"AK Parti hükümeti, devlet kurumları ile ters düşmeyi de göze alarak, bir takım cesur adımlar atmıştır" diyen yazar Mustafa Yürekli, Demokratik açılımla nelerin değiştiğini 40 maddede özetledi.

Başbakan Recep Tayyib Erdoğan?ın terörle mücadele karnesine bakmadan önce, genel olarak teröre bakışımı ifade etmeliyim:

Terör sorunu, siyaset üstü milli bir sorundur. Milli sorunlar, iç politikaya alet edilmemelidir. Birkaç puan oy artırabilmek için terör edebiyatı yapmak büyük sorumsuzluktur. Bütün partiler, terör konusunda ciddi olmalı ve sorumlu davranmalıdır. Partiler, lafı bırakıp işe bakmalıdır. Terörü, sloganla geçiştirmeye çalışmak Türkiye?ye yapılacak en büyük ihanettir. Nasıl iktidar, akan kanı durdurmak için bir şeyler yapmaya çabalayacaksa, muhalefet de uygulamaları denetleyip eleştirerek geliştirmeye çalışmalı, yeni politikalar önermelidir.

?Biz bu sorunu çözeriz? demek yetmez..  İktidar ve muhalefet partileri, Kürt vatandaşlarımızın taleplerine nasıl bir cevabı olduğunu kıvırmadan milletin önünde açık-seçik söylemelidir. Partiler, bulanık suda balık avlama alışkanlıklarından vaz geçmelidir. Gidip gözetleme siperinde ?piar? pozu vermekle terör sorun çözülmüyor. Nasıl çözeceğinizi söyleyin de herkes yararlansın.

Türkiye ?Daha fazla kan akmasın.? diyor. Partiler, temenniyi bırakmalı artık;  kanı durdurmak için iktidar olmayı beklemeye gerek var mı, iktidar da, muhalefet de sorumlu davranmalı ve bir şeyler yapmalı.. Muhalefet partileri, medya ve aydınlar, vazgeçtik çözüme katkı vermelerinden, hiç olmazsa işe bir yerden başlamış olanları, ihanetle suçlamaktan ve bu işi iç siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçmeli.

AK Parti iktidara geldiği gün, terörle mücadelenin salt bir güvenlik yaklaşımı ile çözülemeyeceğini ifade etmişti. Terör sorununun ekonomik-sosyal, demokratik ve kültürel boyutlarının da en az güvenlik boyutu kadar önemli olduğunu 7?den 70?e herkes biliyor artık. AK Parti hükümeti, devlet kurumları ile ters düşmeyi de göze alarak, bir takım cesur adımlar atmıştır. ?Sınır ötesi harekât? dahil terörle mücadelenin güvenlik boyutuna ilişkin her türlü imkanı seferber eden AK Parti hükümeti, bir taraftan da ekonomik-sosyal ve diplomatik boyutuna ilişkin de 8 yıldır önemli adımlar attı. Terörün istismar ederek varlığını sürdürdüğü Kürt sorununun çözümü için de ?demokratik açılım?a start verdi.

CHP, MHP, BDP ve terör örgütü, karşı çıkmasına rağmen; hükümet, kısa ve orta vadede Anayasa değişikliğine ihtiyaç duymadan atılabilecek adımları attı. Oturup aklıma gelen ilk 40 uygulamayı burada sayabilirim:

1. AK Parti iktidara geldiği günden itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu?ya ekonomik anlamda pozitif ayırımcılık uyguladı. Devletin yatırım bütçesi ile yapılan yatırımlarda bu bölgelere öncelik verildi.

2. Okul, hastane, yol, sağlık ocağı ve sulama yatırımlarında bu bölgeler şantiyeye çevrildi.

3. TOKİ?nin bu bölgelerde şantiyesinin olmadığı il kalmadı.

4. Ayrıca GAP projesi de canlandırıldı. Bu projeye ciddi kaynaklar aktarıldı ve önemli mesafeler alındı. Bu bölgelerde tarım alanlarının sulanması için âdeta seferberlik ilan edildi.

5. Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için hem önemli teşvikler verildi, hem de önemli hukuki düzenlemeler yapıldı.

6. Sınır ticareti geliştirildi.

7. Özel sektörün bölgede yatırımını özendirmek için önemli teşvikler çıkarıldı.

8. Birçok ile uçak seferleri konuldu.

9. Geçmişte bölgede yaşanan faili meçhuller ve sorgusuz infazlar dahil her türlü hukuk dışı uygulamalarla ilgili savcılıklar soruşturmalar başlattı.

10. OHAL uygulaması kaldırıldı.

11. Güvenlik güçlerinin bölgede yaşayan vatandaşa karşı şefkatli davranması sağlandı.

12. Yöre halkı ile kucaklaşmak, onları devletle barıştırmak, devletin şefkatli elini arkalarında hissetmelerini sağlamak için Başbakan ve Bakanlar seferber oldular. Muhalefet Sivas?tan öteye gitmezken ülkenin Başbakanı bölgedeki illere defalarca gitti.

13. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu?nun büyük bir bölümü bölgedeki fakir-fukara için kullanıldı.

14. Bölgede kadınlar, genç kızlar ve işsizliğin çözümü için önemli sosyal projeler uygulandı.

15. 2005 yılında Diyarbakır?da bölge halkına seslenen Başbakan, 82 yıldır uygulanan Kürt kimliğini inkâr politikasına son verdiğini açıkladı. İnkârın da, şiddetin de çözüm olmadığını belirtti. Bu bir zihniyet devriminin başlangıcıydı. Kürt sorununun çözüm umudunu başlatan bugüne kadar atılmış en önemli adımdı.

16. Kürtçe öğrenimi için kursların açılması..

17. Üniversitelerde yaşayan diller enstitülerinin kurulmasına izin verilmesi.  

18. TRT Şeş?in yayına başlaması..

19. İşkence ve kötü muamele ile ilgili cezaların arttırılması..

20. Faili meçhullerin ve yargısız infazların soruşturulması.

21. Yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesine imkan sağlanması.

22. Yayla yasaklarının kaldırılması.

23. Cezaevlerinde mahkumların ana dilinde konuşabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılması.

24. Seçimlerde Kürtçe propaganda yapılabilmesi.

25. Taş atan çocuklarla ilgili düzenlemeler...

26. Terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması..

27. Köye Dönüş Projesinin başlatılması..

28. Hükümet ekonomik, sosyal ve kültürel alanda bu adımları atarken PKK?nın finans kaynaklarının kurutulması..

29. ?Sınır ötesi harekât? gerçekleştirilmesi..

30. Suriye-İran ve Irak gibi komşularımızdan destek almaması..

31. Terör örgütü ile mücadelede ABD ve AB?nin desteğinin sağlanması konusunda diplomatik alanda önemli girişimlerde bulunulması ve elle tutulur sonuçların alınması..

32. Bir taraftan da teröristle mücadele eden güvenlik güçlerinin her türlü ihtiyacının karşılanması..

33. Kürt sorunu ve bu sorunu istismar ederek ayakta kalan terör örgütünün uyguladığı terörü minimize etmek için ?Açılım Süreci?nin başlatılması.. Açılım sürecinden hem terör örgütü, hem statükocular, hem de muhalefet partileri rahatsız oldular.

Habur görüntüleri ile sabote edilmeye çalışılan açılım süreci, Türkiye?nin tüm demokratikleşme sorununa çözümler üretmek için başlatılan bir süreçtir. Alevi vatandaşlarımızdan azınlıklara, Kürt kökenli vatandaşlarımızdan Romanlara kadar; inanç ve ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmaktan bireysel hak ve özgürlüklerin AB standartlarında sağlanmasına kadar, geniş kapsamlı sorunların çözümünü hedefleyen bir süreç bu.

34. Hükümet, bu sürecin neleri kapsaması gerektiği konusunda kurumsal ve toplumsal bir uzlaşma sağlamak için çalmadık kapı bırakmadı. MHP ?gelmeyin? dedi, Baykal ?kameralar önünde görüşürüm? diyerek gayri ciddi bir tavır sergiledi.

35. Bilim adamlarından tutun da, sanatçılara, sporculara ve bölgedeki sivil kuruluşlardan STK?lara kadar herkesimin görüşleri alındı. MHP ve CHP, görüşmek ve katkı vermek istemiyor diye terörün istismar ederek kan döktüğü bir sorunu iktidar sorumluluğu taşıyanların ertelemesi doğru olmazdı.

36. Nitekim çözüm için adım atıldığında oy kaybettireceği çok açık olduğu halde hükümet bütün riskleri göze aldı ve taşın altına elini koydu. Muhalefeti arkasına alan medyanın haksız eleştirilerine, iftiralarına ve yalanlarına katlandı. Hükümet, pek çok baskı altında sözkonusu adımları attı.

37. Demokratik Açılım sürecinin iki temel hedefi vardı: Hedeflerden biri, Kürt kökenli vatandaşlarımızım bireysel ve kültürel demokratik taleplerini karşılamak, AB standartlarında haklar-uygulamalar getirmek. Bu yönde çaba gösterildi..

38. Demokratik açılımın ikinci hedefi de terör örgütü üyelerinden olaylara karışmamış-suç işlememiş olanları evlerine dönmeye ikna etmekti. ?Habur olayı? işte bu çabanın istismarından başka bir şey değildir..

39. Sorun MGK?ya taşındı. Konu MGK?da enine-boyuna incelendi, hatta birtakım rötuşlar da yapıldı ve süreç bir devlet politikası haline getirildi.

40. İstihbaratın yeniden yapılandırılması.. El istihbaratıyla iş yapılmayacağı ta baştan biliniyordu. Bu konuda yapılabilecekler, aylarca tartışıld, devletin zirvesinde ve yeni yapılanmaya gidildi..

İşte AK Parti döneminde atılan bazı adımlardan aklıma ilk gelenler; ?Açılımın içi boş? diyenlere sayabildiğim bazı düzenlemeler bunlar. Listeye girmeyen elbette nice uygulama var..

Teröre karşı verilen mücadelede yapılanları, birazcık araştırmayla, en az 100 maddede sıralayabiliriz..

Terör sorunu, sadece aş ve iş sorunu değil artık; öyle olsaydı BDP, Diyarbakır?ın en zengin semti Kayapınar ile en yoksul mahallesi Bağlar semtinden aynı oranda oy almazdı. Adamların istekleri belli..

Muhalefet partileri, aydınlar, sanatçılar, medya mensupları ne düşünüyor, bir çözümleri var mı, cesurca ortaya koymalılar artık..

Terörle mücadele konusunda  laf dönemi bitsin, herkes taşın altına elini koysun artık.. 

Mustafa Yürekli - Haber 7
mustafayurekli@gmail.com