Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Hibritleşen hayatlar!

Hibritleşen hayatlar!

ABD'de tüketici güven endeksi koronavirüs salgınıyla ilgili tedbirlerin başladığı Şubat 2020'den bu yana ilk kez Haziran'da 127,3 seviyesine yükseldi. Yine Euro Bölgesi'nde ekonomik güven endeksi (EGE) adeta tavan yaptı ve 117,9 ile 21 yılın zirvesine çıktı. Türkiye'de de EGE, 97,8 değeriyle iyimser değer olan 100'ün hemen altına yerleşti. Mayıs'ta bu değer 92,6 idi.

Dünyada ekonomik güvenin yükselmesinde salgın önlemlerinin gevşetilmesi, ekonomilerin açılması, turizm hareketlerinin başlaması ve istihdamdaki artışlar etkili oldu. Ancak pandemik vakalar aşılama, alınan tedbirler veya başka sebeplerle azalış gösterse de süreçle ilgili belirsizlik sürüyor.

Aslında bu güven endeksleri hibritli… Yani melez… Yarı evden, yarı köyden… Farklılıkları biraraya getirip iş ortamları veya sinerjiler oluşturularak elde edilen değerlere ait veriler.

Yeni salgın dalgasının gündeme düştüğü Haziran’dan itibaren ekonomiler; hangi yöne evrilecek, güven endeksleri delta veya daha sonra ortaya çıkacak varyantlara göre nasıl trend izleyecek, merak konusu olsa da güvenlerin yeni varyantlara karşı verilecek mücadelelerle şekilleneceği kuşkusuz.

***

Koronavirüsün olumsuz etkilerinin genele yayılmasıyla güven endekslerinde bir gerileme yaşanmıştı. Nisan ve Mayıs aylarını hatırlamak lâzım… Ardından aşılama ve açılmalarla piyasaları iyimserlik sardığı gözleniyor. Hatta bu iyimserlikte hizmetler sektörü öncülük yapıyor. İyimserliğin diğer sektörlere de sirayet etmeye başladığı ortada.

Pandemik süreçte sağanak, bulutlu, parçalı bulutlu ve güneşli havaları arka arkaya görebiliyoruz. Mecburi istikamet dünya olarak istikrarsız ve dengesiz bir patikada yolculuk halindeyiz. Makro ekonomilerde denge ve özellikle iç talepleri belirleyen finansal gelişmelerin nerede ve nasıl sapma yapacağı konusu hâlâ muamma. Salgınla ilgili yarın ne olacağı belli değil, demek istiyorum.

Normalleşmeler olumlu, aşılama sayıları artıyor, hizmetler öncülüğünde istihdamlar da iyi durumda. Fakat önümüzde salgınla ilgili yeni varyantlar can sıkıyor. İşte dünya şu anda tam kırılma anını yaşıyor.

Salgınla ilgili riskler artarken kesinlikle 3 aylık, 6 aylık ve yıllık kısa vadeli programlara ihtiyaç olduğu görülüyor. Zirâ diğer taraftan da enflasyon, döviz kurları ve faizler küresel riskler şeklinde yayılma aşamasında.

***

İş dünyasında genel anlamda üç anlayış hâkim…

İlki, “Nasıl olsa salgın sürüyor; kapanmalar yeniden geri gelsin. Pandemi bitinceye kadar kapalı düzen devam etsin. İnsanlar hızlı periyotlarla aralıksız aşılansın…”

İkinci anlayış; bu görüşün tam tersi… “Salgınlar bitmez. Tamamen açılalım. Sürü bağışıklığıyla sorun kökünden hallolur. Aşılama uzun vadeli çözüm… Aşıların koruma özellikleri henüz ölçülebilmiş bile değil. Aşı olsa da olur olmasa da. Herkes kendi tedbirini kendi alsın…”

Diğer yaklaşım ise; “Pandemik tedbirlerde daha hassaslaşalım. Aşılama tamamen bitirilsin. Maske – Mesafe – Temizlik (MMT) ve gün, hafta kısıtları yine olsun ama iş dünyası ekonomiyi aksatmayacak şekilde mevcut duruma ve gidişâta göre yeni iş modelleri geliştirsin. Herkes çalışmasını mekân veya yerine göre zaman kaydı olmadan farklı tekniklerle ve usullerle idame ettirsin.

Dolayısıyla şimdi ‘hibrit çalışma’ diye bir modelden bahsediliyor. Söz konusu çalışma şeklinin tüm iş âlemine yayılacağı konuşuluyor… Hibrit araç gibi; hibrit hayat… hibrit çalışma…

***

Pandeminin yaşantımıza direttiği gerçekler bunlar.

Meselâ, Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu kendi bünyelerinde 1 Eylül’den itibaren uygulayacakları hibrit çalışmayı şöyle özetliyor:

“… Pandemi henüz bitmedi. Salgının değiştirdiği hayat daha bir müddet süreceğe benziyor. Biz yüzde 25 ofisten çalışmayı öngören modelle, evden çalışma alışkanlığı ve oluşturulan verimliliğin kaybolmasını istemiyoruz. Ofislerimizi her gün gelmek zorunda olduğumuz bir ortamdan ziyade, birlikte çalışmayı destekleyen bir alan haline getiriyoruz. Bu yeni bir yapı. Adı da; İş Yerinde Mutluluk Hareketi…”

Finans gibi uygulamaya dayanmayan masa başı işleri anlayabiliyorum fakat ekonominin diğer alanlarına ait hibritleşmeyi pek hafsalamda oluşturamıyorum!

Hibrit sanayi nasıl olacak? Tarlaya gitmeden hibrit tarım yapabilecek miyiz? Ya hibrit çarşı-pazar… Hibrit eğitim… Hibrit turizm… Hibritlenmiş hizmetler sektörü… Hele hele hibrit dış ticareti düşünemiyorum bile!

Ama şartlar muvacehesinde olursa da şaşmamak lâzım.

analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi