Bu günlere nasıl geldik?
25 Temmuz 1931 tarihinde yayımlanan matbuat kanunu, iyice
Teferruatlı ve hakkaniyetle incelenmeden, çeşitli tarihlerde
Değiştirilen maddeleri göz önüne alınmadan bu günkü fikir dünyamız,
AYDIN ların düşünüş ve davranış tarzlarını anlamak
İzah eylemek imkânsızdır. Eksiktir ve yanıltıcıdır.

1931-1950 arası BASIN..

1-Kamçıya göre hareket eyleyen bir sirk PALYACOSUDUR.
2-İktidarın gölgesinde yaşamaya çalışan bir ACİZEDİR.
3-Mali yönden iktidarın eline bakan, iktidarın işaretini bekleyen bir zavallılar topluluğudur.
4- Emir komuta zinciri içerisinde teşekkül ettirilen bir zihniyettir.
Son devrine yetiştirdiğimiz, şahsiyetsiz fikirsiz kararsız fikir budalalarıdırlar.

Bu şekil de ekilen tohumlar (Hangi tohum toprağa ekildi de bitmedi MEVLANA )
1950 değişen devran ve BAŞIBOŞLUK KAOS ve
SÖVMEYİ ve HAKARETİ HAK SAYAN ucube fikir adamlığı dönemi.

Değişen maddelere rağmen bir türlü düzelemeyen basını
Şeytan üçgeni ve her pisliğin ANASI haline çeviren, memleketin
Başına BELA eden bir medya ortaya çıkardı.

1967-1968 dinlediğim gördüğüm yaşadığım olay; en
Büyük mali gücü en fazla olan patronun çok fazla çok muhterem
Basın mensuplarının huzurunda söylediği SÖZ .(ben türk basınını
İĞDİŞ edeceğim ) dediği halde İTİRAZ edemeyen kişiliksiz yeteneksiz
Yüreksiz basın patronları-Duayen yazarlar-Yazı İşleri müdürleri
Muharrirler-normal basın mensupları

Bizim basınımız da her cins adam var.
Her fikre HİZMET eden kişiler var.
ANCAK memleketin ve Milletin menfaatini savunan ve bu
Uğurda mücadele eden çok az PATRON ve YAZAR VAR…
1924-1997 yılları arasında yaşayan YAZAR MUHARRİR ve diğerlerinin
Kitap ve hatıraların da çok acı gerçekler mevcuttur.

Yusuf Ziya Öter
Adana,13.02.2022
[email protected]