FETO, NATO, BOP ve Evangelizm..

Olaya öncelikle, FETO’nun global ölçekte, Türkiye’de başlattığı “dinler arası diyalog”la başlamak gerekmektedir. O zamanlar, kulağa hoş gelen, birçok kimsenin mahiyetini anlamadığı, anlayamadığı bu kavram, FETÖ’nün asıl çıkış noktasıdır…

“Dinler arası diyalog”, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, dünyaya hakim olmaya çalışan ve günümüzde gücünün zirvesine çıkmış bulunan “EVANGELİZM” dininin temel felsefesidir. FETO’nun da NATO’nun da çıkış gayesi, “EVANGELİZM”in hedeflerine ulaşmaktır… 

Öyleyse, öncelikle “EVANGELİZM”in ne olduğunu; amaç ve hedeflerinin neler olduğunu tahlille işe başlamak gerekmektedir:

“EVANGELİZM”, Yahudilerin seçilmiş ırk olduğuna, insanlığın büyük bir kötülükle karşı karşıya kalacağına ve İsa Mesih'in geri dönüp Yahudilerle Hıristiyanların önderliğine geçerek bu kötülüğü yeneceğine ve böylece kıyametin kopacağına inanan Hıristiyanlık mezhebidir.

Türkiye petrolleri, ya da ihanetin belgesi!..

Ayrılmış Anne - Babalar Ve Çocuklar!

Şu anda ABD yönetimi, büyük ölçüde bunların elindedir… Evangelistler şu anda sayıca Katolikleri geçmiş durumdadırlar. 1950’de 4 milyon olan Evangelist sayısı, şu an 750 milyon civarındadır ve tahminen her gün, ortalama 55 bin kişi Evangelist olmaktadır. En kalabalık nüfusa ABD’de ulaşan bu akım, Hıristiyanlığın en büyük kolu durumuna gelmiştir.

“Evangelizm” kelime anlamı olarak, "iyi haberler" demektir. Konu hakkında Türkiye'de birkaç kitap çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi, Türk yazar İsmail Vural'in yazdığı “EVANGELİZM”dir. Bir diğer ilgi çekici kitap ise, Grece Hallsell'in "TANRIYI KIYAMETE ZORLAMAK” isimli kitabıdır. 

Ana hatlarıyla, Amerikalı Hıristiyan muhafazakar kesim, İsa'nın inmesinin çok yaklaştığına ve o'nun gelmesiyle birlikte “ARMAGEDDON SAVAŞI”nın başlayacağına inanırlar. Bugün Amerika'da cinsel ahlak, cinsel özgürlük, eşcinsel ilişkiler ve evliliklerden tutun, liselerdeki kılık kıyafet, flört, aşkı cinsel anlamda yasamak vs eylemlerinin dejenere bir şekilde yaşanmasının altında Evangelistler vardır. Zira Evangelistler, bu olayların yaşandığı bir dünyada yaşamanın tiksinti verici olduğunu, her şeyin karıştığını, kozmopolitikleştiğini vs iddia ederek, dünyayı bu durumdan ancak İsa Mesih’in kurtarabileceği propagandasını yapıyor, böylece de yüz milyonlarca insanı siyasi ve dini açıdan denetimleri altına almada kullanıyorlar. 

Türkiye de benzer bir durumla karşı karşıyadır. Bugünkü fuhuş ve ahlaki yozlaşma ortamının yaratıcıları, bir nevi Müslüman Evangelistlerdir. Zira toplum ahlaki olarak yozlaştıkça, bu duruma tepkili olan kesim gitgide onlara yaklaşacak, onların denetimi altına girecektir. 

Evangelizm’in hedeflerine ulaşmada asıl büyük engel, en büyük rakip - düşman gördükleri güç, İslam – Müslümanlar ve de Türkiye’dir… Bu engel aşılmadan, global ölçekte hedeflerine ulaşmaları imkansızdır.  

Bu basit bilgiler ışığında, Türkiye – Fetö – dünya – NATO ve Evangelizm ilişkilerini mercek altına alalım: 1950’lerden beri, Türkiye’de, özellikle Yahudi güdümlü medyanın (Hürriyet grubu v.s) ahlaki yozlaşmayı nasıl körüklediklerini; cinselliği, eşcinselliği, fuhşu, içki ve kumarı yaymak için; aşkı, cinsellik olarak yaşatmak için… ne kadar büyük bir gayret sarf ettiklerini ve bunda da ne kadar başarılı olduklarını görürüz. 

Bu ahlaki yozlaşma, Müslüman Türk toplumunda büyük bir tepkiye, infiale neden olmuştur. Şimdi bu tepkiden doğan enerjiyi Evangelizm’in kutsal hedeflerine kanalize etmek gerekmektedir. Peki, bu nasıl olacaktır?!.. İşte burada Evangelizm’in şeytani planının eseri FETO devreye girdirilmiştir.

Toplumsal yozlaşmadan muzdarip olan mutaassıp Müslüman Türk halkı, kanatları altına aldığı gençlere, çocuklara ahlaki – dini bir eğitim verdiğine inandığı, inandırıldığı FETO’nun eğitim kurumlarına yöneltilecektir.  Bunun için, eğitim sistemi ile oynanacak, eğitim sistemi yozlaştırılacak; üniversiteye girmek isteyen başı örtülü kızlara, İmam Hatip’li gençlere engel olunacak, baskı ve zulüm reva görülecek ve bunların enerjilerinin FETO’ya akması sağlanacaktır. Bunlar da büyük ölçüde başarılmıştır. 

FETO’ya kanalize edilmiş güçlerin, mutlak manada başarılı olması için, hiçbir ahlaki endişe taşımayan bu şeytani güç, sınav sorularını çalmaktan tutun da kendi elemanlarını devletin herhangi bir kadrosuna yerleştirmek için, hiçbir ahlaksız girişimden geri durmamıştır. Eğıtım, yargı, emniyet, askeriye, sağlık… bütün kurumlara, FETO’nun dershanelerinde özenle seçilmiş ve yetiştirilmiş zeki, ahlaklı (ki, itaat için, mankurtlaştırma için, ahlaklı – dürüst olmak çok önemli) çalışkan Müslüman Türk gençleri, her yol mübah görülerek özenle yerleştirilmiştir.

İşin bir başka ve belki de en önemli boyutuna gelince… FETO’ya kanalize edilen Müslüman Türk insanları, Evangelizm’in İsa – Mesih inancına, Mehdi inancı da ilave edilerek inandırılmış, ikna edilmiştir. Bu gün, FETÖ örgütü çözülemiyorsa, bütün bu olup bitenlere rağmen hâlâ diri duruyorsa, bunun en önemli faktörü, bu İsa – Mesih – Mehdi inancıdır. Nitekim, hâlâ bu örgüt içerisinde yoluna kararlı bir şekilde devam eden kişilerle yaptığımız görüşme, konuşmalarda, bunların FETO denen şeytanın, aslında İsa – Mesih – Mehdi olduğuna inandıklarını, onun gelerek dünyayı ve kendilerini kurtaracağına inandıklarını görmekteyiz. O, “KAİNAT İMAMI”dır!...

Evangelizm’in önündeki en büyük engel, en büyük hedef – düşman, FETO’nun, bu insanlar gözünde Mehdi – Mesih olarak gösterilmesi ve buna iman ettirilmesiyle aşılmak istenmiştir… FETO, Papa’nın elini boş yere öpmemiş, “DİNLER ARASI DİYALOG” çağrısını boş yere yapmamış, önderliğine boş yere soyunmamış ve de ABD’ye boş yere gitmemiş, boş yere ABD’nin şemsiyesi altına girmemiştir!..

Nihayet bütün bu hedeflere ulaşmak için, NATO ihdas edilmiş, Evangelizm’in vurucu gücü olarak hazırlanmıştır. ARMAGEDDON SAVAŞI’nı kazanmak, bunun sonunda, bütün dünyayı tek bir din, Evangelizm inancı etrafında toplamak ve kıyametin kopmasını sağlamak için, vurucu güç olarak NATO!.. 

Evangelist inançta, İsa – Mesih’in gelişi, ancak belli şartlar oluştuğunda mümkün olacaktır. Bu şartlar oluşmadan (ahlaki şartlar), ne İsa - Mesih’in gelmesi ne de insanlığın kurtuluşu mümkündür!... Armegeddon Savaşı’nın olabilmesi için de bu şartların oluşması gereklidir. Yine bu inanışa göre, Tevrat’ta ve kutsal kitaplarda geçen Babil, bugünkü Bağdat’tır… En büyük Evangelistlerden biri olan baba BUSH, bunun için Bağdat’ı yerle bir etmiştir. BOP adı verilen proje de Evangelistlerin hedeflerine ulaşmak için ihdas ettikleri bir plan, projedir. 

Dünyada ve Türkiye’de olup biten olaylar, bu bilgiler ışığında değerlendirildiğinde ancak doğru, isabetli tahlil edilmiş olur… Aksi ise,  FETÖ’ye ve onun vasıtası ile beynelmilel güç olan Evangelizm’e hizmete götürür insanı…

Benim görüşüme göre, bu Mehdi - Mesih inanışı nedeniyle, bir FETÖ mensubu, asla vatanına, milletine, dinine... ihanet içinde olduğunu düşünmemektedir. Bunun  için de çözülmemektedir. Ne zaman ki, FETO denen hain geberir (buna da bir kılıf uydururlar ama) işte o zaman Türkiye'de FETÖ çözülmeye başlar...

Selami Kaytancı