Corana Virüs dünyayı yakıp yıkarken, ekonomileri felç ederken bizimkiler bu salgından iktidar devşirme peşindeler.
İsveç'te Leyla olayını biliyorsunuz.
Baba ve iki kardeş ambulans uçakla ülkemize getirildi.
Fetöcü alçaklar, PKK'lı katiller sosyal medyada dezenformasyona başladılar.
Baba bakanın köylüsüymüş.
Baba çifte vatandaşmış.
Baba zenginmiş.
Baba hasta değilmiş.
Daha neler neler.
Baba Batman'lı bir Kürt kardeşimiz. HDP milletvekili bir hatun Diyarbakır sokaklarında megafonla "bu hükümet Kürt virüsle Kürt katliamı yapıyor" diye anırıyordu ya. Bu olay tam kapaklık.
Bakan Bey Konyalı.
Kızının tanımı ile "biz zengin olsak ben şu an burada çalışmak zorunda olmazdım ailemle beraber bende gelirdim" diyor. Bundan açık cevap olabilir mi?
Birde çifte vatandaşlık durumu var. Devletimiz zaten bunu teşvik ediyor. Bulundukları ülkede siyasette söz sahibi olsunlar diye.
Baba hasta değilse sedyede bir sürü cihaza herhalde zevk olsun diye bağlanmış olmalı.
Baba bakanın köylüsü olsa, baba zengin olsa babanın sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı yok mu?
CHP'nin milletvekilleri, gurup başkan vekilleri zerre kadar vicdan ve merhamet kırıntısına sahip değiller.
Bu koraya eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'da katılmış.
Vah ki ne vah.
Bu mal başkan olduğunda Hürriyet muhabir evine giderek apartman dairesinin önünde çıkarılmış ayakkabılarının fotoğrafını çekmiş ve sürmanşetten haber yapmışlardı.
Merkezi bu adam mı yönetecek diye.
Dünya böyledir, makam için onurunu satanlar bu gün adam olup konuşuyorlar.
Meral'e ne demeli?
Kadın tam uçmuş.
Türkiye'nin dış devletlere yardım etmesinden rahatsız.
Köpekliğini yaptığı Fetö Türkiye'den topladığı zekat paralarını Amerikan kiliselerine, senatörlerine bağış yaparken neredeydin?
Saplık, deprem ve doğal afetlerde ülkeler din, dil ayrımı gütmeden birbirlerine yardım ederler.
Bunu bilmeyecek kadar gevrek gülüşlü olamaz.
Oysa aklını kiraya vermeyen herkes ülkesi ile gurur duymalı.
Siyaset manda gibi çamurda yuvarlanmak değildir.