Selimiye 446 yıldır zamana meydan okuyor

Selimiye 446 yıldır zamana meydan okuyor

Osmanlı sultanlarından 2. Selim tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan Selimiye Camisi, eşsiz mimarisi ve azametiyle 446 yıldır serhat boyunda dünyayı selamlıyor.

Edirne

Osmanlı sultanlarından 2. Selim tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan Selimiye Camisi, eşsiz mimarisi ve azametiyle 446 yıldır serhat boyunda dünyayı selamlıyor.

Camiyi yaptıran 2. Selim'in çok istemesine rağmen ibadete açılmasını ömrü yetmediği için göremediği Selimiye Camisi 4,5 asırdır azametiyle ve mimarisiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor.

2. Selim'in Edirne'ye yaptırmak istediği caminin inşası Mimar Sinan tarafından 1568 yılında şehre hakim Kavak Meydanı'nda başladı ve Sinan, uzun süre temelinin oturmasını beklediği camiyi 7 yılda tamamladı.

Caminin tamamlanmasına az bir süre kala vefat eden 2. Selim, ibadete açılmasını göremedi.

Ustasının mütevaziliğinin önüne geçmesine neden olan Selimiye Camisi, mimarına "ustalık eserim" dedirtecek kadar tarihe not düşmüş bir yapı olarak 1575 yılından bu yana hem inananların ibadet ettiği hem de turistlerin hayranlıkla gezdiği bir mabet olarak dikkati çekiyor.

UNESCO listesinde yer alıyor

UNESCO'nun 2011'de ilk kez bir camiyi kültürel eser listesine almasıyla dünya çapındaki ünü daha da artan Selimiye Camisi, barındırdığı özellikleri ve ihtişamlı yapısıyla ilgi görüyor.

Türk-İslam mimari sanatının mihenk taşı Selimiye, bir biblo gibi Edirne'nin en ihtişamlı yapısı olarak göze çarpıyor.

Kasnak tekniğiyle 8 sütuna dayalı tek kubbe şeklinde inşa edilen caminin, bir kalem şeklinde semaya uzanan ve Delhi'deki Kutb-Minar'dan sonra en yüksek minare özelliğini taşıyan minareleri, hünkar mahfili, dantel gibi işlenmiş mermer kaplı minberi, çoklu pencere sistemi ve çinileriyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor.

Caminin özellikleri

Selimiye'yi diğer cami mimarilerinden ayıran en büyük özelliği, herhangi bir yarım kubbeden destek almadan tek olarak inşa edilen kubbesi.

Mimari ve mühendislik üzerine araştırma yapanları şaşırtan kubbe, 43 metre yüksekliğinde ve 32 metre çapında.

Kalem gibi ince, bir dantel gibi süslü 3 şerefeli dört minaresi bulunan Selimiye'nin minarelerinin uzunluğu ise alemi dahil 85 metre uzunluğunda. Dönemin şartları düşünüldüğünde "inanılmazın başarıldığı" minareler 3 yollu olarak tasarlandığı için, minareden çıkan 3 kişi birbirini göremiyor.

İznik çinileri ve revaklı avlusuyla da göz dolduran Selimiye'nin, müezzin mahfilinin mermer sütununa işlenmiş ters lale figürü için de halk arasında çeşitli rivayetler dillendiriliyor.

Ters lale figüründeki "dede-torun rivayeti"

Mimar Sinan, İstanbul'dan Selimiye'yi yapmak için Edirne'ye geldiğinde 8-9 yaşlarındaki çok sevdiği torunu Fatma'ya hasret kalmamak için onu da kente getirir. Bir süre sonra hastalanan ve vefat eden Fatma'ya duyduğu hasret nedeniyle torunu için yaptırdığı türbedeki mermer sandukaya ters lale figürü bırakır, bu üzüntüyü gören çırağı da ustasının üzüntüsünü Selimiye'ye işler.

Diğer bir rivayet ise caminin yapılmak istendiği lale bahçesi olan arsa sahibi kadının zor ikna edilmesi nedeniyle Mimar Sinan'ın inatçılığını simgeleyen ters lale figürü koydurduğu hikayesi kulaktan kulağa yayılmaya devam ediyor.

Camiye yüklenen anlamlar

Dönemin teknolojisi düşünüldüğünde "imkansız" denilen birçok mimari tekniğin başarıyla uygulandığı camide detaylar da dikkati çekiyor.

Tek kubbeli olmasının Allah'ın birliğine yorumlanması, dört minarenin dört halifeyle özdeşleştirilmesi, pencerelerin beş kademeli oluşunun İslam'ın şartlarını simgelediği, dört vaaz kürsüsünün dört mezhebe işaret ettiği ve minaredeki 12 şerefenin namazın 12 farzı olduğuna yönelik inanışlar hala canlılığını koruyor.

Mimar Sinan'ın temelin oturması için 2 seneye yakın beklendiği de rivayetler arasında yer alıyor.

Bu arada tarihçiler, hastalığı nedeniyle vefat eden ve caminin açılışını göremeyen 2. Selim'in, ihtişamlı camiyi İstanbul yerine neden eski başkent Edirne'de yaptırdığını ise değişik şekillerde açıklıyor. Avrupa'ya yapılan seferlerin artması, 2. Selim'in şehzadeliği sırasında vaktinin çoğunu Edirne'de geçirmesi ve kentin Rumeli'nin kapısı olarak görülmesi bu açıklamalardan bazıları.

Selimiye'nin Edirne için önemi

Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, AA muhabirine, Selimiye'yi kentin tacı, mimarının şiiri, sanatın zirvesi olarak tanımladı.

Arif Nihat Asya'nın "yeşili Kıbrıs yeşili, mavisi Akdeniz mavisi" olarak nitelendirdiği Selimiye'nin 140 kalfa, 14 bin işçiyle yapıldığını ifade eden Soytürk, Selim Han'ın çok istemesine rağmen caminin ibadete açıldığını göremediğini ifade etti.

Selimiye'nin mühendisleri dahi hayrete düşüren özelliklerinin olduğunu ifade eden Soytürk, "Selimiye'nin kilit taşı 5 ton ağırlığında, kubbenin üzerindeki kurşun 18 ton ağırlığında, devrin yapım teknikleri düşünüldüğünde herkes hayrete düşüyor" dedi.

Yılda 3,5 milyon ziyaretçi ağırlamasıyla hem kültür hem de inanç turizminde önemli yeri olan Edirne'nin ziyaretçi çeken en önemli ögesinin Selimiye olduğunu anlatan Soytürk, şunları kaydetti:

"Selimiye UNESCO listesine girmesi sonrası daha da değer kazandı. Selimiye aslında sadece bir cami değil bir yaşam alanı, bir külliye. O yüzden ziyaretçilerimizin sayısı da her geçen gün artıyor. Selimiye'yi gören hayran kalıyor, bakan bir değil bin bakıyor. Fransız seyyah Selimiye'ye hayran hayran baktıktan sonra 'Bu camiyi Mimar Sinan yapmadı, bu cami gökyüzünde yapıldı, Mimar Sinan yerine koydu' diyor. Bir seyyahın bu sözleri belki de Selimiye'yi en iyi özetler nitelikte."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler