Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Büyük doğu Hareketinin Birinci Dönemi (1943 - 60)


General Fevzi Çakmak, ilk genelkurmay başkanımızdı, 1920'den 1944'e kadar 24 yıl görev yaptı. Onun sayesinde Mustafa Kemal Paşa birinci adam, İsmet İnönü ikinci adam, yani cumhurbaşkanı oldular.

Onun desteğiyle bütün devrimler yapıldı. Dersim katliamı onun döneminde yapıldı. Milletimizin yakasından tutup sürüyerek batı uygarlığına taşıyanlardan birisidir.

Ömrünün son günlerinde Necip Fazıl Kısakürek, ziyarete gitti. Fevzi Paşa, tertib üzere olduğunu, çocukluğundan itibaren hiçbir namazını kazaya bırakmadığını, zekatlarını verdiğini, tüm ramazanlarda oruç tuttuğunu anlattı. Necip Fazıl derin bir iç çekti. ?Paşa keşke bütün namazların kazaya kalsaydı da o yanlışları yaptırmasaydın!' dedi.

Bu ziyaret, 1950 yılının başlarında gerçekleşti. Bu ziyaretten birkaç gün sonra, 15 Mayıs 1960'tan bir ay önce etkisiz hale getirmek için Necip Fazıl tutuklandı ve Fevzi Paşa da vefat etti. Paşanın cenazesinde radyoda müzik yayını sürdüğünden Müslüman gençlerin öncülüğünde İstanbul radyosu basıldı, yayın durduruldu. Yüzbinlerce kişinin katıldığı cenaze töreninde, Beyazıt'ta, ezan asli haliyle okutuldu. Cenaze, devlet töreniyle yapılamadı, millet tabuta el koydu, Eyüp mezarlığına kadar tabut tekbirlerle taşındı ve paşanın naşı İslami usullerle defnedildi.

12 Nisan 1950'deki bu olay, daha önce Mehmet Akif'in cenazesinde de görülen milli bir tepkiydi. Ertesi gün Taksim'de miting yapan İsmet İnönü, Fevzi Paşa'nın cenaze törenindeki olayları irtica olarak niteledi, iktidara gelirse hesap soracağını açıkladı.. Bir ay sonraki seçimlerde hezimete uğradı. Cenaze törenini doğru okuyan Adnan menderes, İzmir mitinginde devletin sahibinin millet olduğunu, İslam devletinde ezanın asli haliyle okunacağını açıkladı..

Bu bir taahhüttü. Bediüzzaman başta olmak üzere tüm İslam alimleri ve üstat Necip Fazıl, DP'yi 1960'a kadar desteklediler. DP merkezin duyarlıklarını gözetirken, milletin taleplerinden gerçekleşebilecekleri de karşıladı. Bu sağ politikanın esası oldu, devleti de, milleti de hoş tutma çabası olarak.

Necip Fazıl, gerek Celal Bayar'la, gerekse Adnan Menderes'le yaptığı görüşmelerde, bir tarih muhasebesi yapıyordu: Türkiye'nin 1950'li yıllardaki vaziyetini ?ruhta ve maddede harap bir vatan...? diyerek tanımladı. Necip Fazıl'ın Adnan Menderes liderliğindeki DP iktidarına önerisi, ?Halk Partisi rejimini yekûn halinde ele almak ve temelinden devirmektir.? DP Batı medeniyetinden çıkaracak atılımı yapıp İslam medeniyetini yeniden inşaaya girişmedi.

1943'ten beri Büyük Doğu dergisini çıkaran Necip Fazıl, kim bilir kaç kez Menderes'le konuştu.. Necip Fazıl, Menderes'i açıktan ve dergi sayfalarından sık sık uyardı, DP'ye ağırlığını koyup bir fikir partisi, bir dava partisi haline getirmesi için. Dolayısıyla Büyük Doğu'nun gülük gazete olarak yayınlanırken stratejisi, Menderes'i partisi içinde ve dışındaki düşmanlarına karşı savunmak ve DP'yi İslami hareket çizgisine taşımak: ?Partiyi yekpâreleştirmesi ve tezatsız bir bütün haline getirmesi için çalışmak, böylece Demokrat Parti içinden, yepyeni ve milletçe özlenen halis ve Anadolu Türkünün ruh köküne dayalı teşekküle yol açmak.? Necip Fazıl'a göre, milletimiz doktoru hasta olan bir hastaydı.. ?Hastalığından ve doktorundan habersiz? olan bu millet, hasta doktordan her şeyi, özellikle ?asırlık ıstırabının şifasını' beklemekte haklıydı. Dolayısıyla kurtuluş, doktoru hastaya götürmekti; ?millete doğru? gidilecek ve dava, ?millet nezdinde kıymetlendirilmeğe' çalışılacaktı..

Büyük Doğu'nun yayınlanmasını destekleyen Menderes, Necip Fazıl'ın uyarılarını ve tavsiyesini kulak ardı etti. Menderes, milletimizin huzuruna ?gerçek bir doktor' olarak, İslam davasını savunan bir lider olarak çıkmayı ve İslam medeniyetini yeniden kurmayı göze alamadı. Necip Fazıl, Menderes'e Allah'ın onu kurucu lider olarak yarattığını, bunu yapmazsa dünya güçlerinin hayat hakkı tanımayacaklarını, harcayacaklarını anlattı.. Necip Fazıl'a göre Menderes ya yeni bir anayasayla ülkeyi yeniden İslam medeniyetine taşıyacaktı ya da harcanacaktı. Necip Fazıl, 27 Mayıs darbesini ve Menderes'in asılacağını ön görmüştü. Büyük Doğu'nun 1959'da bir sayısı ?Allah onu "Ya ol! Ya öl..' diye yaratmıştır.? kapağıyla çıktı. Hasta doktor, diğer hastalarla birlikte ölecekti!

Oysa milletin emanetini alan DP'nin ve Menderes'in elinde büyük avantaj vardı. 1946 seçimi gösterdi ki CHP, içinden çıkarak muhalefet partisi pozisyonu alan DP'nin güdümlü, sınırlı ve iktidara talip olmayan bir parti olarak tasarlanmıştı. Bu yüzden, iktidarını sürdüreceğini hesaplayan CHP yönetimi 1924 anayasasında fazla bir değişiklik yapmamıştı. Milletimizin büyük ana gövdesi, DP'ye tarihi bir rol verdi. Tek parti iktidarını güçlü kılan anayasal şartları kullanabilirdi. 10 yıllık iktidarda Celal Bayar, DP'yi CHP çizgisinde tuttu.. Menderes, ikinci adam olarak kalmayı yeğledi, Necip Fazıl'ın önerdiği İslami hareketi başlatan lider rolüne soyunamadı. Oysa millete bunu söz verdi. Menderes, milleti aldattı. Bu hatasını, canıyla ödedi.

?Uluslararası Necip Fazıl Kısakürek Sempozyumu? nda siyasete etkisini anlattım.. Büyük Doğu Hareketi'ni(1943 - 1983) iki döneme ayırabiliriz. İlk dönemde CHP ve DP'ye karşı milletimizin sözcüsü oldu. 1943 - 60 arasında, İslam düşüncesinin kalesiydi. İkinci dönem, Büyük Doğu Hareketi'nin Darbeler Dönemi'nde (1960 - 1983) verdiği mücadeleyi de yarın anlatacağım..

(Devam edecek..)

Mustafa Yürekli - Haber 7

mustafayurekli@gmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.