Hayalin şekillendirdiği hiçbir şey yoktur ki, mermerde ifadesini bulmasın?
Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni; 6 Mart 1475 ve 18 Şubat 1564 tarihleri arasında yaşamış, İtalyan kökenli, dünyaca ünlü ressamdır. Şöyle diyor Michael Angelo: ”Hayalin şekillendirdiği hiçbir şey yoktur ki, mermerde ifadesini bulmasın ”der.
Günlük hayatta başarılı olmuş zirveye ulaşmış insanların izledikleri stratejilere baktığımızda hepsinde gözlemlediğimiz ortak bir takım özelliklerin olduğunu görebiliriz. Bu özelliklerin en önemlileri, olmazsa olmazları; şaşmaz bir sabır, durmadan dinlenmeden çalışma azmi, belirlediği plan doğrultusunda sağdan soldan gelen moral bozucu seslere aldırış etmemek, koyduğu kurallara sıkı sıkıya uymak olduğunu görebiliriz.
Dünya tarihinin en önemli bilim insanlarından birisi kabul edilen İngiliz kökenli Isaac Newton’a buluşlarını nasıl gerçekleştirdiği sorulduğunda, ”daima sabrederek ve düşünerek konuyu her zaman göz önünde tutarım. Sonra da şafağın yavaş yavaş aydınlığa çevrilmesini sabırla beklerim” diye cevap vermiştir.
Ünlü ressamlardan NichalasPaussin de başarmanın sırrını ”Yaptığın bir işi en iyi şekilde yapmaya devam et çünkü ben bu aşamaya hiçbir şeyi ihmal etmeden geldim” der.
Stanford Üniversitesi’nden Carol Dweck, yaptığı araştırmada başarılı insanların ortak özelliğinin” hayata bakış açıları” olduğunu söyler. Bu insanlar kendilerine verilen imkân ve yetenekleri sürekli geliştirmeye odaklıdırlar. Hayatı bir “öğrenme”, “büyüme”, “gelişme”, “olgunlaşma” yolculuğu olarak görürler. Bu nedenle hep gelişmeye ve kendilerini yenilemeye odaklıdırlar (Growth Mindset)
Başarmak için hiçbir zaman geç kalmadınız. Geç kaldım diyorsanız aşağıdaki öyküyü okumanızı öneririm.
Yıllar önce El-Ezher Üniversitesi’nin kapısına Zekeriya EJ-Ensdrî adında 60 yaşında bir ihtiyar gelmiş ve kapıdaki görevliye “Burayı kim yönetiyor?” diye sormuş. Bekçi, “Rektör!” demiş. İhtiyar “Ben rektör olmak istiyorum, bana bunun yolunu anlatır mısın?” deyince bekçi alaylı bir tavırla ona eğitim durumunu sormuş. İhtiyar, ilkokul mezunu olduğunu söylediğinde bekçi gülmüş ve “Amca! Rektör olabilmek için önce ortaokul, sonra lise, ardından da üniversite okuyacaksın; daha sonra doktora yapıp doçent ve profesör olacaksın. Fakat senin yaşın 60’a dayanmış, bunları başarabilmen mümkün değil!” demiş. İhtiyar yine de ümidini kaybetmemiş, yalvara yakara idare amiriyle görüşme izni almış ve sonuçta hizmetli olarak üniversitede göreve başlamış. Çalışırken bir taraftan da ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirmiş. Sınavlara girip kendi üniversitesinde okumaya hak kazanmış. Bu arada büyük kültür hizmetlerinde bulunuyor, sosyal faaliyetlere, çalışmalara öncülük ediyormuş. Üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek lisansını, doçentlik çalışmalarını yapıp 90 yaşında profesör olmuş. Üniversite heyeti büyük başarı ve çalışmalarından duydukları memnuniyetten dolayı bu 90’lık ihtiyarı üniversiteye rektör seçmişler. Birkaç sene görevini titizlikle yaptıktan ve nice talebeler yetiştirdikten sonra görevinden ayrılmış. Yaşama azmi, başarma aşkıyla dolu hayati 120 yaşındayken noktalanmış.
Eğer ne istediğinizi bilir ve yılmadan çalışırsanız, en gizli isteklere cevap veren Yaratıcı sizi duyacak ve mutlaka cevap verecektir. Zaten vermek istemeseydi, istemek duygusunu vermezdi. Öyle değil mi? O halde ne duruyorsunuz? Haydi, iş başına!
Kalın Sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.