Arkadan gelen hukuk!

Her bir hadise cereyan ettikten sonra hukuki düzenleme gündeme gelerek istenen sonunca ulaşılamaz.
Toplumsal öfkenin zirvede olduğu zamanlarda öfkeyi sükûnete erdirmek için adım atma eylemine "arkadan gelen hukuk" diyebiliriz.
Örneğin;
Ordu'da Ceren'in katledilmesi sonrasında katilin "sokağa çıktım öldürecek adam aradım" şeklindeki ifadesi gündeme oturdu.
Bir şekilde ile hayatında olmayan, tanımadığı, yolarının kesişmediği birini öldürmek elbette üzerinde durulması gerek konu.
Üstelik bunu yapan alçağın yarı açık cezaevimden kaçması ise bambaşka bir sıkıntı.
Asıl üzerinde durulması gereken konu bu caninin yıllar önce tanımadığı on dört yaşındaki bir çocuğu yirmi yerinden bıçaklamış olmasıdır.
Aslında adamın psikolojik olarak hasta ve tehlikeli bir ruha sahip olduğunu açık ve net olarak ortaya koymuş.
Anlayana tabi ki.
Amok sendromu yaşayan kişiler, birden tehlike altında olduklarını düşünerek harekete geçiyorlar. Bu hal üzere olan amok hastası önüne gelen herkesi öldürme hazır cinayet makinesi haline geliyor.
Karakoldan, savcılık makamına oradan mahkeme kürsüsüne, oradan cezaevlerine kadar olan zincirde psikologlar olmazsa işin özünü kavramak mümkün olmamaktadır.
Bu katilin hastalığı tespit edilebilmiş olsaydı, yarı açık cezaevine gönderilmek yerine özel güvenlikli ruh sağlığı hastanelerine gönderilmiş olurdu.
Şu anda herkes yarı açık cezaevlerine çıkışın zorlaştırılması üzerinde konuşmalar yapıyor.
Ağırlaştırılmış cezalar yerine çağdaş bilimlerin ortaklığı ile adalet sağlama yoluna gidilse daha isabetli olacaktır.
En önemlisi kanunlar yapılırken sadece hukukçular değil alanla ilgili bilim adamlarından da faydalanmak gerekmektedir.
Ve hukuk önden gitmelidir.
Arkadan gelen hukuk nal toplar.