
Mustafa Yürekli
Aydınlığa devinen bir an ve Sezai Karakoç yazılarım
Aydınlığa devinen bir an ve Sezai Karakoç yazılarım
Üstat Sezai Karakoç’u ziyaretlerimden birinde önündeki kitap dikkatimi çekmişti. Editörlüğünü Mehmet Çelik ve Yakup Çelik’in yaptığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2010 yılında yayınladığı “Sezai Karakoç” adlı kitap masasında duruyordu; anladım ki üstat inceliyordu. Armağan olarak hazırlanan kitapta Sezai Karakoç’un hayatı, şairliği, sanat ve edebiyat görüşü, düşünce adamı yönü, Diriliş görüş ve hareketi liderliği gibi özelliklerini inceleyen makaleler ve ithaf edilen şiirler vardı..
Hece Dergisi’nin 2000 yılının Aralık sayısında yayınlanan ‘Aydınlığa Devinen Bir An’ adlı şiirime de yer verilmişti antolojide. Bir ara üstat Sezai Karakoç’a kitapta size ithaf edilmiş bir şiirim var dedim.
Üstat tebessüm etti. ‘Okudum. Güzel şiir. Teşekkür ederim’ dedi.
O an bütün dünya benim oldu, sevinçten yere göğe sığmıyordum.
Diriliş ruhunu ifade eden şu dizelere bakar mısınız:
‘(…) Kimin ömründe aydınlığa devinen bir an varsa / Fırlasın fecre dursun / Kurulan devlete bir parçasını koysun / Mimarını bulsun vakit kaybetmeden (…) İşte sesimi kalemimi koyuyorum / Sen de gözünü kulağını koy / O da elini ayağını / Hiçbir şeyi yoksa tırnaklarını yumruklarını / Omuzunu dişlerini koysun başka biri / Dikkat sevgi var arada / Bak ne kadar görkemli / Özlemde yükselttiğimiz yapı (….) Şair usulca dinleriz seni / Mağaradayken çıkıp gelen şiirini okuyorsun / Yüzlerce yıllık uykudan kalkmış kelimeleri / Sesin bir çağlayan cennetten dünyaya dökülen’
Diriliş Görüş Ve Hareketi
Diriliş Yayınları'nın bürosu bir okul gibiydi bizim için. Yıllar içinde orada çok farklı simalar gördük. Mehmet Görmez'den Atilla Koç'a, Mehdi Eker’e, Ahmet Ertürk'e kadar birçok devlet yetkilisine; Yüksel Kanar’dan Sibel Eraslan'dan, Mustafa Karaalioğlu'na, Osman Bayraktar'dan, Kamil Eşfak Berki'den, Ömer Erdem'e, Mustafa Kirenci'ye kadar birçok yazar ve sanatçıya orada rastlamak mümkündü. Türkiye'de düşünceye ve sanata değer veren birçok sima, bu küçücük mekanda Karakoç'un misafiri olurdu.
Diriliş Yayınevi, bir kültür sanat muhiti, hatta parti oldu. Her seviyeden insan; binlerce öğrenci, öğretim üyesi, siyasetçi, bürokrat, bakan gelip gitti buraya. Sadece Türkiye'den değil, İslam dünyasının bir çok yerinden çalanlar oldu bu kapıyı. Bu diriliş sesine karşılık verenler hep oldu. Diriliş'in belki de en bariz yanı, gelen herkese açık oluşuydu. Kimse geri dönmedi, boş dönmedi bu kapıdan. Hiçbir soru cevapsız bırakılmadı.
Üstat Sezai Karakoç’un liderliğinde 1960’ta başlayan yürüyüş Diriliş görüş ve hareketi olarak tarih sahnesine çıktı; derin iz bıraktı.
Sezai Karakoç Yazıları
Üstadın eserleriyle beslenme ve yol bulma konusundaki tecrübelerimizi bizden sonraki kuşaklara da önerdik. Çevremizdeki gençleri hem eserlerine hem de üstadın kendilerine yönlendirirdim. Gençleri cesaretlendirmek için toplayıp ona götürürdüm.
Diriliş Yayınevi'nde üstadı ziyaretler bana çok önemli anılar kazandırdı. Kitapları gibi sohbetleri de aklı ve kalbi besleyiciydi. Bilinci hakikate açmayı öğrendik ondan.
Bir cümlesi, yeni ufuklar açardı. Bir kelimesi bile ilham verirdi. An olur, büyük bir aydınlanma yaşardınız onunla.
Üstad Sezai Karakoç’un davası, kitapları ve hatıraları, benim için ömür boy başvuracağım kaynak olduğundan çok değerlidir.
Sohbetlerde anlattıklarını kaleme alıp yayınlardım. 2003 yılından itibaren Haber7’deki bu köşede Sezai Karakoç yazılarına hep yer verdim.
Ziyaretlerimi anlattığım o yazıları üstat Sezai Karakoç da okudu ve değerlendirdi. Kaleme aldığım metni üstat Sezai Karakoç ‘un okuyacağı düşüncesini ve duyarlığını hep taşıdım. Rahatsız olduğu için bir yazımı yayından kaldırdığımı hatırlıyorum.
Üstad Sezai Karakoç’a dair o kadar çok yazı yazdım ki bir çoğunu kendisi de okumuştur.
Şimdi gazete ve dergi sayfalarından, internet sayfalarından topladım o Sezai Karakoç yazılarını, Diriliş yazılarını.. İnanın bir kaç kitap oluyor.
Mustafa Yürekli / Haber7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.