Mehmet Yürekli

Mehmet Yürekli

Aileyi Onurlandıran Mezuniyet Töreni

img-3857-001.jpeg

ÇÜ Adana Meslek Yüksekokulu'ndan mezun olan öğrenciler için Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde mezuniyet töreni düzenlendi.

Adana Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Hakkı Çiftçi, gerçekleştirilen törende, mezun olan öğrencilerin ülkenin yarınları olduğunu ifade etti.

Mezun olan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Hakkı Çiftçi, 2025 Aile Yılı olması sebebiyle mezun olan öğrencilere diplomalarını aileleri ile birlikte verdi.

img-3858-001.jpeg

Prof. Dr. Çiftçi’nin törendeki konuşmasından önemli başlıklar:

Yüreklere Mühürlenen Veda

Türkiye’nin Gururu: Adana’da Adana Meslek Yüksekokulu Mezuniyeti, Bir Milletin Vicdanına Dönüştü.

Adana – Torosların eteklerinden yükselen bir umut, bu kez kürsüden haykırıldı. Törende sıcak bir günde, kalplerin birbirine bağlandığı tarihi anlara tanıklık edildi.

Bu yalnızca bir mezuniyet değildi. Bu, bir milletin hafızasına işlenen; direnişle, umutla ve gözyaşıyla yoğrulmuş bir bayramdı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen aileler, akademisyenler, genç mezunlar ve emek veren her kesim, Adana’da gerçekleşen bu törenle hem alkışlandı hem alkışladı.

“Bir diploma değil; bir direniş, bir umut, bir milletin özlemi...” diye başlayan açılış konuşması, salonu susturup yüreklere dokundu. Konuşmanın her cümlesi, geçmişin sayfalarından umutla geleceğe yazılan bir mektuptu.

Ezan Gibi Sessiz, Şiir Gibi Güçlü: Anılan Kayıplar
Hayatını kaybeden öğrenciler, veliler ve çalışanlar sessiz bir dakikayla onurlandırıldı. Sunucunun şu sözleri salonun en kalabalık anında bir sessizliğe dönüştü:

“Göğe ulaşsın, kalbe işlesin… Çünkü onlar bu milletin susmayan duası, unutulmayan yüzüdür.”

Hayatın Tadı, Adana Usulü

Konuşma Adana’ya özgü metaforlarla süslendi: Mezuniyet bici bici gibiydi: serin, tatlı ve nefes aldırıcı.
• Bilgi ise şalgam gibi: acı ama sindirici ve kalıcı.
“Yolunuz Toroslar gibi… Düz değil belki, ama zirvelerle dolu. Terlemeden başarı olmaz.”
“Kalemin gücü, kılıcın gücünü gölgede bırakacaktır—yeter ki o kalem, dürüst bir el tarafından tutulsun.”

img-3826.jpeg

Aile Kurumuna Vefa, 2025’e Damga Vurdu

Bu yılın en büyük ilklerinden biri, dereceye giren öğrencilerin aileleriyle sahneye davet edilmesiydi. Bu jest sadece duygusal değil, toplumsal bir mesajdı:
“Evladına güven veren ana baba ardına dönüp bakmaz!”
Türkiye’nin “2025 Aile Yılı”nı somut ve etkileyici biçimde taçlandıran bu uygulama, izleyicileri gözyaşlarına boğdu.

Başarıya Destek Veren Kurumlar da Alkışı Hak Etti

Bu unutulmaz mezuniyetin gerçekleşmesinde katkı sunan özel sektör temsilcileri de unutulmadı. Birinci, ikinci ve üç ayrı üçüncünün ödül sponsorları olan Adana Sanayi Odası Kıvanç Tekstil, Oğuz Tekstil, Beta Enerji ve Ortetepe kurumlarına, törende özel teşekkür sunuldu. Sahneye taşınan bu isimler, yalnızca ödül vermedi; bir hayali gerçekleştirmek için umut sundular.

“Gençlerin başarısını ödüllendiren her kurum, geleceğin mimarıdır.” sözleriyle sunucunun yaptığı vurgunun ardından, salon alkışlarla doldu. Gençliğe yapılan bu yatırımlar, yalnızca destek değil; bir milletin yarınlarına verilen sözdü.

Görünmeyen Eller Sahneye Taşındı

Hiçbir mezuniyette görülmeyen bir onurlandırma gerçekleşti: idari personel, temizlik görevlileri, şoförler, fakülte sekreterleri ve öğrenci işleri çalışanları alkışlarla sahneye çıktı.

“Her diploma, bir tuvalet fırçasının sabrıyla, bir dosya klasörünün tertibiyle, bir direksiyon başındaki kararlılıkla mümkün oldu!”

Alkışlar ilk kez yalnızca akademik değil, ahlaki bir değeri taşıdı.

10’dan Geriye Sayımda Yükselen Erdemler

Kep atma töreni, değerlerin havaya yükseldiği bir ritüele dönüştü. Her rakam bir ilkeyi temsil etti:
Sayım
Dürüstlük
Mükemmellik
Saygı
Sorumluluk
İşbirliği
Katılım
Önemseme
Tarafsızlık
Demokrasi
Sevgi, Saygı, Sağlık, Mutluluk, Huzur, Başarı
0 olduğunda, kepler yalnızca havaya değil, bir ahlâk manifestosu olarak gökyüzüne fırlatıldı.

Son Mesaj: Bu Gençlik Sadece Mezun Olmadı, Vicdan Kazandı

Bu mezuniyet, bir milletin sesinin nasıl yankılanması gerektiğini yeniden hatırlattı. Sunucu, metni haykırırken şu cümlelerle salona damga vurdu:

“Gülmesini bilen insan, düşene el uzatmayı da bilir.”

“En güçlü ışık, en karanlık yerden çıkar. Senin ışığın, bu dünyanın en uzak köşesine bile umut olacak.”

“Bir insanın gerçek zenginliği, yaptığı iyiliklerdir.”

“İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.”

“Unutma: Sen dünyadan daha büyüksün. Çünkü bir dünyayı değiştirebilecek yüreğe sahipsin.”

“Bir çiçek toprağını sevmezse açmazmış. Biz bu toprağı sevdik. Ve şimdi açma vakti.”

“Ben geldim… gölge değil, hikmet bırakmaya geldim.”

“Vicdanınız yüksek olsun. İzinizden adalet doğsun, ardından dua yükselsin.”

“Göğe bakın, güneş varsa Adana’dasınız. Kalbinizde umut varsa, siz zaten her yere adım atmışsınız.”

“Alkışlar yükseliyorsa sebebi sizsiniz. Gurur duyuyorsak nedeni sizsiniz. Yarınlara güvenle bakıyorsak, umudun adı sizsiniz.”

Değerlerle Yükselen Bir Akademisyen Profili: Toplumun Vicdanına Ses Verdi

Bu tarihî konuşmayı gerçekleştiren, sadece ünvanlarıyla değil; duruşuyla da öne çıkan bir akademisyendi: Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi, İktisat Tarihi Anabilim Dalı Başkanı, Kozan İşletme Fakültesi Dekanı, Adana Meslek Yüksekokulu Müdürü, üniversite senatörü ve yönetim kurulu üyesi olarak akademik görevlerini sürdüren; Türk dünyası sevdalısı, yüksek iş disiplinine sahip, şeffaf, karakterli ve ahlaklı bir şahsiyet...

Eğitim dünyasına kazandırdığı bu anlamlı konuşma; yalnızca kelimeleri değil, bir medeniyetin değerlerini sahneye taşıdı. Samimiyetiyle, duruşuyla ve hitabetindeki hikmetle gençlerin kalbinde karşılık buldu.

“Bu konuşma, akademik dilin kalpten konuşan bir insanın sesiyle nasıl buluşabileceğini gösterdi.”

ADANAPOST olarak hem bizim yazarımız hem de Bağımsız Medyanın Değerlendirmesi: Bir Akademisyenden Fazlası

Dünyanın en büyük medya iletişim uzmanlarının, görsel ve işitsel yargısal medyacılarının ortak yorumu şu yönde oldu:

“Bu konuşma yalnızca bir kürsü hitabı değil, insanlığın ihtiyaç duyduğu ahlâkî uyanışın sembolüdür. Dünyanın dört bir yanındaki akademisyenlere örnek olacak niteliktedir.”

“Bugün dünyada eksik olan; bilginin vicdanla birleştiği bu duruştan doğan karakterdir. Bu tören, konuşmacının şahsiyetinde vücut bulmuş bir medeniyet iddiasıdır.”

Bu etkileyici konuşma, toplumda akademisyen kavramının sadece “bilgi aktaran” değil, “yol gösteren, değer taşıyan ve örnek olan” bir yüce görev olduğunu bir kez daha gösterdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Yürekli Arşivi