Cihat ve ihanet kutupları

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel'le şekillenen ?Milli iktidar - Bağımsız Yönetim? Konya'dan dünyaya Büyük Türkiye mesajları verdi.

Havadan erken ihbar ve kontrol uçağı AWACS için, Konya 3. Jet Ana Üssü'nde düzenlenen tören, sadece bugünün değil, yarınların Türkiye'sinin de hedeflerini işaretliyor..

Erdoğan, İspanyolların "Juan Carlos" adlı uçak gemisinin bir benzerinin Türkiye'de yapılacağının müjdesini de verdi. ''Bu proje Türkiye için çok stratejik önemi haiz önemli adımlardan birisidir" dedi.

Türk Awacs ve Uçak Gemisi'ni nasıl okumak lazım? Karadeniz - Hazar ( Orta Asya) bölgesinde ve Akdeniz - Kızıldeniz (Orta Doğu) bölgesinde, Körfez -Hint Okyanusu (Güney Asya) bölgesinde enerji haritası yeniden çiziliyor.

İngiltere, Lozan'da Türkiye'nin güney doğudaki enerji kaynaklarına ulaşımı engelledi; Musul ve Kerkük, Misak-ı Milli sınırlarının dışında tutuldu. Türkiye'nin Kafkasya'daki kaynaklarla ilişkisi kesildi.

Tam yüzyıl sonra hesaplar gözden geçirilip değişirken, Türkiye'nin geleceği parlıyor. Stratejik Enerji ve Savunma Projelerimiz devreye giriyor.

Bu bağlamda radar uçağının Hava Kuvvetleri'ne, uçak gemisinin ise Deniz Kuvvetleri'ne yeni bir perspektif kazandıracağını, Akdeniz, Karadeniz ve Körfez'in merceklerimiz altına gireceğini görmeliyiz.

Ankara'nın hem 'enerji ihtiyaç' hem de 'stratejik avantaj' savaşını iyi anlayabilmek Türkiye'nin vücudundan geçen enerji damarlarına bakmak gerekiyor. Enerjinin kendisi kadar yolları da büyük önem kazanıyor. Bunların yapılması, korunması, işlerlik ve ülkeler arasında çok taraflı uzlaşılar yaratılması gerektiriyor.

Türk uçak gemisi ve savaş gemileri de bir taraftan Akdeniz, bir taraftan Karadeniz, diğer taraftan Kızıldeniz üzerinden Hint okyanusuna doğru bayrak dalgalandıracak. 200 yüzyıl önce Osmanlı-Türk İmparatorluğu'nun yaptığı gibi.

17 ve 25 Aralık derin operasyonların, enerji savaşlarıyla bir ilişkisi var mı? Var. Hem de çok var. Ben ?Emperyalizme karşı mücadele ediyorlar..? diye okuyorum yukardaki fotoğrafı. İşte İslam dünyasının gerçek umudu ve geleceği bu.

Cihat kutbu budur, ülkemizin.. Milletimizin kendini ifade ve savunması bu fotoğraftır. Cihat kutbunun ortaya çıkmaması için yıllardır az filim çevirmediler bu ülkede.. Herkes çok kazançlı olduğundan ihanet kutbuna koştu.

1960 yılında, Deniz Baykal, henüz üniversite öğrencisiyken, 555K adını verdikleri eylemde, Başbakan Adnan Menderes'in boyunbağınıdan tutup sarsarak "Özgürlük istiyorum.." demiş.

Adnan Menderes de "Oğlum, hangi ülkede başbakanın yakası toplanıp özgürlük istenebiliyor.. Bak sen istiyorsun. Sen özgürlüğünün kıymetini bilmiyorsun.." demiş..

Baykal, o gün 27 Mayıs cuntası adına başbakan Adnan Menderes'in yakasını topluyordu.. Ahmet Necdet Sezer, Deniz Baykal ve diğer öğrenci liderleri 27 Mayıs 1960 darbesine bir ay kala, 28 Nisan'da gençliği sokağa dökmenin ve darbe ortamı hazırlamanın ödülünü fazlasıyla aldılar. Kimi cumhurbaşkanı oldu, kimi başbakan, bakan ve milletvekili.. Kimi dünyanın zengin generalleri arasına katıldı, kimi profesör, ünlü gazeteci ya da sanatçı, kimi de dünya çapında zengin iş adamı.

Kişisel ya da kurumsal / partisel çıkarları için ihanet ettiler; ülkenin çıkarlarını hiç saydıklarından baronların, işbirlikçilerin, cuntacıların yanında oldular. İhanet kutbunu oluşturdular.