İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Taraf olmak,

Taraf olmak,


 

Taraf olmak, belli bir konuda bir düşünceyi, bir eylemi savunma durumudur. Peki, TDK ne diyor: 1. Yandaş,  2. sp. Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere,  kulübe veya bayrağa bağlı olan kimse.3. Bir siyasi görüşe, bir ideolojiye veya bir siyasi parti ve onun başkanına bağlılık gösteren kimse.

TDK.nın ifadesinde olduğu gibi spor ve siyasetin yerine bir çok kelime koymak sureti ile taraftarlığın kapsamını genişletmek mümkün. Birey olarak kendi taraftarlığımızı her vesileyle açık etmeye hatta kendimize ezberletmeye çalışırız. Bir toplulukta, bulunduğumuz bir ortamda kişisel ilişki kurmak, kendimizi tanıtmak gerektiğinde kısaca kendimizden bahsettikten sonra hemen taraftarlıklarımızı saymaya başlarız. ?okumayı severim, seyahat etmeyi severim, koyu filanca takımlıyım,  ortam müsaitse şu partiliyim gibi.?

Ülkemizde maalesef ?taraf? olmak mutlaka negatif bir yaftalamaya mahkûm edilir. Halbuki, taraf olmak oldukça nötr bir kavramdır. Burada taraf olmaktan ziyade neyin tarafı olduğunuz önem arz eder. Her tür taraf olmayı bir tür ayrıştırma ürünü olarak görmek aşina olduğumuz fobilerden başka bir şey değildir. Zira biz millet olarak ?taraf olmayan ber-taraf olur? veciz ifadesini nesilden nesile taşıyan muazzam bir irfanın temsilcileri konumundayız.

İnsanoğlunun genlerinde var galiba, şöyle bir durum değerlendirmesi yaparsak, hayatımız boyunca hep bir şeylere taraf oluyoruz.

Yaşadığımız dünya, birçok konuda taraftarlıklarını ilan etmiş insanlarla dolu olmasına rağmen.  Bunların yanı sıra büyük oranda kararsız insan da var. Karar vermekte zorlanan yani taraf olamayanlar.

İnsanoğlu yaşadığımız dünyada birçok konu ve olayda karar vermek zorunluluğunda kalmaktadır. Öyle ki bu kararları verirken zaman içerisinde de isteyerek veya istem dışı olarak taraf olmak durumunda kalır. Dünyanın fizik varlığı bize bunu dayatıyor, aksi takdirde yaşayamayız, bertaraf oluruz.

Yaşamımızın bir çok önemli kararında da kişinin almış olduğu aile, çevre, eğitim kültürü taraf olurken de, ön plana çıkıyor ve tercihlerini ona göre kullanıyor.

Bir spor kulübünün tarafında oluruz ve onu tutarız, bu tutacağımız takımı seçerken,aileden, çevreden veya gizli idolümüz olan, birisinden etkilenerek bunu yaparız. Yada çevremizdeki bir kişiyi antipatik bularak veya başkaldırı dürtüleri ile onun karşısında olduğumuzu ispatlamak için, rakip takımı tutarız. Bu şekilde O takımın tarafında taraftar olarak, yerimizi alırız. Renk aşkı sonradan gelir.

Demokrasinin temel olmazlarından biriside siyasi partilerdir. Vatandaşlık görevimiz olarak siyasi partilere seçim zamanı oy veririz ve oy verdiğimiz partiye taraf oluruz, onun iktidara gelmesi için gizli veya alenen etrafımızı etkilemeye çalışırız. Çoğu kişiler için burada taraf olurken yine, çeşitli faktörler devreye girer, aileden gelme particilik veya parti liderini beğenme gibi. Kaç kişi Ülke ve dünya sorunlarını, parti programı, liderin ve adayların deneyimlerini düşünerek, acaba taraf olmakta oy kullanmaktadır.

Sanatta da tarafımız vardır. Gönlümüzde taht kuran starlarımız vardır. Devamlı onların şarkılarını, türkülerini dinleriz, bu kişileri seçerken acaba onların sesinden mi yorumundan mı? Etkilenerek onları Favorimiz yaparız. Tercih sıralamasında ilk sırayı bu etkenler mi ön plana çıkarır, yoksa giyimi, saç sitili, özel hayatımı?. Tabi ki favori olması için gerekli olan hepsinin bir arada olmasıdır.

Öyle ki, Televizyonda yabancı bir maç seyrederken yine birini tutarak, onların yanında yer alırız. Bizi çeken ve taraf yapan nedir? Forma renklerindeki renk terciğimiz mi? Yoksa Alman veya İngiliz olması mı? Aslında hiç biride olmayabilir, burada amaç eğlenceyi ve heyecanı arttırmaktan başka bir şey değildir. Taraf olmayınca tadı çıkmayacağı yaygın görüştür.

Toplumumuzda iç içe giren kavramlar kargaşası yaşanmaktadır. Taraftar olmak ve Taraflı/Tarafsız olmak gibi. Taraf olmak ile "Taraftar" ve/veya "Taraflı" olmak birbirlerinden çok ayrı kavramlardır.

Uzun lafın kısası İnsanoğlunun doğasında taraf olmak var ve hayatımız boyunca da hep taraf olacağımız bir gerçek. Çünkü daha çocuklarımız konuşmaya başladığı anda, anneni mi? yoksa babanı mı? Çok seviyorsun diye daha o çağda çocuğu taraf olmayı aşılayan bir milletiz. O aman yapmamız gereken nedir?. Taraf olurken hangi kriterlere dikkat etmek gerekir.

Bir görüşe, inanca ve olaya taraf olurken, yani safımız belirlerken dikkat edilmesi gereken en önemli husus öncelikle konu hakkında detaylı ve yeterli bilgiye sahip olmak, farklılıklara karşı objektif bakabilmek gerekir. Bundan sonra ancak taraf belirlenebilir. Bu dönemde iyi bilgi edinip, anlamak ve müteala edebilme yetisine göre tercih belirlenecektir.

Çünkü yaşantımıza yön verdiğimiz düşünce, yaşam biçimi, taraf olduğumuz her şeyden edim ve fiillerden sorumluyuz. Bu sorumluluklarımızdan dolayı hesap vereceğimiz de bize bildirilmiştir.

Taraflılığımızın tutkuya dönüşmesi yani ?fanatikleşmesi? durumunda ise, bizleri toplum içerisinde sınıflandırmaya, hatta ayrıştırmaya kadar götürebilir. Fransız yazar ve düşünür Albert Camus?nün ? Bir ülkede kişiler ve siyasiler muhaliflerinin ağzına kilit vurmayı düşünecek kadar kendi fikir ve görüşlerine düşkünseler, o ülkede demokrasi tehlikeye düşer? sözü bu bağlamda çok şey ifade etmektedir.

Taraf olurken, safını belirtirken, özelliklede siyaset, fikir, toplumsal olaylar gibi alanlarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, kriterler olmalıdır. Bazı kişilere göre çoğunluğun bulunduğu topluluklar ve fikirler doğrudur inancı yaygındır. Bu pek de itibar görecek görüş biçimi değildir. Örneğin Hz. Nuh (A.S.) yaklaşık 950 yıl peygamberlik yapmış Allah?ın emir ve yasaklarını tebliğ etmiş, ancak bu süre içerisinde yaklaşık yetmiş kişi kendisine tabi olmuş, eşi ve oğlu da biat etmemiş. Şimdi diyebilir miyiz ki? Hz.Nuh (AS)?ın yolu yanlış diye. Her zaman büyük kitlelerin yani çoğunluğun bulunduğu yerin  haklı olduğu söylenemez.

İnsanlara yüklenen en büyük görevlerden birisi ?iyiliği yaymak kötülükten alı koymak? olduğuna göre. Taraf olurken Ya haklının ve doğrunun yanında olunacak, ya da karşısında.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı-Yazar

25.10.2013/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi