Ben bir beyaz kuşum anne!

Anne ve oğul ağıtları edebiyatımızda, türkülerimizde çok yer tutar.
Anneler HDP önünde kendilerinden koparılan evlatlarının çığlığını atıyorlar.

Duyana, anlayana.
Vicdanı kurumamış olanlara.
Çocukların örgüt tarafından 'askere alma' tanımı ile nasıl koparılıp götürüldüğünü herkes biliyor.
Özelilikle yoksul ailelerin çocuklarının.
Buna aracılık yapan unsurun HDP olduğunu da herkes biliyor.

Hatta bu çocukların bir dönem siyasal eğitim için belediyelerin yasal görünümlü kültür merkezlerinde tutulduğu biliniyor.
Açık ve net olan şu ki; HDP'nin bir yüzü legal, öteki yüzü illegaldir.
Bir taraftan bahar şarkıları söylerken öte taraftan ölüm marşları söylemekten sakınmazlar.
Annelerin babaların çocuklarını almak için HDP binasının önünde eylem yapması doğru bir davranış.
Anneler çocuklarını kimlerin çaldığını pekala biliyorlar.
Hatta bir anne il başkanına "bizim çocuklarımız dağlarda, mezarlarda, cezaevlerinde iken senin karın hangi plajlarda gününü gün ediyor" diyerek tarihi ders vermişti.

PKK terör örgütü demeyenlerin, diyemeyenlerin HDP'ye toz kondurmayanların annelerin kutlu eylemine destek vermesini beklemek mümkün değil.

Örgütü ve HDP'yi suçlamak yerine devleti suçlayanların bir yarısını anlıyorum.
Örgütle aynı şeyleri düşünüyorlar.
İyi Parti ise sadece ittifak bozulmasın diye kulağının üstüne yatmayı tercih ediyor.
İçişleri Bakanlığı yapan bir Meral Akşener'in bu olayları bilmemesi söz konusu olamaz.
Biliyor ki; devlet dağları hallaç pamuğu gibi atarak örgütün kalbini parçalamaktadır.
Elbette hırsız kimse onun kapısına dayanmak bir haktır.
Bir de sanatçılar var.
Onların bu konularda fikir beyan etmelerini beklemek saflık olur.
Sanatçıların bütün zaman ve mekanları örgüte tapınanlar tarafından kuşatılmış durumda.

Haluk Levent gibi tepki koyanlar oldu ve yedikleri linç yüzünden geri adım attı.
HDP önünde canını ortaya koyarak eylem koyan anneler ve babalar kazanacaktır.

Artık Kürt halkı gerçekleri görmektedir.
PKK ve PYD'nin kendi haklarını değil Amerikan emperyalizminin oyuncağı olduğunu görmekteler.
Türklere ve Kürtlere cehennem kılınmak istenen bu topraklarda birlikte yaşamak gerektiğini görmektedir.
Artık kan tüccarları kaybedecektir.
Gelecek günler kardeşliğin olacaktır.