Sait Özdemir

Sait Özdemir

Biz Nerede Yanlış Yaptık?

Biz Nerede Yanlış Yaptık?

Toplu taşıma araçlarını kullandığımızda hepimizin mutlaka şahit olduğu bir durumdur büyüklerine yer vermediği için ayıplanan gençler. Sürekli cep telefonu ile uğraşıyor diye kızdığımız internetin başından kaldıramadığımız, derslerine zaman ayırmadıkları için tartıştığımız sonunda pes edip ne halin varsa gör dediğimiz, kızdığımız çocuklar.

Sahi bunlar kimin çocukları? Bunları kimler yetiştirdi.

Çocuklarına  “Ben yaşamadım; evladım yaşasın, görsün.” mantığıyla sınırsız ve hesapsız harçlık ve özgürlük veren ebeveynler,

Kendini ezdirme, o sana vurduysa sen de ona vur.” nasihatiyle şiddeti hak gibi sunan “Para her kapıyı açar.” diyerek para kazanmak için her yolun mubah olduğunu savunan ebeveynler,

“Çocuğum kitap okusana” diyebilen, ancak henüz bir kitabın sonuna varamamış ebeveynler,

Unutmayınız ki: Evlat istediğin gibi değil yetiştirdiğiniz gibi olur.

Evlat istediğin gibi olmuyor, istediğin gibi yaşamıyorsa kendi kendini sorgulaman gerekir.

Fatih devrinin büyük âlimlerinden Şeyh Ebu’l Vefa Hazretlerinin oğlu, kötü bir alışkanlık edinmişti. Çivili bir sopa ile evlere su taşıyan sakaların su tulumlarını deliyordu. Sakalar,

Bir din büyüğünün oğludur.” diye bir müddet ses çıkarmadılar; fakat çocuk bu kötü huyundan vazgeçmeyince Ebu’l Vefa’ya çocuğunu şikâyet ettiler. Şeyh, olanları duyunca hayretler içinde kaldı. Nasıl olur da bin bir özenle yetiştirilen, haram lokmadan uzak tutulan bir çocuk böyle bir edepsizliği yapardı? Ebu’l Vefa, sakalara “Mesele anlaşılmıştır. Gereken yapılacak, sizin de zararınız ödenecektir.” dedi. Ebu’l Vefa, hatayı aramaya önce kendinden başladı.

“Acaba ben bu çocuğa yanlışlıkla haram yedirdim mi?” diye düşündü. Bir şey bulamayınca hanımına sordu. “Sen bu çocuğa hamileyken veya süt verirken haram bir şey yedin mi, iyi düşün; yoksa oğlanın sonu kötü!” dedi.

Hanımı düşündü, taşındı; nihayet bir olay hatırladı. Çocuğa hamileyken bir komşu evinde bir tabaktaki portakalları görünce canı çekmiş; ama istemeye de utanmıştı. Ev sahibi odadan çıkınca yakasındaki iğneyi portakallara batırıp suyunu emerek içmişti. Hanımı bunu anlatınca Şeyh Ebu’l Vefa, “Aman hatun, hemen o komşuya git, olanı biteni dosdoğru anlat ve ondan helallik dile!” dedi.

 Kendi de sakaları çağırarak hepsinin parasını ödeyip haklarını helal etmelerini istedi. Çocuğa da yaptığının yanlış bir şey olduğunu anlattı. Nihayet çocuk, bir daha çivili sopa ile su tulumlarını delmedi.

Sevgili dostlar hepimizin ciddi eksiklikleri ve hataları olmalı ki, evlatlarımız mutsuz ve doyumsuz.

Evlatlarınızla aranızda istenmeyen bir mesafe varsa, yapmanız gereken ilk şey, ne yaptığını görmek yerine neden yaptığını anlaya çalışmak olmalıdır.

 İkinci adımımız sürekli onları izlemek yerine, önce onlara karşı kendimizi izlemek olmalıdır. Kendi tutarsız veya abartılı yaklaşımımızı düzeltebilirsek, onların dünyasına girme şansımız da artar.

Üçüncü önemli unsur ise sevgide ve disiplinde dengeyi sağlayabilmektir. Bunu sağlamak ise en zor olan görevdir. Çünkü birçok gencin temel sorunu, sevgisizlik veya aşırı baskıdır.Çocukların iyi, dürüst, çalışkan insanlar olmasını arzu ediyorsanız, onlara sözlerinizle, hareketlerinizle, duruşunuzla örnek olduğunuzu, model sunduğunuzu bilmelisiniz. Çocuklarımızın nasıl bireyler olmasını istiyorsak bizler de öyle olabilmeliyiz. Çünkü onlar, bizim çocuklarımız, bizim evlatlarımız. Onların güzel söze, sevgiye ve şefkate ihtiyaçları var.

Kalın Sağlıcakla

 

Sait ÖZDEMİR

Uzman Psikolojik Danışman&Aile Eğitimi Uzmanı

www.saitozdemir.net

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait Özdemir Arşivi