

Sait Özdemir
Hazır olma, kabullenme, çözüme odaklanma..
Hepimiz hayatımızın bir bölümünde zorlandığımız işin içinden çıkamadığımız, bizi üzen, acı veren, korkutan, kaygılandıran olaylarla karşı karşıya kalmışızdır. Bunlar ciddi hastalıklar olabileceği gibi, sevdiğimiz bir yakınımızı kaybetmek, sevdiğimiz birinden ayrılmak, ciddi bir tehlikeyle karşılaşmak, maddi kayıplar, başarısızlıklar gibi zorlayıcı nedenler olabilir.
Böyle üzüntü ve acı veren olaylarla karşılaştığımızda ilk verdiğimiz tepki biçimi genellikle bu anların bir an önce bitmesini istemek, reddetmek ve bize verdiği ıstıraptan kurtulmak olur. Bazen bu durum ruhsal dengemizi bozar ve bir depresyon yaşamamıza neden olur.
Böylece işler daha da zorlaşır; daha karamsar, negatif bir hale gelir çaresizlik duygusu yaşamaya başlarız
Peki bu zor anlardan kaçınmak mümkün olmadığına göre ne yapabiliriz?
Hepimizin karşısına çıkabilecek bu zor zamanlarda tepkilerimiz, davranış ve tutumumuz ne olmalı? Öncelikle birinci tepki biçimi bu durumu algılamamız ile ilgili daha sağlıklı bir düşünce altyapısına ihtiyacımız var. Karşımıza çıkan bir zor durum öncesinde, yani ‘her şey yolundayken’ bu kötü bir durumun varlığını, şu an değilse de herhangi bir zamanda karşımıza çıkabileceğini, kabul etmek gerekir. Unutulmamalı ki, hayatın güzellikleri, mutluluk veren anları ile birlikte bu zor anlarını da kabul etmeye hazır olmamamız lazım.
O halde yapabileceğimiz ikinci doğru tepki şu olmalıdır; Hazır veya değiliz ama bir zor an yaşıyoruz diyelim, öncelikle az önce söylediklerimizin doğrultusunda, bu kötü anları yaşamamıza neden olan durumu ‘niçin ben’, ‘böyle olmamalıydı’, ‘bunu hak etmiyorum’, ‘keşke şunu yapmasaydım’ ve bunun gibi işlevsel olmayan düşüncelerle karşılamak yerine, durumu kabullenmeye çalışarak, ‘evet olmasaydı iyi olurdu ama ne var ki yaşandı, gerçek bu’ biçiminde bir düşünsel yaklaşımla ve adeta hoşgörüyle karşılamaya çalışmalıyız. Bu düşünce yapısı en azından bizim hemen depresif olmamızı önleyerek, eğer bu durumdan çıkış için yapılabilecek şeyler var ise buna odaklanabilmemize yardımcı olacaktır.
Üçüncü aşama ‘çözüme odaklanmak ve başa çıkma’ aşamasıdır. Yaşadığımız zor anı adeta bilimsel problem çözme yöntemleri ile ele alarak; problem varsa çözümleri de vardır yaklaşımıyla, çözüm seçenekleri oluşturarak bunları eyleme dönüştürme aşamasıdır.
Zor anlarla başa çıkmamızda kısaca; ‘hazır olma’-‘kabullenme’-‘çözüme odaklanma ve eylem’ aşamalarını kullanabilmemiz oldukça etkili olacaktır.
Evet zor anlar kaçınılmaz, hepimiz payımıza düşeni alıyoruz. Ancak doğru başa çıkma yöntemleri kullanarak veya gerektiğinde bu konuda destek alarak, hiç olmazsa bu zor anların bizi tümüyle hırpalamasına, güçsüzleştirmesine, bizi yenmesine izin vermeyebiliriz.
Unutmayalım ki Yaşadığımız şey her ne olursa olsun mutlaka yapacak bir şeyler vardır.
Buna inanmalıyız ve hayatı zorlukları ile birlikte sevebilmeliyiz.
Kalın sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman
www.saitozdemir.net

Sait Özdemir: İnsan-ı Kamil
15 Ekim 2025 Çarşamba 06:57Sait Özdemir: Hiçbir şeyi düşünmeden yaşamak
29 Eylül 2025 Pazartesi 20:42Gizli Hazinemiz Gençlerimiz
22 Eylül 2025 Pazartesi 20:28Sessizlik Sarmalı
18 Eylül 2025 Perşembe 20:06Neyse…
12 Eylül 2025 Cuma 12:14İyilik Üzerine
28 Temmuz 2025 Pazartesi 23:15Herkese yetmeye çalışıp kendine yetememek.
25 Haziran 2025 Çarşamba 22:04Hayat bu ne ekersen onu biçersin...
16 Haziran 2025 Pazartesi 20:21Kişilik olmadan diğerleri bir hiçtir...
11 Haziran 2025 Çarşamba 23:56Sureti şiretine şahittir...
23 Mayıs 2025 Cuma 14:53




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.