Medeniyetler Çatışması Ve İslam (5)

İslam Devletleri Üzerinde Hegemonya

İslam Devletleri, üzerlerindeki siyasi, ekonomik, sosyal ABD – Avrupa hegemonyasına karşı politika üretecek olgunluğa hâlâ ulaşabilmiş değillerdir. Bu ifadeyi en gelişmiş ülkelerimiz için söylüyorum. Osmanlı Devletinin yıkılması ile İslam ülkelerinin politika üretme güçleri bir defa daha sahneye çıkabilmiş değillerdir. Sadece kendilerine biçilmiş misyonu yerine getirmekle meşgullerdir.

Bazı Devletlerin veya hükümetlerin başkaldırı tarzındaki çıkışları, ABD ve Avrupa Devletleri ile güçlü organik bağları süren ordu mensupları tarafından yapılan askeri müdahalelerle engellenmektedir. İslam ülkelerindeki Darbeler, çok yönlü olarak doktora tezleri olarak ortaya konması gerekir. Hiçbir noktası atlanmamalıdır. Bir çok gizli gerçek böylece ortaya çıkarılabilir.

Birkaç örnek arz etmek istiyorum.1979’da “Basra Basralılarındır” teziyle ortaya çıkan İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi, muhalif din adamı Humeyni tarafından düşürüldüğünde sığınacak ülke bulamamıştır. Bu tezin hedefi Basra Körfezi ülkelerindeki petroller üzerindeki ABD- İngiltere, Fransa hegemonyasını bertaraf etmekti. (Bu konu daha sonra gündem dışı bırakıldı hep). Suudi Petrolleri üzerinde daha çok hak iddia eden Suud Kralı Faysal sarayında ABD tahsilli bir prens tarafından öldürülmüş, hemen akabinde o prens de öldürülerel en siyasi cinayet basit bir kıtal haline getirilmiştir.(1972) Suudi Ailesi ile ABD arasındaki petrol konusundaki ihtilaf böylece sonlandırılmıştır. Kuveyt’in İran Şahının petrol çıkışını bir süre dillendiren yöneticileri, öyle bir darbe alacaklar ki, kısa zaman sonra tahtlarına ABD ordusu sayesinde oturacaklar, petrol konusunu ağızlarına alamayacak hale geleceklerdir. Irak dikdatörü Saddam, Kuveyt’i, ABD tahriki ile işgal edecek ve Kuveyt, ABD tarafından eski haline döndürülecektir. Artık ABD Kuveyt’in ve Emir ailesinin hamisidir.

ABD, 2001, 11 Eylül İkiz kulelerin vurulması olayını bahane edecek, Irak’ı işgal edecektir. Saddam ve çocuklarının akıbeti malumdur. Petrol için iki milyonu aşan Iraklı öldürülmüştür. Müslümanları birbirlerine kırdırtmışlardır. Müslümanların öldürülmesine itiraz Irak’ta suç haline getirilmiştir. Petrol için Dünyada,kaç İslam ülkesinde kaç milyon insan öldürülmüş, ABD’de sorumluların vicdanı sızlamamıştır. Böylece sözde Irak’a demokrasi gelmiştir.

İslam ülkelerindeki ayrılıkçı hareketler körüklenmekte,terör ve tedhiş el altından, bazen açıktan , ABD ve Batı sömürgeci devletler tarafından desteklenmektedir. Teröristler silahlandırılmaktadır. PKK ABD ilişkisi ayyuka çıkmış, PKK'nın Suriye kolu YPG'ye Doğu Suriyede Hristiyanlarla birlikte devlet kurdurulmuş, silahlar gönderilmiş, ordusu oluşturulmuştur.

İsrail zulmü açıktan desteklenmektedir. Bu herkesin malumudur.

ABD ve Sömürgeci Batı Devletlerinin, İslam Devletlerinin merkezi olan Orta Doğu’da, Türkiyeyi de ilgilendiren üç temel tezleri var. bu tezler etrafında kümelenmiş yan istekleri vardır. Bu üç temel görüş, 1-petrol ve başka zenginliklerin sömürülmesi, 2- İsrail Devletinin güvenliği ve genişlemesi için desteklenmesi ve 3- Hristiyan azınlıkların korunmasıdır. İslam Devletleri, ABD, Sömürgeci Batı ve Rusya hegemonyalarına karşı ülkelerini koruyacak güçte değildir. Rusya’yı da dahil ediyorum. Yakın tarihte ayrı kamplar oluşmuş ama ABD- Rusya çatışması, iki Dünya Harbi dahil hiç olmamıştır. Türk devletlerinin zenginlikleri bu devletlet tarafından pay edilmektedir.

ABD- Sömürgeci Batı Avrupa –Rusya zulmü, İslam ülkeleri üzerinde bütün vahşetiyle devam ediyor. Son yirmi sene içinde bu devletlerin entrikaları ile Asya’da, Afrika’da öldürülen Müslümanların sayısı her ülkede milyonlarla ifade ediliyor. Son örnekler, Suriye, Yemen, Somali, Nijerya, başka Afrika ülkeleri...

Bütün bu açıklamalardan sonra, başta koyduğumuz tezi bir daha tekrar edelim. Medeniyetler çatışması diyorlar. Bütün bunların Medeniyetler çatışması ile ne ilgisi var. Medeniyetler arası çatışma ve medeniyetler arası Diyalog, büyük zulmün maskeleridir.. Batı zulmünün maskeleri, birbirine zıt gibi görünen, bu iki slogandır.