İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Yeniden Milli Mücadele Mecmuası

Yeniden Milli Mücadele Mecmuası

1970 yılı şubat ayında Yeniden Milli Mücadele Mecmuasının birinci sayısı çıktı. Üzerinde, anons kısmında sahip olarak Ömer Ziya Belviranlı, yazı İşleri müdürü olarak Selim Arkoç yazıyordu. Beş kişilik yazı kdrosunun isimleri vardı. Bir seneye yakın böyle sürdü, sonra yazı kadrosunun adları yazılmaz oldu. Baş yazılar Aykut Edibali tarafından hazırlanıyordu Üçüncü sayfa ona tahsis edilmişti. Üstünde Başyazı anonsu, altında Aykut Edibali adı vardı. Yazı kadrosu içinde Necmettin Türinay ismi de vardı. Bir seneye yakın böyle sürdü sonra isimler kaldırıldı. Bir süra daha Aykut Edibali adı devam ettikten sonra,o da yazılmaz oldu, sadece Başyazı logosu bırakıldı. Necmettin Türinay “hepimiz, yazı yazmada acemi idik. İlk yazı kadrosunu yetiştirmek için çok gayret sarfettim” diye ilave etti.

Kemal Yaman benden (İrfan Küçükköy) bir buçuk sene önce yedek subay askerliğini bitirdi ve Yazı işleri Müdürü yerinde Kemal Yaman adı yazılmaya başladı. ,

1972 martında yedek subay askerliğimi bitirdim. Vaiz olmak istiyordum. Ankara’ya gittim. Diyanet İşleri başkan yardımcısı Tayyar Altıkulaç ile görüştüm. O İstanbul’a tayin edemiyeceklerini söyledi. Birkaç ilçe adı söyleyerek o ilçelerden birinin müftülüğünü teklif etti. Tabii kabul etmedim. Çünkü Mehmet Çetin abi İstanbul’da sana ihtiyacımız var, demişti. İstanbul’a döndüm. Mehmet Çetin Abi ile görüştüm. O da,” İstanbul’a, Mücadele Birliğine tayin oldun” diye yarı espri ile ifade etti ve evimi İstanbul’a taşıdım. Mehmet Çetin Abi’nin yardımcısı gibi idim. Anadolu teşkilatlarını kontrole gönderilmeye başladım. İstanbul’da vakitlerimi Mecmua binasında ve Otağ binasında geçiriyordum.

Mecmuanın çalışma düzenine o zaman vakıf oldum. Bu bina genel olarak teşkilatlanmada kullanılıyordu. Bir salonu yazarlara tahsis edilmişti. Yazarlar odası ortada kocaman bir geniş uzun masa ve etrafında on kadar yazar arkadaşımız. Odada müdür ve Abi olarak Kemal Yaman arkadaşımız, sorumlu organizatör olarak Ahmet Taşgetiren görev yapıyordu. Yardımcısı Hüseyin Gülerce idi. Odanın daimi kadrosu içinde, Yusuf Çalışkan, Halil Bayrakçı, Salim Demirezen tamamı on kişi kadar vardı sanıyorum. Bu salon binanın en sakin köşesi idi. Uzun bir koridorla binanın gürültülü bütününden ayrı idi. Onları rahatsız etmemek prensibimiz idi. 1973 yılında Ömer Ziya Belviranlı'nın ayrılması üzerine Mecmuada sahip yerinde benim (İrfan Küçükköy) adım çıkmaya başladı.

Yeni Ortam Gazetesi satın alınıp, Bayrak Gazetesi çıkmaya başlayıncaya kadar hep böyle sürdü. İsmail Aydın’ın ve İsmail Kaya’nın da daha sonra YMM yazı kadrosuna dahil olduğuna şahit oldum. Kapak resimlerini ve içerde bazı resimleri çizen Haşim vatandaş arkadaşımız ve zamanla oluşan ekibi, Coşkun Aydın, Savaş Çevik birkaç ressam ve fotoğrafçı ekip bu odayla irtibatlı idi. Ali kocamaz mecmuaya karikatürlerini getirmeye uğrardı ve genellikle Ahmet Taşgetiren ile görüşür dönerdi.

İşta bunlardı bu güzel insanlar. Yüksek eğitimi bitirmişler, müftü olma yerine, akademisyen olma yerine, mimar, mühendis, hakim, avukat olma yerine dava böyle gerektiriyor diye mecmuanın bu odasına sıkışanlardı. On beş kişilik dairelerde toptan kalıyorlar, kendilerin yaptığı tek menülü yemeği yiyorlar, öğleyin kavun, karpuz, üzüm yanında peynir, zeytin yiyorlar ve gece gündüz davaya hizmet veriyorlardı. Hepsinden Allah razı olsun.Hepsinin büyüklükleri huzurunda saygıyla eğilirim.

Mecmuanın dağıtım işleri dağıtım şirketine havale edilmedi. Mecmua binasında Üniversiteli arkadaşlarımız tarafından, illerin, ilçelerin taleplerine göre paketleniyor, sonra yerde sürülerek yürütülen demir tekerlekli el arabalarına yüklenip, elle çekilerek sirkeciye getirilip, şehirlerarası otobüslere yükleniyordu. Paketleme ve dağıtım işlerini otuz kadar arkadaşımız yükleniyordu. Çektikleri zorluklar kağıt ve kalemle anlatılacak kadar, yazıya, söze dökülecek kadar kolay değildir. Bu hizmetleri gayretle ve heyecanla yapıyorlardı. Allah rızası için ve sırf dava böyle gerektirdiği için. Onlar, ileride, mühendis, avukat, doktor, daha ileri de, hakim, savcı, yüksek memur, daha sonraki zamanlarda milletvekili, bakan olacak kişilerdi. Bu paketleri illerde aynı özelliklere sahip arkadaşlarımız otobüsleri karşılayıp alıyorlar, ertesi gün ellerine alıp şehirlerin en kalabalık yerlerinde miting havası içinde satıyorlardı. Bu esnada kendi okuyacakları mecmuaların parasını harçlığından verip bir sayı da yanına alıyordu. Bu bir hafta değil, yazda kışta, yağmurda karda her hafta, böyle on seneye yakın sürmüştür.

Bu arkadaşlarımı ben kahramanlar olarak görüyorum. Övgü için ne desem azdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi