faiz ve yatırım fonlarında nakitlerini değerlendirdiler.

Kredi kartlarını ticarethane sahipleri de kısa zamanda güvenilir alış veriş sağlaması sebebi ile tercih eder oldular. Daha önce senet ve kefil karşılığı ürünlerini verip tahsilâtta sıkıntıyaşar iken, kredi kartı ile satış ta bu risk ortadan kalmış oluyordu. Aynı şekilde vatandaş içinde senet yap, kefil bul derdi ortadan kalmış kimseye ağız eğmeden ani bir ihtiyaçta alış veriş yapma ve nakit ihtiyacını karşılama kolaylığı sağlamıştır.

Kredi kartı kullanan birçok kişinin kart kullanım limiti aylık gelirin çok çok üzerinde olması ve bilinçsiz kullanımı kısa zamanda geri ödemelerde sıkıntı beraberinde getirdi. Borç miktarının tamamını ödeyemeyenler yâda ödemek istemeyenler asgari ödeme tutarıolan yüzde 20?lik kısmını yatırmaları akabinde başka kredi kartından nakit çekmek sureti ile borçlu kredi kartının borcunu kapama (yani borcu borçla kapamak) yolunu tercih etmeye başlayan bilinçsiz kullanıcıyı borç batağına sürüklemeye başladı.

Türkiye?de kredi kartları konusu 2001 krizinden sonra en çok gündemde olan ve tartışılan konularından biri oldu. Bunu takip eden yıllarda gazeteler, televizyonlar kredi kartları borçlarından dolayı sorunlar yaşayan hatta bu sorunlarını intihara varacak kadar derinden hisseden kişilerin dramlarıyla doluydu. Hatta bu haberler uluslararası medyada dahi Türkiye?nin sosyal problemi olarak işlenir olmuştu.

BDDK?nın 2011 yılında kredi kartıyönetmeliğinde yaptığı değişiklikler ile asgari ödeme oranlarının % 20?den, % 40?a çıkarılması, bir yıl içinde üç defa yüzde 50?sine kadar ödemesi durumunda, kart kullanıcısına nakit çekimi yasağı uygulanacak ve kart limitlerinin yükseltilmemesi. Mevcut kredi kartı sahiplerinin asgari ödeme oranlarının da kademeli olarak yükseltilmesi gibi kısıtlamalar getirse de kredi kartı çılgınlığına çözüm olmadı.

Kredi kartları her ne kadar tüketici için bir can simidi gibi algılansa da yanlış kullanımında bir kurtarıcıdan çok tüketiciyi büyük faiz borçları altında bırakan bir soruna dönüşüyor. Bu nedenle Kredi kartlarının doğru kullanılması ve yeni düzenlemeler konusunda bilgi sahibi olunması önemli.

Bu tehlikeyi gören ?Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu? (BDDK) ise kredi kartını bir ödeme aracı olarak değil, geçim kaynağı olarak kullanan ve dönem borcunun tamamını ödeyemeyen tüketicilere yeni yaptırımlar uygulamaya başlıyor.

BDDK yeni bir kredi kartı ve tüketici kredisi kullanımı tasarısını yürürlüğe koymaya hazırlanıyor. Bazı harcamalarda taksiti tamamen kaldırırken, uzun taksir dönemine son veriliyor.

Bu yeni uygulamanın hayata geçmesi ile kredi kartı kullanım çılgınlığına nasıl yansıyacak, taksit vadeleri kısalınca özellikle elektronik ürünlerde aylık ödeme miktarları artacağından alış verişlere etkisi nasıl olacak zaman içerisinde göreceğiz.

Keşke bu tür tedbirler geçmişte alınsaydı. Yaşanan bu yüzden yıkılan yuvalar, yok olan hayaller, son bulan hayatlar olmasaydı.

Eee ne diyelim, ?Devlet adamıülkesinin karşılaşacağı problemleri öncede tespit edip tedbirini alan kişidir.?demiş değerli bir devlet adamı ve siyaset bilimcisi.


İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı-Yazar

29.11.2013/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.