Bekri Mustafa Ulu Camiye imam olmuş.

Günlerden bir gün musalla taşında hareketsiz yatan bir mevtanın namazını kıldırmadan öne tabutu kaldırmış ve bir şeyler konmuşmuş.

Cemaat bu işe şaşmış kalmış ve çok merak hasıl olmuş.

“Hocam ne dediniz mevtaya” demişler.

“Öte tarafta bu dünyanın halini soranlara Bekri Mustafa Ulu Camiye imam oldu de onlar anlarlar” dedim.

Kemal Kılıçtaroğlu gündemde bulunan insan hakları düzenlemesi için verdi veriştirdi.

İktidarın insan hakları konusunda yeni düzenlemeler yapacağız söylemine karşılık olarak

Ne demiş olabilir acaba?

“Bunların dünyadan haberi yok sevgili peygamberimizin veda hutbesine bakın. Orada her şeyi görürsünüz”

Buyurmuş.

Veda hutbesi referans alınacaksa ben bundan memnuniyet duyarım.

“Ey müminler size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız.

O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir.

Kemal Bey Kuran’ın düsturlarının hayat için ana esas olmasını kabul ediyorsa mesele benim açımdan tamamdır.

Kemal Bey ve partisi her dem ve ortamda İslam’a olan kin ve nefretlerini kusmaktan çekinmiyorlar.

Daha dün Antalya’nın Gazipaşa ilçesinin girişinde bulunan tuğralı saati belediye meclis üyesinin kararı ile kaldırdılar.

Konuşmacılar “Burası Osmanlı toprağı değil tuğrayı kim istiyorsa alsın ve istediği yere diksin” dediler.

Allah adı ile aldatandan daha şerlisi, aldanandan daha ahmağı yoktur.

Mesele bu kadar açıktır.