“…duadan sonra eller yüze sürülmediğinde eksik kalan şey gibi.”
Olmamıştır.
Tüm sesler duyulmuş, onun sesi duyulmamıştır.
Her yüze bakılmış, onun yüzü görülmemiştir.
İnen son yolcu da beklenmiş; ama o gelmemiştir.
Bir romanın son sayfasını okuyamamış gibi.
Uzun zamandır beklediğin mektubun, geldiği halde henüz zarfını açamamak gibi.
Duadan sonra eller yüze sürülmediğinde eksik kalan şey gibi.
Kışın yağmayan kar,yazın görünmeyen güneş gibi.
Ölçüsüz bir boşluktur yokluğun. Tanımlanamayan ve tamamlanamayan bir şey. Öncesi neyse de sonrası hiçbir şey olan. Hiçbir şey…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.